Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2020/1539 E. 2022/115 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

KARAR TARİHİ : 24/01/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2020
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; yasa gereği işletme hakkı verilen otoyollardan ücret ödemeksizin geçiş yapan araçlardan işletici şirket tarafından geçiş ücreti ile birlikte daha önce ücretin 10 katı tutarında cezanın genel hükümlere göre tahsil edilebileceği hükme bağlanmışken 25/05/2018 tarihinde yapılan değişiklikle 10 katı tutarında ibaresinin 4 katı tutarında olarak değiştirildiğini, …. davacı şirket tarafından işletildiğini, davalı şirket aleyhine Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2884 Esas sayılı dosyasında davalı şirketten geçiş ücreti ve 10 kat tutarında cezanın tahsili için takip başlatıldığını, yasa gereği cezanın 4 katına indirildiğini, davalı tarafından borcuna tamamına, faize, faiz oranına ve her türlü ferilerine itiraz edildiğini, davalının OGS/HGS hesabını uygun tutmak ve geçici ödemelerini yapmak yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ilgili yasa gereği ödemesiz geçiş tarihi izleyen 15 gün içinde usulüne uygun ödeme yapılması halinde ceza tutarlarının uygulanmayacağı düzenlenmiş olmasına rağmen davalı tarafından ödemenin yapılmadığını, ihlalli geçişlerin sorgulanması ve ödenmesi için çeşitli kanalların açık olduğunu, otoyol işleten şirketin bildirim yükümlülüğü olmasına rağmen 24/08/2017 tarihinde davalı şirkete borçların dökümlü olarak bildirilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, TTK uyarınca alacağa değişen oranlarda avans faiz uygulaması gerektiği, KDV ile ilgili olarak yasa gereği her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu bu nedenle temerrüt faizi üzerinden KDV hesaplanmasının hukuka uygun olduğunu, icra inkar tazminatı uygulanması gerektiği, her ne kadar takip ile 344.405,88TL asıl alacak talep edilmişse de ceza tutarının 10 kattan 4 kata indirilmesiyle alacağın takip tarihi itibarı ile 171.719,12TL’ye indirildiğini, fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla; davalarının kabulü ile davalı borçlunun Ankara 8.İcra Müdürlüğünün 2018/28 Esas sayılı dosyasında yapılan itirazının iptali ile takibin avans faizi ile birlikte devamına ve davalı borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkile şirketin işi gereği söz konusu araçların sürekli şehirlerarası seyir halinde olduğunu, araçlarda HGS/OGS sistemlerinin mevcut olduğunu ve … ile yapılan anlaşma gereği otomatik ödeme talimatı olduğunu, buna rağmen işleyiş ve davalı şirketin hatasından kaynaklanan sebeplerle müvekkilin bilgisi dışında aylar süren çok sayıda ihlalin bir araya getirilerek takip başlatılmasının hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, ihtiyati haciz taleplerinin de reddi gerektiğini, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, ihlalli geçiş yapan 6 adet aracın davalı şirket adına tescil edildiği, tarafların arasındaki işin ticari iş niteliğinde olduğu, davacının faiz başlangıç tarihinin açıkça belirtilmediği, yasa gereği davacı tarafından geçiş ücreti ile birlikte ücretin 4 katı tutarınca ceza tahsil edilebileceği, davacı tarafından talep edilen 31.115,45TL geçiş ücreti, 113.722,60TL gecikme cezası olmak üzere toplam 144.838,05TL asıl alacak talebinin isabetli olduğu, KDV hesaplaması yapılırken matraha faiz miktarının da dahil edilmesinin isabetli olduğunun rapor edildiği, söz konusu rapora itiraz edilmesi üzerine aynı bilirkişiden 16/01/2020 tarihli ek rapora göre, geçiş ücreti ve gecikme cezası toplamının 145.165,85TL olduğu, takip tarihine kadar işlemiş faiz oranının 11.325,51TL, faize uygulanabilir KDV oranının 2.038,59TL olmak üzere toplam 158.529,95TL olduğunun rapor edildiği, söz konusu ek raporun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle kabul gördüğü, faizin geçişlerin yapıldığı andan itibaren 15 gün geçtikten sonra bilirkişi tarafından başlatılmasının yerinde olduğu anlaşılmış olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davanın kısmen kabulü ile Ankara 8. İcra Dairesinin 2018/2884 Esas sayılı dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 145.165,85TL asıl alacak, 11.325,51TL işlemiş faiz, 2.038,59TL KDV olmak üzere toplam 158.529,95TL alacak yönünden itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynı şartlarda devamına, davacının inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece asıl alacak, işlemiş faiz ve KDV yönünden kabul kararı verildiği ancak alacağın likit olmadığından bahisle icra inkar tazminatının reddine karar verildiğini, icra inkar tazminatı yönünden kararın kaldırılması gerektiğini, takibe konu alacağın likit olduğunu, davalı borçlunun kötü niyetli olarak ve takibi sürüncemede bırakmak maksadıyla takibe itiraz ettiğinin açık olduğunu belirterek kararın reddedilen kısmının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olaydaki uyuşmazlık, itirazın iptali istemiyle açılan davada takip konusu alacağın likit ve belirlenebilir olup olmadığı, buna bağlı olarak İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2 maddesi gereğince icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, otoyol geçiş ücretine dayalı alacağın tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibinde vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamından, davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine ihlalli geçişten kaynaklanan toplam 344.405,88TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emri tebliğ edilen borçlunun süresi içerisinde borca ve faize itirazı üzerine icra takibinin durduğu, alacaklının 6001 sayılı Kanun’un 5.maddesinde yazılı on katı tutarının dört katı olarak değiştirilmesini de gerekçe göstererek toplam 171.719,12TL alacak yönünden itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali davası açtığı, mahkemece davanın kısmen kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından sadece icra inkar tazminatı talebinin reddine yönelik kararın usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek istinaf isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı … Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesinde “…4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. …” hükmü düzenlenmişken 25/05/2018 tarih ve 30431 sayılı … Gazete’de yayımlanan 16/5/2018 tarih ve 7144 sayılı Kanunun 18. maddesi ile birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “on” ibareleri “dört” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı Kanunun 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanuna geçici 3. madde ilave edilmiştir.
6001 sayılı Kanuna eklenen Geçici 3. maddede ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı … için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30 uncu maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir. Başka bir ifade ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifade ile borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Somut olayda, otoyol geçiş ücretine dayalı alacağın tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibinde vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada her ne kadar icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de, takip konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirmediğinden, bir başka ifadeyle alacak, takip tarihi itibariyle likit ve muayyen olduğundan, davacının icra inkar tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeninden esas hakkında “davanın kısmen kabulüne” ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/02/2020 gün ve 2018/698 Esas, 2020/146 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
1)Davanın KISMEN KABULÜ ile, Ankara 8. İcra Dairesinin 2018/2884 Esas sayılı dosyasında davalı/borçlunun 145.165,85TL asıl alacak, 11.325,51TL işlemiş faiz ve 2.038,59TL işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 158.529,95TL alacak yönünden itirazının iptaline ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2)İptaline karar verilen 145.165,85TL asıl alacağın yüzde yirmisi oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3) 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 10.829,18TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.722,03TL harcın mahsubu ile bakiye 9.107,15TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4)Davacı tarafından peşin yatırılan ve alınmasına hükmedilen 1.722,03TL harcın yargılama gideri olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; davacı tarafça istinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin yatırılan 54,40TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
6)Davacı tarafından hükümden önce yapılan 35,90TL başvurma harcı ile 1.956TL yargılama gideri ve hükümden sonra yapılan 11TL olmak üzere toplam 2.002,90TL yargılama giderinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2.maddesi uyarınca, tarafların haklılık oranına göre 1.849,06TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7)Davacı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında yapılan 37TL posta/tebligat gideri ile 148,60TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 185,60TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 332/3.maddesi uyarınca, hükümden sonraki yargılama giderlerinin haklılık oranına göre taraflara yüklenmesine,
9)Davacı, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 19.010,35TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10)Davalı, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
12)Temyizi kabil olan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince;Dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince; tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/01/2022