Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2020/1289 E. 2021/1804 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ


KARAR TARİHİ : 24/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2019
NUMARASI …

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine davalı … … A.Ş. tarafından Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. Karar sayılı dava dosyasında açılan ihtiyati haciz ve tedbir talepli tasarrufun iptali ve muvazaa davasının müvekkili lehine karara bağlandığını ve 15/12/2015 tarihinde hükmün kesinleştiğini, dava süresince müvekkiline ait 5 adet … marka aracın üzerine ihtiyati haciz konulduğunu, 6 sene boyunca araçların otoparkta kaldığını, satışlarının yapılamadığını, otopark ücretinin, değer kaybının, vergilerinin müvekkili tarafından karşılandığını, ayrıca müvekkili şirketin ticari hayatına devam edebilmek için yeni araçlar almak zorunda kaldığını, 5 araçtan 4 tanesinin çalışamaz durumda olduğu ve daha fazla muayene ve MTV ödenmemesi için bu araçların trafikten men edildiğini, tüm bu dönemde müvekkilinin ticari itibarının büyük ölçüde zedelendiğini, özellikle banka kredilerinde sorun yaşandığını, müvekkili şirketin araçlarına haksız ihtiyati tedbir konulması sebebiyle uğradığı maddi ve ticari itibarı zedelenen müvekkilinin manevi tazminat talepleri açısından fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 15.000TL maddi, 20.000TL manevi olmak üzere zararın meydana geldiği tarihten itibaren en yüksek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; maddi tazminat talepli davalarda davalı tarafın kusurunun arandığını, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….Esas sayılı dosyasının takipsiz bırakılarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde ve konulmuş olan ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmamasında müvekkili bankanın temlik veren sıfatı ile hiçbir hak ve sorumluğunun olmadığını, kusuru bulunmayan müvekkili hakkında açılan işbu davanın reddinin gerektiğini, manevi tazminatın ancak ihtiyati tedbir koyduran tarafından kötü niyetli ve kusurlu olması halinde istenebileceğini, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dava dosyasının 21/04/2014 tarihinde … şirketine temlik edildiğini ve bu tarihten sonra dava temlik alan sıfatı ile … … Yönetimi vekilince takip edildiğini, müvekkili banka tarafından davacı tarafa yapılmış olan haksız bir eylem söz konusu olmadığı gibi tedbirin kaldırılmasına ilişkin bir kusurunun bulunmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı banka tarafından açılan tasarrufun iptali davasında davacı şirkete ait araçların trafik kaydına ihtiyati haciz şerhi konulduğu ve 5 yıl sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek neticelendiği ve tedbirin kalktığı, konulan tedbirin trafik kaydına işlenen ihtiyati haciz olup davacının araçlarını kullanmasına engel olmadığı, davacının araçlarını fiilen kullandığı, iddia ettiği gibi kullanmamadan kaynaklanan bir zararı, otopark ücreti bulunmadığı, malik olarak kullandığı araçların MTV, muayene ve vergilerini ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bunun tedbirden kaynaklanmadığı ve davalıdan talep etme hakkının bulunmadığı, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere ihtiyati haciz nedeniyle 5 adet aracın zamanında satılmaması nedeniyle uğradığı zararı talep etme hakkının bulunduğu, bu miktarın da 2.394TL olduğunun anlaşıldığı, ihtiyati haciz kararından dolayı davacı şirketin gerek kişiliğine gerekse ticari faaliyetlerine yönelik manevi tazminat gerektirecek bir fiil bulunmadığından manevi tazminat talep edilemeyeceği, her ne kadar davalı … … dava konusu ihtiyati haciz kararının aldırılmasına sebep olan alacağını dava dışı …… devrettiğini ve davanın ona yöneltilmesi gerektiğini iddia etmiş ise de davalı bankanın dava dışı şahıstan olan alacağı davanın konusu olmadığı gibi alacağın temlik edilmesinin de eldeki davanın konusu olmadığı, dava konusu haksız haczi talep eden ve aldığı kararı uygulayanın davalı banka olduğu, bu nedenle davanın davalı bankaya yöneltilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 2.394TL’nin 13/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafça müvekkili şirkete ait araçlara 6 yıl boyunca ihtiyati haciz konulmuş olması nedeniyle araçların satışlarının gerçekleştirilemediğini, zorunlu olarak uhdesinde kaldığını, bu araçların vergi ve muayene ücretlerini ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin maddi zararının yanlış hesaplandığını, müvekkiline ait araçlar üzerine ihtiyati haciz konulmasının müvekkili şirketin ticari itibarını zedelediğini, manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu ihtiyati hacze konu alacağın başka bir şirkete temlik edildiğini, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda, haksız ihtiyati haciz nedeniyle davalı bankaya husumet yöneltilmesinin doğru olup olmadığı, davacı şirketin zararının belirlenmesi yönteminin doğru olup olmadığı ve tüm tazminat taleplerinin kabulü gerekip gerekmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız ihtiyati haciz nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamından, davacı şirkete ait dava konusu araçların davalı banka tarafından davacı şirkete karşı açılan tasarrufun iptali konulu davada ihtiyaten haczine karar verildiği, araçların tescil kaydı üzerine haciz konulduğu, fiili bir haczin söz konusu olmadığı, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere araçların haczedildiği tarihteki yaşları, araçların fiilen davacı şirket tarafından kullanılmaya devam edilmiş olması, araçların model yılları ve davacı şirket tarafından satın aldıkları tarih dikkate alındığında kısa sürede satılmalarının beklenemeyeceği, bilirkişilerce belirlenen beş yıllık kullanım süresinin makul olduğu, bu süreyi aşan kısma ilişkin hesaplama şeklinde ise bir usulsüzlük bulunmadığı, raporun dosyadaki bilgi ve belgelerle uyumlu, ayrıntılı ve gerekçeli olduğu gözetildiğinde davalı vekilinin rapora ve zararın belirlenmesi şekline yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Dava konusu araçlara ilişkin fiili bir haczin (muhafazasının) söz konusu olmaması, davalı şirketin ihtiyati haciz talebinde bulunmasında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunun ispat edilememiş olması dikkate alındığında davacı şirket lehine manevi tazminat koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmış olup davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazları da reddedilmiştir.
Dava konusu araçların ihtiyati haciz yoluyla tescil kayıtları üzerine haciz konulması işleminin, davalı banka tarafından davacı şirkete karşı açılan tasarrufun iptali davasında gerçekleştiği, ihtiyati haciz talebinde bulunanın davalı banka olduğu, bu durumda davacı şirket tarafından konulan ihtiyati haciz nedeniyle zarara uğranıldığı iddiası ile davalı bankaya husumet yöneltilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalı bankanın daha sonra alacağını başka bir şirkete devrettiğini, bu nedenle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürmesinin yerinde olmadığı nazara alınarak davalı vekilinin pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği yönündeki istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden bir hukuka aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A- 1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 59,30TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B-1)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 163,53TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 109,13TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362.maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2021