Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2020/1228 E. 2021/1787 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ


KARAR TARİHİ : 22/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2020
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından yapılan çalışmalar neticesinde ….. dönüş istikametinde,….. kesişimi adreslerinde müvekkil şirkete ait iletkenlerde, tesislerde ve varlıklarda tedbirsiz ve dikkatsiz çalışması sonucu hasara sebebiyet verildiğini, meydana gelen hasarlarla ilişkin işçilik bedelleri … A.Ş tarafından giderildiğini, davalı işe başlamadan önce ……. başvuru yaparak gerekli önlemlerin alınmasının sağlanmasını, çalışılacak yer ve tarihini bildirerek müvekkilin yer altı kablo tesisi projesi ile eleman talebinde bulunmasının gerektiğini, davalı tarafa hasar bedeli olan toplam 18.960,57TL’nin ödenmesi için başvurulduğunu, ancak bir sonuç alınamadığını belirterek davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın tahsilini geciktirdiğinden %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket aleyhine açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının … kablolarını usulüne uygun döşememesi nedeniyle kendi kusuru neticesinde meydana geldiğini, bu nedenle müvekkil şirketin söz konusu hasar nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca hasar verdiği iddia edilen bir takım yerlerde hasar tarihlerinde müvekkil şirketin çalışmasının bulunmadığını, müvekkil şirket … Alanlarda … …. üstlendiğini, yapılan işin kaldırım çalışmaları olduğunu, söz konusu çalışmalarda asfalta 80 cm derinliğinde çukur kazılamayacağının aşikar olduğunu, yapılan çalışmalar için gereken bildirimlerin … tarafından yapıldığını, ayrıca müvekkil şirket tarafından da çalışmalara başlamadan önce davacıya bildirimlerin yapıldığını, ancak davacı tarafından söz konusu yazılara hiçbir şekilde cevap verilmediğini, kablo güzergahları müvekkil şirket ile paylaşıldığını ve refakatçi personel gönderilmediğini, müvekkil şirket çalışma yaparken üzerine düşen yükümlülüklerin tamamını yerine getirdiğini, davacı tarafından davaya dayanak olarak gösterilen hasarlarda ve işlemiş faizde KDV talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek müvekkil şirket aleyhine açılan davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davalı tarafından yapılan kazı sırasında davacıya ait kablolara zarar verildiği olayda davalının %80, davacının %20 oranında kusurlu bulunduğu anlaşıldığından olay nedeniyle oluşan toplam zarardan davalının kusur oranına isabet eden miktar olan 14.438TL asıl alacak ve 610,55TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.048,55TL’den davalının sorumlu olduğu anlaşıldığından icra takibine itirazın kısmen iptali ile Ankara 19. İcra Dairesinin …. sayılı dosyasına yapılan itirazın 14.438TL asıl alacak, 610,55TL faiz olmak üzere toplam 15.048,55TL yönünden iptaline, takibin bu bedel üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu hasarın davacının kabloları usulüne uygun döşememesi ve kendisine yapılan bildirimlerin gereğini yerine getirmemesi nedeniyle kendi kusuru neticesinde meydana geldiğini, müvekkil şirket tarafından çalışmalara başlanmadan önce bildirim yapıldığını, refakatçi personel talep edildiğini, hasar nedeniyle söz konusu hasar yerinde mahkeme aracılığıyla tespit yapıldığını, … tarafından … kablolarının usulüne uygun döşenmediğinin tespit edildiğini, tüm bunlara rağmen kabloları usulüne uygun döşemeyen refakatçi personel de göndermeyen …’a %20 oranında kusur verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, tüm kusurun davacıda olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda, davacının iletken ve tesislerine davalının yaptığı çalışmalar sırasında zarar verilip verilmediği, kusur oranları ve buna bağlı olarak davacının talep edebileceği tazminat tutarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibinde vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalının özensiz ve bilgi vermeden kazı çalışması yapması sonucu kablolarına zarar verdiğini, bu zararın bir başka şirketten işçilik hizmeti alınarak giderildiğini, zararın ödetilmesi için başlatılan ilamsız icra takibine davalı/borçlunun haksız itirazının iptalini istemiş, davalı ise davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf isteminde bulunulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava haksız fiilden kaynaklanmakta olup, davanın kanuni dayanağının Türk Borçlar Kanunu 49-76. maddeleri olduğu tespit edilmiştir.
İlgili kanun maddeleri şöyledir.
Türk Borçlar Kanunu 49/1. maddesi, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Türk Borçlar Kanunu 50/1. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
Türk Borçlar Kanunu 52. maddesi, “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” hükmü yer almaktadır.
30.11.2000 tarih ve 24246 sayılı …. Yönetmeliği’nin 58. maddesinde” Kablolar:
b) Kabloların döşenmesi:
11) Yeraltına döşenecek kablolar, sokak ve alanlarda en az 80 cm derinliğe gömülmelidir. Bu yerlerin dışında en az 60 cm olmalıdır. Bu derinlik zorunlu durumlarda özel koruyucu önlemler alınarak 20 cm dolaylarında azaltılabilir.
13) Kablolar duruma göre toprak içine, kablo kanallarına ya da duvarlara tutturulan delikli tavalara veya merdiven raflara döşenmelidir. Deliksiz yapılmış tavalarla kablo döşenmesi tavsiye edilmez. Toprak içine yerleştirilen kabloların altında ve üstünde yaklaşık 10 cm kalınlıkta elenmiş kum bulunmalıdır. Kablonun üzerindeki kumun üzerine ve aynı kanala döşenen AG ve YG kabloları arasına tüm kablo boyunca dolu tuğla veya en az 6 cm kalınlıkta … plaka veya plastik vb. malzemelerden yapılmış koruyucu elemanlar yerleştirilmelidir. Böylece çukuru açan işçilerin kazma darbelerinden kablo korunmalı ve orada kablo bulunduğu önceden anlaşılmalıdır. Bu koruyucunun yaklaşık 30 cm üzerine ise en az 10 cm genişliğinde polietilenden yapılmış uyarı şeridi konulmalıdır.
e) Kablo yerlerinin işaretlenmesi: Kablo tesisleri bulunan kuruluşlar, bunların yerlerini tam olarak işaretleyerek bu kabloların geçiş güzergahlarını gösteren planları, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ilgili belediyelere, diğer yerlerde de ilgili mülki idare amirliklerine vermelidir. Yer altı kablo güzergahları kaplamasız yerlerde işaretli … kazıklarla, kaplamalı yerlerde oyulmuş işaretlerle belirtilmelidir. Şöyle ki güzergahı görünmeyen kablolar (mesela hendek içindekiler), kablo güzergahı ve niteliği anlaşılacak şekilde işaretlenmelidir.
Bu çerçevede düz güzergah maksimum 100 m’de bir, ek ve branşman yerleri dönüş noktaları vb. yanılgıyı önleyecek şekilde işaretlenmelidir. Bu işaretler yerine göre … kazık, pirinç veya döküm levha yada kaldırım kaplamasında oyulmak suretiyle yapılmalıdır.” hükmü yer almaktadır.
Yapı İşlerinde İş Güvenliği Tüzüğü’nün 20.maddesinde “Kazı işlerinin yapılacağı yerlerde; … kabloları, gaz boruları, suyolları, kanalizasyon ve benzeri tesisatın bulunup bulunmadığı hususu önceden araştırılacak ve duruma göre gereken tedbirler alınacaktır.” ifadeleri bulunmaktadır.
Ankara Altyapı Koordinasyon Merkezi Çalışma Usul ve Esasları Uygulama Yönetmeliğinin ”Alt Yapı Tesis Çalışmalarının Yürütülmesi” kenar başlığını taşıyan 15. maddesinin m bendinde, “ Alt yapı kuruluşlarına ait tesis bulunduğu kısımlarda çalışmayı yaptıran kurum, kuruluş, özel veya tüzel kişiler kazı yerinde bu kuruluşlardan gözlemci bulunmasını sağlayacak, diğer kurumların alt yapı tesislerinde çalışma sırasında meydana gelecek zararlardan kazıyı yaptıran veya yapan kurum, kuruluş, özel veya tüzel kişiler sorumlu olacaktır. İlgili zararın tahsil edilmesi zararı veren ve zarara maruz kalan taraflar arasında gerçekleştirilir.” ibaresi yer almaktadır.
Ankara 19. İcra Müdürlüğünün…. Esas sayılı icra dosyasında alacaklı … … …. A.Ş. tarafından borçlu … …… A.Ş. hakkında 19/06/2017 tarihinde 18.047,50TL asıl alacak, 773,79TL işleyen faiz, 139,28TL işleyen faizin KDV’si olmak üzere toplam 18.960,57TL alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, süresinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Takip talebine ek belgelerden alacaklının 2017 yılı Ekim-Kasım aylarında muhtelif tarihlerdeki toplam 7 adet hasarla ilgili fatura ve eki hasar tutanağı sunulduğu görülmüştür. Fatura içeriklerinin malzeme ve işçilik bedellerinden oluştuğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalı tarafından “Ankara İli ve İlçelerinde Tetuvar, Kavşak ve … Bariyer Döşenmesi” çalışmaları sırasında davacı şirkete ait … kablolarına ve iletken hatlarına zarar verildiği dosya kapsamı ile sabit olup, somut olaydaki asıl uyuşmazlık, meydana gelen olayda davalı şirketin kusurunun bulunup bulunmadığı ve söz konusu zarardan sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesi tarafından, meydana gelen olayda davalının kusurunun bulunup bulunmadığı ve zararın miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 07/10/2019 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda ve 10/01/2020 havale tarihli ek raporunda özetle; “…davalı şirketin davacıya çalışmalarla ilgili genel olarak bilgi ve çalışmalarda görevli talebini içerir yazı gönderdiği, davacının bu yazıya cevabında kabloların bulunduğu yerleri gösteren koordinat bilgileri ve iletişim yapılacak personelin adını bildirdiği, ancak koordinat bilgilerinin yeterli olmadığının davalı tarafından davacıya bildirildiği, bu arada çalışmaların yapıldığı, çalışmalar sırasında davacıya ait icra takibine esas hasar tutanaklarında belirtilen hasarın meydana geldiği, ancak davalının bildirim yazılarında çalışma gün ve saatinin tam olarak bildirilmediği, çalışmalar sırasında gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği, bu nedenle davacının yer altı kablolarında zararın meydana geldiği, zararın meydana gelmesinde davacının da ‘… kuvvetli akım tesisler yönetmeliği’ndeki kablo yerlerinin işaretlenmesi maddesine uygun olarak kablo geçiş güzergahlarını gösteren planlarını davalı kuruma göndermediği anlaşıldığından davaya konu zarardan davacının %20, davalının ise %80 kusurlu olduğu ve takibe konu hasar tutanaklarında hesaplanan hasar miktarı olan toplam 18.047,50TL’nin hasar tarihindeki rayice uygun olduğu, bu miktardan davalının %80 kusuruna isabet eden 14.438TL ile bu miktarın takip tarihi itibariyle işlemiş faizi olan 610,55TL’den davalının sorumlu olduğu …” yönünde görüş belirtilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davacının … Yönetmeliğinin 15/m bendi kapsamında bildirim yükümlülüğünü tam olarak (çalışma yer ve zamanının net olarak bildirmek şeklinde) yerine getirmediği ancak davacının da çalışma yapılacağından haberdar olduğunun sabit olduğu, davacı tarafından davalı kuruma kablo güzergahını gösterir yeterli bilgi ve belgenin gönderilmediği, kablo işaretlemelerinin yönetmelikteki gereği gibi yerine getirilmediği, davalı kurumun da çalışma yaptığı yerin şehir içi olması ve buralardan … hattının geçme ihtimalini gözetmeden dikkatsiz çalışması sonucu davaya konu hasarların meydana geldiği olayda davacının %20, davalının %80 oranında kusurlu bulunduğu, takibe konu alacak miktarı olan 18.047,50TL’nin hasar tarihindeki piyasa rayicine uygun olduğu, davalının hasardan ancak kusuru oranında sorumlu olduğu, bu kapsamda takibe konu asıl alacağın %80’i olan 14.438TL ile bu miktarın takip tarihine kadarki işlemiş faizi olan 610,55TL’sinden davalının sorumlu olduğu anlaşılmış olup ilk derece mahkemesi tarafından da bu hususlar gözetilerek itirazın iptali davasının kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle:
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 1.027,96TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 257TL harcın mahsubu ile bakiye 770,96TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362.maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….