Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2020/1113 E. 2022/1335 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1113 – 2022/1335
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1113 Esas
KARAR NO : 2022/1335
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2020
NUMARASI : 2019/644 Esas, 2020/199 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda davanın kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkil şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalıya ait, dava dilekçesi ve delil listesi ekinde sunulan listede belirtilen muhtelif plakalı araçlarla gerçekleştirilen ihlalli geçişler nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacı ile Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2019/8169 Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe borçlunun borcu olmadığı gerekçesi ile borcun tamamına, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, itiraz konusu alacak hakkında takibin devamı amacıyla işbu davanın açıldığını, yapılan itirazın haksız ve yersiz olduğunu ve iptalinin gerektiğini, beyanla, davalının Ankara 20.İcra Müdürlüğünün 2019/8169 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile alacağın yasal faizi ve diğer tüm ferileri ile birlikte tahsili için takibin devamına ve borçlu aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafından açılan davada mahkemenin yetkisiz olduğunu, genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, davaya bakmaya Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının iddialarının soyut ve mesnetsiz olup kabulünün mümkün olmadığını, müvekkil şirkete ait tüm araçların HGS kasamında plakalarının tanımlı şekilde geçiş kartlarına sahip olduğunu, bu hususta ihlalil geçiş yaptığı iddia edilen araçların HGS sahip olmadığının PTT’den sorulmasını gerektiği, hangi aracın ne zaman hangi gişede geçiş ihlali yaptığının davacı tarafından izahının gerektiğini, davaya konu icra takibinde mevcut ödeme emrinde alacağın somut ve net olarak, şüpheye yer vermeksizin neyden kaynaklandığının açıklanmadığını beyanla öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davalı/borçluya ait araçların, davacı şirket tarafından işletilen Köprü ve otoyol’dan ihlalli geçiş yaptığından bahis ile Ankara 20.İcra Müdürlüğünün 2019/8169 Esas sayılı takip yapıldığı, söz konusu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine mevcut davanın açıldığı, bu çerçevede yapılan incelemede, davalı şirkete ait araçların ihlali geçiş yaptığı köprü ve otoyolların davacı özel şirket tarafından işletildiği, diğer otoyollardan farklı olarak söz konusu otoyol gişelerinde halen bariyer sisteminin bulunduğu, HGS ve OGS’ye ait cihazlar bulunsa da söz konusu cihazlar tarafından araçtaki HGS ve OGS okunamadığı takdir de bariyerin açılmadığı, bariyerin açılmaması üzerinde söz konusu aracın şoföründen fiziki olarak bariyer de bekleyen görevlice tahsilat yapıldığı, tahsilatın peşin yapılamadığı durumlar da; araç şoförüne ihlalli geçiş bildiriminin verildiği ve 15 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, mevcut olayımız da ihlalli geçiş bildirimine ilişkin belgenin düzenlendiği, ancak 15 gün içerisinde herhangi bir ödemenin yapılmadığı, ihlalli geçiş bildirimi düzenlendikten sonra ihlalli geçişi yapan aracın HGS ya da OGS’sinde yeterli bakiye olsa dahi davacı şirket tarafından HGS ya da OGS’den otomatik çekim yapılamadığı anlaşılmış olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davalıya ait araçların davacının işletmiş olduğu otoyol ve Köprülerden ihlalli bir şekilde geçtikleri, geçiş ücretinin araçların sınıfına göre 1.885,55TL olduğu, 7144 sayılı yasanın 18. maddesi ile yapılan değişiklik ile 6001 sayılı kanunun 30. maddesinin 5. fıkrası gereğince asıl borca dört katı oranında ceza eklenmek suretiyle toplam 9.427,75TL olduğu, söz konusu bedelin davacının davalıdan talep etmekte haklı olduğu, davalının itirazının yerinde olmadığı, bundan dolayı davanın kabulü ile itirazın kısmen iptaline karar vermek gerektiği, alacağın likit olması nedeniyle 9.427,75TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; HMK’nın 137.maddesi ve 140/5 maddeleri hükmüne aykırı olarak dosyaya sunmuş oldukları cevap dilekçesi ve deliller toplanmadan ivedi bir şekilde tahkikat geçilip tahkikat duruşması yapılmadan ön inceleme duruşmasında dosyanın karara çıkartıldığını, bu durumun savunma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, ön inceleme duruşmasından önce belgeli mazeret dilekçesi göndermiş olmalarına rağmen mazeret dilekçesi ile ilgili duruşma tutanağına hiçbir şey yazılmadığını, aynı şekilde 13/12/2019 tarihli cevap dilekçesine hiç değinilmediğini, mazeretleri kabul edilmese dahi iki hafta süre verilip tahkikat duruşma davetiyesi tebliğ edilmesi zorunlu iken bu zorunluluğa uyulmayarak adil yargılanma ve hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda, öncelikle davalı/vekilinin katılmadığı ön inceleme duruşmasında tahkikat aşamasına geçilerek karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, otoyol/köprü geçiş ücreti ve cezasının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 147/1.maddesi “Taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat ve sözlü yargılama için duruşmaya davet edilir. ” hükmünü içermektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile karar tarihi itibariyle usul hukukumuzda ilk derece yargılamasının dört temel aşamadan oluşması öngörülmüştür. Bunlar sırası ile, dilekçelerin karşılıklı verilmesi, ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama ile hükümdür. Bu aşamalar içinde yeni olan ise ön inceleme aşamasıdır. Ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra tahkikat aşamasına geçilir ve 147/1.maddesi gereği taraflar, tahkikat ve sözlü yargılama için duruşmaya davet edilir. Tahkikat aşamasında tarafların iddia ve savunmalarıyla, toplanan delilleri incelendikten sonra, 184.madde gereği hakim duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapmaları için söz verir ve bu açıklamalardan sonra tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.Mahkeme, tahkikatın bittiğini tefhim ettikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçer. Bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine duruşma iki haftadan az olmamak üzere ertelenir. Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmez. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir. Böylece yazılı yargılama usulünde uygulanması gereken aşamalar sona erer. (Yargıtay 13.Hukuk Dairesi 08/10/2019 tarih ve 2016/29130 Esas, 2019/9531 Karar)
“… mahkemece davalıya ön inceleme duruşmasına çağrı kağıdı tebliğ edilmiş, ancak davalı taraf ön inceleme duruşmasına katılmadığı gibi kendisini de vekil ile temsil ettirmemiştir. Mahkemece ön inceleme aşaması tamamlanmış, tahkikat aşamasına geçilmiş ise de; davalı taraf 147. maddenin amir hükmüne aykırı bir şekilde duruşmaya davet edilmeksizin davacı taraf beyanına ve alınan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuştur. Tahkikat aşamasına geçildiğine göre davalı tarafın 6100 sayılı HMK’nın 147. maddesi uyarınca tahkikat duruşmasına davet edilmesi zorunludur. Bu yasal zorunluluğun gereği yapılıp davalının tahkikat duruşmasına katılması imkanı sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır (HMK madde 27).
Bu nedenlere mahkemece 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, ön inceleme duruşması tamamlanıp tahkikata geçilmesine rağmen davalı tarafın tahkikat duruşmasına davet edilmeksizin esasa ilişkin karar verilmek suretiyle davalının hukuki dinlenilme hakkına aykırı davranılması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 15. HD 04.07.2017, 2016/3484 Esas, 2017/2734 Karar) (Yargıtay 3. HD 16.11.2017 2016/16255 Esas, 2017/16031 Karar)
Somut olayda, mahkemece dilekçeler teatisinin tamamlanmasından sonra taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilmiş, 02/03/2020 tarihli ön inceleme duruşmasından önce davalı vekili UYAP üzerinden mazeret dilekçesi sunmuş olmasına rağmen duruşma tutanağına mazeret dilekçesi ile ilgili hiç bir şey yazılmaksızın ve mazeretin kabulü veya reddi yönünde bir karar verilmeden ön inceleme duruşmasında tahkikat aşamasına geçilerek karar verilmiştir. HMK’nın 147. maddesinin amir hükmüne aykırı bir şekilde davalı tahkikat ve sözlü yargılama duruşmasına davet edilmeksizin yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 147/1. maddesi uyarınca davalının tahkikat ve sözlü yargılama duruşmasına davet edilmesi zorunludur. Bu yasal zorunluluğun gereği yapılıp, davalı tarafın tahkikat duruşmasına katılması imkânı sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Mahkemece 6100 sayılı Yasa ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, davalı taraf tahkikat ve sözlü yargılama duruşmasına davet edilmeksizin esasa ilişkin karar verilmek suretiyle davalının hukuki dinlenilme hakkına aykırı davranılması usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)Davalı tarafın istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin duruşma yapılmadan KABULÜ ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/03/2020 gün ve 2019/644 Esas, 2020/199 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (a) bendinin 4.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3)Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddenin 1.fıkrasının a bendinin 4. maddesi uyarınca kesin olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip