Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2020/1005 E. 2021/1514 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ


KARAR TARİHİ : 05/10/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2020
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davalı … yönünden davanın kabulüne, diğer davalı yönünden husumet yokluğundan reddine dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kiracısı olduğu iş yeri ve deposunun 28/05/2018 tarihinde ani ve şiddetli yağış nedeniyle oluşan selden zarar gördüğünü, depoda bulunan emtiaların hasarlandığını, Ankara 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin…. D.İş sayılı dosyası üzerinden yapılan tespitle 56.900TL zararın oluştuğu belirlenmiş ise de gerçek zarar miktarının 248.668TL olduğunu, zarar tutarına dair itiraz dilekçesi sunulduğunu, iş yerinin … sınırları içerisinde bulunmasından dolayı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 56.900TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari (avans) faiziyle birlikte müştereken/müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, görev (yargı yolu) itirazında bulunduklarını, işbu davada adli yargının değil, idari yargının görevli olduğunu, aşırı yoğun ve şiddetli yağış (doğal afet) mücbir neden nedeniyle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, benzer mahiyetteki Ankara 9. İdare Mahkemesi 26.03.2019 tarih ve …. Karar sayılı kararı ile doğal afet (mücbir sebep) nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, yine benzer mahiyetteki 8. Asliye Ticaret Mahkemesi…. dosyasında yağışın doğal afet kapsamında değerlendirilmesi ve mücbir sebep olarak görülmesi sebebiyle idarenin sorumlu olmadığının değerlendirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; usule dair görevli mahkeme ve husumet itirazlarında bulunarak, su/sel baskınından doğan zarardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, sorumluluğun … Genel Müdürlüğü’ne ait olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporu, değişik iş tespit dosyası, fevk raporu ve … mühendisi bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile söz konusu yağışın doğal afet/mücbir sebep niteliğinde olmadığı, su baskının mazgalların tıkanması neticesinde oluştuğu, altyapı, kanalizasyon sistemlerinin yapım ve bakımından davalı …’nin sorumlu olduğu, zararın oluşum nedeninin altyapı bakım eksikliği veya yetersiz kapasiteli kanalizasyon sisteminden kaynaklandığı, zararın tümünden …’nin sorumlu olduğu, davalı …’ye atfedilebilecek herhangi bir kusur olmadığı anlaşılmakla davanın, davalı … yönünden kabulü ile 56.900TL’nin 28/05/2018 olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine, davalı … yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, tespit masraflarının da tahsiline karar verilmesi gerektiğini, ayrıca dava açılmadan önce dava şartı arabuluculuk kapsamında arabulucuya başvurduklarını ve arabulucu görüşmelerine davalı …’nin katılmadığını, bu durumda 6325 sayılı Kanun’un 18/A-11 maddesi kapsamında bu davalı lehine vekalet ücreti verilmemesi gerekirken verilmesinin ve yargılama giderlerinden de sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken verilmemesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve belirtilen yönlerden kararın düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu zarardan sorumlu olmadıklarını, aşırı yağışın doğal afet niteliğinde olduğunu, zarar miktarının de fazla hesaplandığını, bu olay nedeniyle …’ye husumet yöneltilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Maddi tazminat ödetilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, tazminatın miktarı, kusur oranı ile hükmün fer’ilerinin doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davalı … yönünden davanın kabulüne, davalı … yönünden davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili ile davalı … vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Davacının istinaf istemi yönünden;
07/06/2012 tarih 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesinin 11. bendinde “ (11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Davaya konu uyuşmazlık, dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulması gereken uyuşmazlıklardan olup, davacı tarafından da dava açmadan önce bu yola başvurulduğu ve davalılardan İvedik …’nin arabuluculuk görüşmelerine mazeretsiz olarak katılmadığı, bu sürecin de anlaşmazlıkla sonuçlandığı sabit olup, yukarıdaki kanun maddesi nazara alındığında, adı geçen davalı lehine vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmadığından davacı tarafın bu hususa yönelik istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
Yine, davacı tarafından Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. Değişik İş sayılı dosyasında yapılan tespit masraflarından da yargılama giderleri kapsamında haksız çıkan tarafın sorumlu olması gerektiği, bu kapsamda dava dilekçesinde talep olunmasına rağmen bu giderler konusunda da karar verilmemesi doğru olmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir.
Davalı …’nin istinaf istemi yönünden;
Dosya kapsamından, 28/05/2018 günü Ankara ili, …. ilçesinde yağan yağmur sularının taşması neticesinde davacının kiracı olarak kullanmakta olduğu, davalı … … sınırları içindeki dükkanı ve alt kattaki deposundaki eşyaların zarara uğradığı, Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin ….. Değişik İş sayılı dosyası ile yapılan tespitte meydana gelen zararın toplam 56.900TL olduğunun belirlendiği, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu olayın ……. bakım ve sorumluluğunda bulunan cadde üzerindeki yağmur suyu mazgallarının kapasite olarak yetersiz ve yağış sırasında yağmur sularını kanalizasyona deşarj etmemesi sonucunda meydana geldiği, diğer davalı …’nin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, tespit raporunda belirtilen hasarların rayiç değerlerine uygun olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan raporun dosyadaki bilgi ve belgelerle uyumlu, hüküm kurmaya elverişli olduğu görülmüştür.
Haksız eylem nedeniyle oluşan zararın tazminine karar verebilmek için, hukuka aykırı kusurlu bir eylem sonucu bir zararın doğması ve hukuka aykırı kusurlu eylem ile zarar arasında illiyet bağının olması gerekir. İlliyet bağının varlığı halinde zarar veren, zararı gidermekle yükümlüdür. Davalı …’nin sorumluluğu altındaki yağmur suyu mazgallarının kapasite olarak yetersiz ve yağış sırasında yağmur sularının kanalizasyona deşarj etmemesi sonucu meydana gelmesiyle zarara neden olan olayın, davalının hizmetin gereklerine uygun hareket etmemesinden kaynaklandığı, davacıya ait taşınmaz ve eşyalarda meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağı bulunduğu, davalının meydana gelen zarardan yukarıda belirtilen husus da gözetilerek haksız fiil esasları uyarınca sorumlu olduğunun kabul edilmesi isabetli olup davalı … vekilinin bu yönlerdeki istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Sorumluluk hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 01/02/2021 tarih ve…Karar saylı ilamı ile “Dosya kapsamında bulunan 15/01/2019 günlü … Genel Müdürlüğü cevabi yazısına ek fevk (olağanüstü olay) raporu incelendiğinde; “olay tarihinde Ankara ili … ilçesinde sağanak yağışın sele dönüştüğü, park halindeki birçok aracın sel sularına kapılarak sürüklendiği ve maddi zararların meydana geldiği” belirtilmiştir. Bu haliyle aşırı yağış nedeniyle yağmur sularının yükseldiği ve rögarların yetersiz kalıp taşmasına sebep olduğu, bu durumun davacının aracında meydana gelen zararının artmasında etkili olduğu gözetilerek olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 52. maddesi uyarınca hükmedilen tazminattan uygun bir miktar indirim yapılması ” gerektiğine karar verilmiştir.
Hakkaniyet, Türk Borçlar Kanunu’nun 51. maddesinde düzenlenmiş, bazı şartların ve çözümlerin önceden saptanmasının doğuracağı düşünülen sakıncaları ortadan kaldırmak için hukuk kurallarının esnek veya eksik bırakıldığı hâllerde etkisini gösteren ve belli somut olayların özelliklerine uygun karar verilmesini emreden kurallar bütünü olarak tanımlanmaktadır. Buna göre hâkimin, tazminatı belirlerken durumun gereğini ve belirtilen maddede örnek olarak sayılan özel indirim sebeplerini göz önünde tutması gerekmektedir.
O halde, olay günü yağan yağmurun şiddeti, olayın meydana geliş şekli gözetilerek Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi uyarınca, hesaplanan tazminattan takdiren %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği kanaatine varılmış, davalı … vekilinin istinaf itirazı bu yönden haklı bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince duruşma yapılmadan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında “davanın kısmen kabulüne” dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A) Davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/03/2020 gün ve …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2. maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
1)Davanın KISMEN KABULÜ ile, 45.520TL maddi tazminatın 28/05/2018 olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin tazminat talebinin REDDİNE,
2)Davalı … aleyhine açılan davanın husumet yokluğu sebebiyle REDDİNE,
3)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 3.109,47TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 971,71TL harcın mahsubu ile bakiye 2.137,76TL karar ve ilam harcının davalı …’den alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3)Davacı tarafından peşin yatırılan ve alınmasına hükmedilen 971,71TL harcın yargılama gideri olarak davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
4)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; davalı … tarafından istinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin yatırılan 242,93TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, davacı tarafça istinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin yatırılan 972TL istinaf harcının talep halinde iadesine,
5)Davacı tarafından hükümden önce yapılan 44,40TL başvurma harcı, 1.965,30TL yargılama gideri ile tespit dosyasında yapılan 1.323,80TL ile hükümden sonra yapılan 30TL olmak üzere toplam 3.363,50TL yargılama giderinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2.maddesi uyarınca, tarafların haklılık oranına göre 2.690,80TL’sinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6)Davacı ve davalı …’nin istinaf başvurusunun haklı görülmesi sebebiyle istinaf kanun yolu aşamasında yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
7)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 332/3.maddesi uyarınca, hükümden sonraki yargılama giderlerinin haklılık oranına göre taraflara yüklenmesine,
8)Davacı, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 6.717,60TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
9)Davalı …, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
10)6325 sayılı Kanun’un 18/A/11.maddesi uyarınca, taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğinden davalı … lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11)Davacı tarafın istinaf başvurusunun haklı görülmesi nedeniyle Ankara 14. İcra Müdürlüğünün …..Esas sayılı dosyasına nakit olarak yatırılan 4.389,65TL teminatın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 36/5. maddesi gereğince davacı/borçluya geri verilmesine,
12)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
13)Temyizi kabil olan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; Dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361.maddesi gereğince; tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2021