Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2020/1000 E. 2021/1460 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

KARAR TARİHİ : 28/09/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.12.2016 tarihinde, …, … …-Çankaya adresinde müvekkil şirkete ait … TV şebekesinin davalı tarafından hasara uğratıldığı, müvekkil şirket teknik personeli ve taşeron şirket elemanları tarafından hasar yerlerinde tutanak düzenlendiği ve fotoğraf çekildiği, hasar tarihlerinde T.C. … döviz satış kuru karşılığı KDV toplam 24.335,96TL zarar meydana geldiğini, bugüne kadar herhangi bir ödemenin gerçekleşmediğini, hasarın müvekkil şirketin taşeronu … … İletişim İnş… Ltd. Şti. tarafından giderildiği, malzeme ve işçilik bedelinin taşeron firmaya ödendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hasar tarihi itibari ile KDV dahil toplam 24.335,96TL (hasar tarihindeki … döviz satış kuru karşılığı %18 KDV) alacağının, hasar tarihinden itibaren işleyecek TCMB’nin yasal faiz oranları ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; … adına alt taşeron olarak çalışan davalı yanın yaptığı kazı çalışmaları ile davacı kurumun işletmesinde olan … … …-Çankaya adresinde bulunan … TV şebekesine hasar verildiği, bilirkişi kurulu raporunda özetle; hasarın kazı çalışmaları sırasında … TV kablosunun koparılması şeklinde hasar verildiği olay yerinde çekilen fotoğrafların iş makinasının başındaki çalışanlar üzerindeki gömleklerinde “… A.Ş.” unvanının yazılı olduğunun, zarar veren davalı tarafın dikkatsiz ve özensiz çalışması sonucu zarar verdiğinden %100 oranla kusurlu oldukları, işçilik giderleri hariç onarım bedelinin 7.234,65TL olduğu, malzeme ve işçilik giderleri dahil olmak üzere toplam onarım bedelinin KDV dahil 19.424,05TL olduğunun belirtildiği, davacının taşeronu … … Ltd. Şirketi tarafından hasarın giderildiği, bu suretle işçilik bedelini de talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 19.424,05TL’nin hasar tarihi 20.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hasar onarılırken 216 FOY fiber kapasiteli … yerine 3 veya 4 adet değil 2 adet 96 fiber kapasiteli … … edilmiş olup 96×4=384 adet ek yapıldığını, 216’lık … ek yapılsaydı da kullanılan toplam 192 adet kıl için yapılan ek sayısı aynı olacağından (192×2=384) daha fazla bedel alınmasının söz konusu olmadığını, 96 ve 216 fiber kapasiteli iki ayrı fiber optik kabloya zarar verildiğini, sadece 216’lık fiber kapasiteli kabloya zarar verilmiş gibi bir algının yanlış hesaplamaya sebebiyet olacağını, 216’lık … yerine iki adet 96 fiber kapasiteli kablonun keyfi olarak çekilmediği, laçka payı olmadığı, işlemin amacının henüz kabloların aktarılacağı güzergâhların Telekom ve … tarafından yapılmamış olması ve daha hızlı şekilde hizmet ulaştırma zorunluluğu olduğu, bu durumun güzergâh imalatlarının tamamlanması nedeniyle sona ermiş olması dolayısıyla müvekkil şirket kablolarının normal güzergâhına serilme işleminden kaynaklandığını, ilk … olan kabloda ekstra bir ücret çıkarılmadığını, laçka payı kullanma zorunluluğu bulunmadığını, 96 kapasiteli fiber kablonun malzeme bedelinin 4.02 Dolar, işçilik bedelinin 3,10TL olduğunu, 216 kapasiteli fiber kablonun malzeme bedelinin 7.02Dolar, işçilik bedelinin 3,10TL olduğunu, 3,66TL Euro kuru olup, dolar kuru 3,50TL üzerinden hesaplandığını, taraflarınca hesaplama hatası yapılmadığını, iki adet bilirkişi raporu ve ek raporlar alındığını, ancak her birinde farklı hesaplamalar yapıldığını, bu haliyle hüküm kurulmasının usule aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, bilirkişi ek raporuna olan itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davacı kuruma ait kablolara verilen zarardan dolayı açılan maddi tazminat istemli davada hükmedilen tutarın doğru olup olmadığı, davacının maddi tazminat alacağının tutarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne verilmiş olup davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf isteminde bulunulmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamından, davalı şirketin kazı çalışmaları esnasında davacı şirketin … TV şebekesine hasar verdiği, hasarın davacının taşeronu olan … … Ltd. Şirketi tarafından giderildiği, davacı şirketçe taşeronuna ödeme yapıldığı sabittir.
Zarar miktarı yönünden yapılan incelemede;
6098 sayılı TBK’nın 49/1. maddesine göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Bir başka anlatımla haksız bir eylemin tazminat borcu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar verici haksız fiile maruz kalan şahsın mal varlığında haksız fiil sonucu meydana gelen durum ile bu eylemden önce mevcut olan durum arasındaki fark davacının zararını oluşturacaktır. Zarara uğrayan kişinin iradesi dışında, haksız fiil neticesinde, mal varlığının aktifinde azalma ya da mal varlığının pasifinde çoğalma meydana getiren zararlar gerçek zararlardır. Burada zarar verici olay neticesinde kişinin mal varlığının mevcut miktarı ve değeri fiili olarak azalmış olmalıdır. Kaynağına, sebebine, zarar veren ile zarar gören arasındaki hukuki ilişkiye ve her somut olayda farklı şekillerde gündeme gelebilecek benzeri ölçütlere göre, zararın niteliği, kapsamı ve miktarı, her olayın kendine özgü yapısı içerisinde, değişen bir özellik gösterecektir. Açıktır ki, hükmedilecek tazminat, hiçbir şekilde zarar miktarından fazla olamaz. Zarar miktarı tazminatın azami sınırını teşkil eder (Turgut Uyar, Açıklamalı-İçtihatlı Borçlar Kanunu Genel Hükümler, Birinci Cilt, 1990 bası, s.549). Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşamayacağından tazminat miktarının belirlenmesinde, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunlu olup; burada ilke, zarar doğurucu eylem, zarar görenin mal varlığında gerçekten ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da, o miktarda olmalıdır.
Somut olayda, gerçek zararın tespitine yönelik olarak önce elektrik mühendisi bilirkişi rapor düzenlemiş, mahkemece görülen lüzum üzerine hazırlanan ikinci raporda üç kişilik bilirkişi heyetinden görüş alınmıştır. Davacı vekilinin bilirkişi heyetinin hazırladığı ve birinci bilirkişi raporunun da irdelendiği 10.06.2019 tarihli bilirkişi raporuna karşı yaptığı itirazlar, 31.10.2019 tarihli ek rapor ile bire bir karşılanmakla birlikte kök rapor sonucunda değişikliğe gidilmediği görülmüş, ilk derece mahkemesince kök ve ek rapor doğrultusunda hüküm … edildiği anlaşılmıştır.
Buna göre, davacı şirketin mahkemeye sunduğu tesisat onarım krokisi, hasar tespit tutanağı, davacının yaptığı ödeme hakedişi ve tüm belgeler esas alınarak hazırlanan bilirkişi heyeti raporunda bir adet … sökülüp yeniden serildiği, kopan bir adet 216 FOY yerine iki adet … serildiği, 2016 FOY kablonun metrajı 120 metre olduğu, bunun yerine serilen … … metrajının 2×120=240 metre olacağı, bilirkişi heyetindeki kök ve ana rapordaki hesaplamalarda kullanılan tüm … kesit ve metrajlarının davacının … krokisi esas alınarak hesaplandığı, dava dışı taşerona işçilik bedeli ödendiği, neticede malzeme ve işçilik bedeli ile %18 KDV bedeli olmak üzere toplam 19.424,05TL tutarında maddi zarar tespit edildiği, malzeme ve işçilik bedelinin standart birim fiyat listesi ve T.C. … dolar kuru üzerinden hesaplandığı; kök raporda ilk raporun ayrıntılı şekilde değerlendirildiği, ek rapor ile de davacı tarafın itirazlarının karşılandığı anlaşılmakla, denetime elverişli ve hukuka uygun şekilde düzenlenen 10.06.2019 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmasında isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun duruşma yapılmaksızın HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin 1. fıkrası b bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 59,30TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,

3)İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362.maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2021