Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2019/2665 E. 2021/372 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 25. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
25. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 02/03/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın reddine dair hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacıya herhangi bir bildirim yapılmadan başlatılan çalışmalar sırasında hizmet veren kablolara zarar verildiğini, zarar bedelinin ödenmesi için başvurulduğunu ancak davalının bedeli ödemediğini, bunun üzerine Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalı tarafından takibe kötüniyetli olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kabloları usulüne uygun döşemediğinden hasar oluştuğunu, kusurunun bulunmadığını, işveren olan dava dışı belediye ve kendileri tarafından işin yapılacağının işe başlamadan önce davacıya bildirildiğini, davacının kablo yerlerini tarafına bildirmediğini ve işin yapımı sırasında eleman göndermediğini belirterek davanın reddini savunmuş ve %20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davacının zarar gördüğü sabit olan kablolarda davacının usulüne uygun kablo döşememesi ve çalışma sırasında eleman bulundurmaması dikkate alındığında zararın doğmasında davalının bir kusurunun bulunmadığı, davacı/alacaklının davalı/borçlu hakkında başlattığı takip yerinde olmadığı, davalının takibe itirazı doğru bulunduğu ve takibin iptalinin doğru görüldüğü, davacının davalıya yönelik kötü niyetli takip başlatmadığı anlaşıldığından davalının tazminat istemi yerinde görülmemiş, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yeraltı elektrik kablolarının usule uygun olarak döşenmediğini kabulünün doğru olmadığını, müvekkiline ait varlıklara zarar verildiğini, alınan bilirkişi raporunun gerçeğe uygun olmadığını, davalının çalışma yapmadan önce yörede alt yapı tesislerinin bulunup bulunmadığını araştırması gerektiğini ve dedektör ile alt yapı tesisinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, dava dışı iş sahibi tarafından… yazılan yazılarda çalışma yapılacağına ilişkin bildirimde bulunulduğunu ifade edildiğini iddia etmiş fakat söz konusu yazışmaların ve davalı tarafından sunulan faksların müvekkiline ulaşmadığını ve tebliğ edilmediğini belirterek Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: İtirazın iptali davası koşullarının ve bu kapsamda takibe konu zararın oluşup oluşmadığı ve zarardan davalının sorumlu olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalının özensiz ve bilgi vermeden kazı çalışması yapması sonucu kablolarına zarar verdiğini, bu zararın bir başka şirketten işçilik hizmeti alınarak giderildiğini, zararın ödetilmesi için başlatılan icra takibine davalı/borçlunun haksız itirazının iptalini istemiş, davalı ise davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, davacı vekili süresi içinde yukarıda yazılı sebeplerle istinaf isteminde bulunmuştur.
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ve istinaf kanun yoluna başvuran tarafın sıfatı ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava haksız fiilden kaynaklanmakta olup, davanın kanuni dayanağının Türk Borçlar Kanunu 49-76. maddeleri olduğu tespit edilmiştir.
İlgili kanun maddeleri şöyledir.
Türk Borçlar Kanunu 49/1. maddesi, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Türk Borçlar Kanunu 50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”
Türk Borçlar Kanunun 52. maddesinde “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” hükmü yer almaktadır.
30.11.2000 tarih ve 24246 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin 58. maddesinin “b) Kabloların döşenmesi:” kısmının 11 ve 13. maddesi ile e bendinde “11) Yeraltına döşenecek kablolar, sokak ve alanlarda en az 80 cm derinliğe gömülmelidir. Bu yerlerin dışında en az 60 cm olmalıdır. Bu derinlik zorunlu durumlarda özel koruyucu önlemler alınarak 20 cm dolaylarında azaltılabilir.
13) Kablolar duruma göre toprak içine, kablo kanallarına yada duvarlara tutturulan delikli tavalara veya merdiven raflara döşenmelidir. Deliksiz yapılmış tavalarla kablo döşenmesi tavsiye edilmez. Toprak içine yerleştirilen kabloların altında ve üstünde yaklaşık 10 cm kalınlıkta elenmiş kum bulunmalıdır. Kablonun üzerindeki kumun üzerine ve aynı kanala döşenen AG ve YG kabloları arasına tüm kablo boyunca dolu tuğla veya en az 6 cm kalınlıkta beton plaka veya plastik vb. malzemelerden yapılmış koruyucu elemanlar yerleştirilmelidir. Böylece çukuru açan işçilerin kazma darbelerinden kablo korunmalı ve orada kablo bulunduğu önceden anlaşılmalıdır. Bu koruyucunun yaklaşık 30 cm üzerine ise en az 10 cm genişliğinde polietilenden yapılmış uyarı şeridi konulmalıdır.
e) Kablo yerlerinin işaretlenmesi: Kablo tesisleri bulunan kuruluşlar, bunların yerlerini tam olarak işaretleyerek bu kabloların geçiş güzergahlarını gösteren planları, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ilgili belediyelere, diğer yerlerde de ilgili mülki idare amirliklerine vermelidir. Yer altı kablo güzergahları kaplamasız yerlerde işaretli beton kazıklarla, kaplamalı yerlerde oyulmuş işaretlerle belirtilmelidir. Şöyle ki güzergahı görünmeyen kablolar (mesela hendek içindekiler), kablo güzergahı ve niteliği anlaşılacak şekilde işaretlenmelidir.
Bu çerçevede düz güzergah maksimum 100 m’de bir, ek ve branşman yerleri dönüş noktaları vb. yanılgıyı önleyecek şekilde işaretlenmelidir. Bu işaretler yerine göre beton kazık, pirinç veya döküm levha yada kaldırım kaplamasında oyulmak suretiyle yapılmalıdır.” hükmü yer almaktadır.
Yapı İşlerinde İş Güvenliği Tüzüğü’nün 20.maddesinde “Kazı işlerinin yapılacağı yerlerde; elektrik kabloları, gaz boruları, suyolları, kanalizasyon ve benzeri tesisatın bulunup bulunmadığı hususu önceden araştırılacak ve duruma göre gereken tedbirler alınacaktır.” ifadeleri bulunmaktadır.
Ankara Altyapı Koordinasyon Merkezi Çalışma Usul ve Esasları Uygulama Yönetmeliğinin ”Alt Yapı Tesis Çalışmalarının Yürütülmesi” kenar başlığını taşıyan 15. maddesinin m bendinde, “ Alt yapı kuruluşlarına ait tesis bulunduğu kısımlarda çalışmayı yaptıran kurum, kuruluş, özel veya tüzel kişiler kazı yerinde bu kuruluşlardan gözlemci bulunmasını sağlayacak, diğer kurumların alt yapı tesislerinde çalışma sırasında meydana gelecek zararlardan kazıyı yaptıran veya yapan kurum, kuruluş, özel veya tüzel kişiler sorumlu olacaktır. İlgili zararın tahsil edilmesi zararı veren ve zarara maruz kalan taraflar arasında gerçekleştirilir.” ibaresi yer almaktadır.
Ankara 19. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasında alacaklı … tarafından borçlu … hakkında 19/06/2017 tarihinde 5.091,09TL asıl alacak, 62,36TL gecikme faizi, 11,23TL KDV olmak üzere toplam 5.164,68TL alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, süresinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Takip talebine ek belgelerden alacaklının … ….t ayı içindeki muhtelif tarihlerdeki toplam 6 adet hasarla ilgili fatura ve eki hasar tutanağı sunduğu görülmüştür. Fatura içeriklerinin malzeme ve işçilik bedellerinden oluştuğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalı tarafından “…çalışmaları sırasında davacı şirkete ait elektrik kablolarına ve iletken hatlarına zarar verildiği dosya kapsamı ile sabit olup, somut olaydaki asıl uyuşmazlık noktası, meydana gelen olayda davalı şirketin kusurunun bulunup bulunmadığı ve söz konusu zarardan sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesi tarafından, meydana gelen olayda davalının kusurunun bulunup bulunmadığı ve zararın miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. … tarihli bilirkişi heyeti raporunda, “… davalı şirketin davacıya bildirimler gönderdiği ancak davacının bu bildirimlere ilgisiz kaldığı ve ayrıca kabloları da yönetmeliğe uygun derinlikte döşemediği kaldırım çalışmasında kazı yapılırken kabloların zarar görmesinin yönetmeliklere uygun kablo döşenmemesinden kaynaklandığı anlaşıldığından davaya konu hasarın oluşumunda davalının kusurunun bulunmadığı, tüm kusurun davacıda olduğu….” yönünde mütalada bulunulmuş, ek raporda ise faks gönderim sonuç raporlarına göre bildirimlerin makul bir süre önce davacıya ulaştığı anlaşıldığından kök rapordaki kanaatlerini değiştirmediklerini belirtmişlerdir.
Dosyada mevcut, davalının beyan dilekçesi ekinde sunulan belgelerden, davalı şirkete iş emri verilen mahallere ait çalışmalara başlanılmadan önce davacının da içerisinde yer aldığı altyapı kurum ve kuruluşlarına genel duyuru yapılmasına ilişkin yazı örneklerinin yer aldığı, ancak söz konusu yazıların davacı şirkete … yoluyla tebliğ edildiğine dair dosyada kanıt ve belge bulunmadığı, yine çalışma yapılacak yer ve çalışma saatlerinin de ancak çalışmanın yapılacağı aynı gün faks yoluyla gönderildiği, makul süre önce davacıya çalışma yapılacak yer ve saat bildirimi yapılmadığı anlaşılmıştır.
… yukarıda zikredilen 15/m bendi dikkate alınarak, yapılan kazı çalışmalarının davacı idareye usulüne uygun şekilde tebliği ve çalışma alanında gözlemci bulundurulmasını sağlama yükümlülüğünün davalı şirkete ait olduğu, davalının bu yükümlülüğü faks yoluyla gönderdiği yazılarla yerine getirdiği anlaşılmışsa da, gönderilen yazıların işin yapılacağı aynı gün bildirildiği, gönderildiği iddia edilen iş emirlerinde ise işe başlama ve iş bitim tarihleri arasında uzun bir süre olduğu, üst yazı şeklindeki faks metninden ise işin yapılacağı gün bildirimlerin yapıldığı gözetildiğinde davalı tarafın bu bildirimi gereğince yerine getirmediği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından davaya konu hasar nedeniyle dava dilekçesinde ve icra takip talebinde belirtilen miktarda 5.164,68TL zararın gerçekleştiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı kurum kabloları standartlara uygun döşememekten dolayı kusurlu ise de bu kusur zararla illiyet bağını kesecek nitelikte değildir, zira davalı kurum da usulüne uygun olarak çalışma gün ve yerlerini net olarak davacıya bildirmediği için kusurludur. Bu durumda Dairemizce davacının %80 oranında, davalının ise %20 oranında kusurlu olduğu ve toplam 1.032,94TL alacaktan sorumlu olduğu kanaatine varıldığından, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacının bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Dosya kapsamından takibe konu alacak miktarının likit olmadığı anlaşıldığından icra inkar tazminatı ödetilmesi koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince duruşma yapılmadan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/09/2019 gün ve … sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
1)Davanın KISMEN KABULÜ ile, Ankara 19. İcra Dairesinin…sayılı dosyasında davalı borçlunun 1.018,22TL asıl alacak, 12,47TL işlemiş faiz ve 2,25TL işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 1.032,94TL tazminat yönünden itirazının iptaline ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz üzerinden icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2)Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, takip tarihi itibariyle alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3) 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 70,56TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 88,20TL harcın mahsubu ile fazla alınan 17,64TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,
4)Davacı tarafından peşin yatırılan ve alınmasına hükmedilen 70,56TL harcın yargılama gideri olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; davacı tarafça istinaf kanun yolu başvurusu sırasında peşin yatırılan 44,40TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
6)Davacı tarafından hükümden önce yapılan 35,90TL başvurma harcı ile 298TL yargılama gideri ve hükümden sonra yapılan 11TL olmak üzere toplam 344,90TL yargılama giderinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2.maddesi uyarınca, tarafların haklılık oranına göre 68,98TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7)Davacı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında yapılan 51TL posta/tebligat gideri ile 121,30TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 172,30TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 332/3.maddesi uyarınca, hükümden sonraki yargılama giderlerinin haklılık oranına göre taraflara yüklenmesine,
9)Davacı, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.032,94TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10)Davalı, vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3. maddesi ” Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” hükmü uyarınca 1.032,94TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
12)Temyizi kabil olmayan bu kararın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362.maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2021


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza