Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2023/981 E. 2023/1373 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/981 – 2023/1373
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/981
KARAR NO : 2023/1373

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2023
NUMARASI : 2022/182 E.- 2023/286 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 04/10/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 13/10/2023

Mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 10000001840 ve 1000010730 no’lu sanayi aboneliklerini kullanarak üretim yaptığını, sanayi sicil belgesi vizesi yenilenmediğinden 10000001840 nolu abonelikte davalı tarafından 2006/2 ile 2012/8 dönemler arasında sanayi ticarethane farkı hesaplandığını ve 398.670,40 TL fark faturası düzenlendiğini ayrıca bu işlemin uzantısı olarak 43.584,40 TL tutarında trafo payı hesaplandığını, 1000010730 no’lu abonelik için ise 2006/2-2012/7 dönemleri arasındaki tüketimler için 264.426,00 fark faturası tanzim edildiğini, faturalara itiraz üzerine davalı tarafça 398.670,40 TL’lik faturanın 204.129,60 TL’ye, 43.584,40 TL’lik faturanın 36.360,00 TL’ye ve 264.426,00 TL’lik faturanın 150.516,00 TL’ye indirildiğini, toplam 391.006,00 TL’ye indirilen bu faturalara da itiraz edildiğini ancak bu itirazın red edildiğini, davacının yükümlülüğünü yerine getirdiğini, 2008 yılında da benzer bir olay yaşandığını, o tarihte tahakkuk ettirilen fark faturasının iptal ettirildiğini, düzenlenen faturaların Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine aykırı olduğunu, Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 31.maddesinde müşterilerin bilgilendirmesi yükümlülüğünün olduğunu, Yargıtay 19.HD’nin 2010/8255 K. sayılı kararında davalı kurumca usulüne uygun yapılmış bir uyarının arandığını, tebliğ edilen faturalarda bir ikaz ve meşruhatın yazılmamış olmasının davalının hatasını kabul ettiğini gösterdiğini, davalının Medeni Kanunu’nun 2.maddesi uyarınca göstermesi gereken ihtimamı göstermediğini belirterek, elektriğin kesilmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve 2 adet sanayi ticarethane farkı faturası ile bu fark çıkarma işlemenin uzantısı olarak talep edilen bir adet trafo payına ilişkin fatura toplamı olan 391.006,00 TL’den davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine ve faturaların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, 204.129,60 TL’lik fatura yönünden sanayi sicil belgesinin vizesinin 2007 yılında yapıldığını ve sürenin sona erdiği 22/08/2009 tarihinden sonra sanayi sicil belgesinin ibraz edilmediğini, bu nedenle ticarethane farkı çıkarıldığını, 36.360,00 TL tutarındaki fatura yönünden Özel transformatörlü müşteri olan davacı şirkete ölçümlerinin sekonderden yapıldığı dönemde bilgisayar sisteminden kaynaklı olarak trafo kaybının fatura edilemediğini, sanayi sicil belgesi vizesinin dolduğu 28/09/2009 tarihi öncesi için sanayi ve sonrasında ise ticarethane tarifesinden 36.360,00 TL tutarında trafo kaybı hesaplandığını, 150.516,00 TL fatura yönünden sanayi sicil belgesinin vizesinin 2007 yılında yapıldığını, belge süresinin sona erdiğini, 28/09/2009 tarihinden sonra vizesi yenilenmiş sanayi sicil belgesinin ibraz edilmediğini, bu nedenle sanayi ticarethane farkı çıkarıldığını, faturaların mevzuata uygun olduğunu, sanayi abone grubu kapsamında yer alabilmek için sanayi sicil belgesi ibraz ve belgenin süresi içerisinde yenilenmesi gerektiğini, aksi halde tüketimlerin ticarethane tarifesinden faturalandırılacağını Usul ve Esaslarda düzenlendiğini, Usul ve Esasların 17. maddesi kapsamında bilgilendirme zorunluluğunun bulunmadığını, davacının sanayi sicil belgesinin yenilenerek ibraz edilmesi gerektiğini bildiğini, davacı şirketin 2009 ve 2011 yılı vizeli sanayi sicil belgesinin 14/09/2012 tarihli dilekçesi ekinde ibraz ettiğini, belgenin süresinde ibraz edilmediğinin sabit olduğunu, Yargıtay 19. HD’nun 2010/8255 K. sayılı ilamından uyarı yapılmadan fark faturası tahsil edilemeyeceği anlamının çıkarılamayacağını, mevzuatta bilgilendirme zorunluluğunun abone grubu ve tarife uygulamaları bakımından mevcut durumunda değişiklik olan aboneler hakkında öngörüldüğünü, kaldı ki sanayi sicili belgesinin ibraz yükümlülüğünün 25/01/2008 sayılı yazı ile davacı şirkete bildirildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin, 15/03/2023 tarih, 2022/182 E., 2023/286 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne, davacının davalı tarafa G 666324 nolu 204.129,60-TL bedelli, G 666325 nolu 36.360,00-TL bedelli ve G 666323 nolu 150.516,00-TL bedelli faturalardan kaynaklı borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafça ödenen 36.360,00-TL’nin istirdaden davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davalı şirketin bildirim yükümlülüğünün bulunmadığını, istinaf mahkemesince uyuşmazlık konusu olmayan mevzuat maddesine istinaden davalı şirkete bildirim yükümlülüğü atfedildiğini, İstinaf Mahkemesinin gerekçesinin maddi hataya dayandığını, davaya konu faturaların 2009 Eylül-2012 Mayıs dönemine ilişkin olup, gerek 875 sayılı usul ve esaslarda gerekse de 3002 sayılı usul ve esaslar kapsamında, davacı sanayi sicil belgesi sunmadığı sürece herhangi bir bilgilendirme yükümlülüğü olmaksızın ticarethane tarifesinden faturalandırma yapılacağını, mevzuat gereği bildirim yükümlülüğünün 01/01/2013 tarihinden itibaren uygulanacak usul ve esaslar ile düzenlendiğini, ağır bir yargılama hatası bulunduğunu, İstinaf Mahkemesinde davacı ile aynı tahakkuk ve döneme ilişkin yürütülen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 31.01.2019 tarih ve 2017/2157 E. 2019/333 K. sayılı kararın dikkate alınmadığını, sanayi sicil belgesinin vize yenileme işleminin zamanında ve usulüne uygun şekilde yaptırılarak davalı kuruma teslim edilmesi sorumluluğunun davacıya ait olduğunu, sanayi sicil belgesinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek ibraz edilmemesi halinde tüketimlerinin ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılacağını, uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte olan mevzuatta sanayi abone grubundan faturalandırılan şirketlere yenilenen vizenin ibraz edilmemesi halinde ticarethane abone grubundan faturalandırma yapılmadan önce bilgilendirme yapılacağına ilişkin bir düzenleme yer almadığını, uyuşmazlığa uygulanan mevzuat hükmünün hatalı olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada, sanayi sicil belgesinin ibraz edilmemesi nedeni ile ticarethane tarifesine göre düzenlenen fark faturaları ve trafo payı faturasından dolayı davacının sorumlu olmadığının tespiti talep edilmektedir.
Uyuşmazlık, görevli dağıtım şirketlerinin, sanayi sicil belgesi vizesi bitmiş abonelerinin tarifesini ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırmadan önce müşterilerini bilgilendirme yükümlülüğü olup olmadığına ilişkindir.
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin, 18/12/2019 tarih, 2014/388 E., 2019/943 K. sayılı “davanın reddine, dava sırasında yapılan takiple ilgili olarak ihtiyati tedbir kararı verildiğinden dava konusu alacağın %20’si oranındaki 70.929,00.-TL tazminatın davacıdan alınıp davalıya verilmesine” ilişkin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 25/01/2022 tarih, 2020/364 E., 2022/1 K. sayılı ilamı ile “… Bu durumda, mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller, EPDK kararları ve ilgili yönetmelik hükümleri gözetilerek, dava konusu faturalar yönünden, taraf ve kanun yolu denetimine uygun, alanında uzman elektrik mühendisi, medeni hukuk ve idare hukuku öğretim üyeleri bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan (Ankara veya İstanbul mahkemeleri aracılığıyla) bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Belirtilen nedenlerle, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nun 353/1-a,6 maddesi gereğince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak” davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece görüşüne başvurulan elektrik yüksek mühendisi ve öğretim üyeleri bilirkişiler 14/02/2023 tarihli raporlarında; tesis edilen işlem tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre sanayi sicil belgesini davacı tarafın ibraz etmekle yükümlü olduğunu, davalı idarenin vizenin yenilenmesi gerektiğine ve belge ibraz edilmesi gerektiğine dair faturalandırma öncesinde bildirimde bulunmasını öngören açık hüküm bulunmadığını, davacının işlemin tesis edildiği dönemde hukuki durumunda idarenin yazılı bilgilendirmesini gerektiren bir değişiklik bulunmadığını, ancak sanayi tarifesinden faydalanmak isteyen sanayi işletmelerinin belge ibraz yükümlülüğünün her iki mevzuatta da aynen korunduğunu, sanayi abone grubundan yararlanmak isteyen müşterilerin vize edilmiş sanayi sicil belgelerini idareye vermekle yükümlü olduklarını, mevzuatta abone gruplarından yararlanmanın şartı olarak belge ibrazı yükümlülüğü getirildiğinin açık olduğunu, zira Tarife Usul ve Esaslarda yükümlülüğünü yerine getirmeyen müşteriler bakımından aksi halde ticarethane grubundan ücretlendirme yapılacağı yönünde açık bir düzenlemenin de öngörüldüğünü, bu suretle sanayi abone grubuna dahil olduğunu kanıtlama yükümlülüğünün davacı şirkete ait olduğunu belirtmişlerdir.
Mahkemece, bilirkişi raporuna, yasal mevzuat, dosyadaki deliller ve emsal kararlar ile uyumlu olmaması nedeniyle itibar edilmemiş, davacıya ait sanayi sicil belgesinin süresinin bitmesi nedeniyle vizesinin yaptırılarak, davalıya ibrazı hususunda davalı şirket tarafından davacı şirkete yazılı olarak uyarı bilgilendirmesi ve ihtar yapılmadığından, davacıya sanayi tarifesi yerine ticarethane tarifesi düzenlenmesinin uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle istinaf olunan ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı elektrik şirketinin bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispatlayamadığı anlaşılmakla, yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 26.709,59-TLharçtan davalı tarafça yatırılan 6.678,00 TL nin mahsubu ile bakiye 20.031,59 TL nisbi karar ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere, 04/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.