Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2023/933 E. 2023/1141 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/933 – 2023/1141
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/933
KARAR NO : 2023/1141

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2023
NUMARASI : 2022/772 E.- 2023/184 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 05/07/2023

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı tarafından borçlu aleyhinde 26/04/2018 tarihinde kaçak elektrik kullanımına ilişkin tespit tutanakları düzenlendiğini, düzenlenen kaçak elektrik kullanımına dair yapılan kontrollerde abonesiz sayaç kullanıldığının tespit edildiğini ve abonenin enerjisinin kesilerek tutanak altına alındığını, kullanılan kaçak elektrik kullanımı için faturalandırma yapıldığını ancak borçlunun faturaya istinaden ödeme yapmadığını, borçlu adına önce İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün 2019/39858 Esas sayılı dosyasında takibe başlanılsa da davalı tarafından borca itiraz edilmesi üzerine arabuluculuk başvurusu yapıldığını, anlaşmaya varılamadığını belirterek, davalının icra takibini sürüncemede bırakmaya matuf, haksız, kötü niyetli, yasal mesnetten yoksun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine itiraza konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, takibe konu faturaya dayanan alacağın davalı şirketlere değil dava dışı … Madencilik A.Ş firmasına ait olduğunu, davalı şirketlerle hiçbir ilgisi bulunmadığını, takibe konu faturanın 400 KVA trafoya ait olduğunu ve anılan trafonun davalı şirketlerin yüklemi altında olan … Yol Projesi’nin şantiye alanında olmadığını, dilekçe ekinde yer alan Şantiye Yerleşim Krokisinde de görüleceği üzere kaçak elektrik kullanımı yapıldığı iddia edilen trafonun … Madencilik AŞ’nin Kırma Eleme Tesisi sınırları dâhilinde olduğunu, dava dışı firma ile davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık arasında 21/04/2017 tarihinde imzalanan ” Malzeme Temin Sözleşmesi” olduğunu ve davalı şirketlerin anılan firma ile ilişkisinin bahsi geçen hizmet sözleşmesinden ibaret olduğunu, taraflarının şantiye sahasında olmayan ve başka bir firmaya ait tesiste yer alan trafoda kaçak elektrik kullanımı yapıldığı iddiası ile davalı şirketlere husumet yöneltilmesinin anlaşılamadığını ve davaya karşı husumet itirazları bulunduğunu, alacaklının bir yıl içerisinde itirazın iptali davası açması gerektiğini, davalı şirketlerin abonelik ve enerji müsaadesi başvurusu bulunmadığını, davacı tarafın müşteri bilgi sistem kayıtları incelendiğinde davaya konu kaçak elektrik faturasının ilk olarak dava dışı … AŞ’ye tahakkuk ettirildiği, daha sonra müşteri itirazı üzerine iptal edilerek davalı şirketlere tahakkuk ettirildiği, davaya konu faturanın kendilerine gönderilmesinin sebebinin yalnızca davalı şirketlerin tahsil kabiliyetinin asıl muhatap firmadan daha fazla olmasına dayandığı kanaatini taşıdıklarını, davacı şirket tarafından düzenlenen tutanakta bahsi geçen kaynak yapan personellerin davalı şirket çalışanı olmadığını, dava dışı … AŞ çalışanları olduğunu, davalı şirketlerin kaynak ve atölye işlerinin kiralanan 105 ada 2 parsel nolu arazide kurulan bakım ve kaynak atölyesinde yürütüldüğünü belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 20/03/2023 tarih, 2022/772 E., 2023/184 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, kaçak elektrik tespit tutanağının tutulduğu sırada adresi fiili kullanımında bulunduran davalı adına kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, kaçak elektrik tespit tutanağı ve dava dilekçesinin iş ortaklığına tutanağın tutulduğu adreste tebliğ edildiğini, dava konusu, davalının kaçak elektrik kullanımına konu yerde davalı şirketin şantiyesi bulunduğunu, şantiyeye gidildiğinde davalı şirketin orada bulunduğunun tespit edildiğini ve fiili kullanıcı davalıya ait şantiye olduğundan kaçak elektrik tespit tutanağının da davalı adına düzenlendiğini, kaçak tespit tutanakları ile ilgili olarak işbu tutanakların aksi ispat edilinceye dek geçerli belgeler olduklarını, … Adi Ortaklığı trafonun kendilerine ait olmadığını, …’ye ait olduğunu beyan etmişlerse de, söz konusu trafonun davalı şirkete ait olduğunu, davalı taraf cevap dilekçesinde trafonun şantiye sınırları dışında ve kendilerinden bağımsız bir yerde olduğunu etmişlerse de, kurumun muhatabının …Adi Ortaklığı’ olduğunu, ana firma ile … arasında yapılan yapılacak anlaşmalardan davacının sorumlu tutulamayacağını, bu hususun bilirkişi raporuyla da sabit olduğunu, davalının kasten kaçak elektrik kullandığını, borçlu adına düzenlenen faturanın, EPDK maddeleri kapsamında hukuka uygun olarak hesaplandığını, davalı iş ortaklığının söz konusu adreste fiili kullanıcı olduğunun sabit olduğunu, fiili kullanıcı adına davacı şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağının usulüne uygun olarak düzenlendiğinin tespiti de dosyadan alınan bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, davalı iş ortaklığının kaçak elektrik tespit tutanağının aksini ispatlayacak bir delili dava dosyasına sunamadığını, verilen kararın eksik incelemeler neticesinde verildiğini ve hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Davada, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen borcun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir.
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/06/2021 tarih, 2021/113 Esas,, 2021/743 K. sayılı ilamı ile yetkili mahkemenin davalıların ikametgahı mahkemesi olan Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İstanbul Anadolu 25.İcra Müdürlüğü’nün 2019/39858 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından, davalı borçlu … Adi Ortaklığı aleyhine 141.661,28 TL elektrik borcu ve 21.758,70 TL gecikme ve KDV olmak üzere toplam 163.419,98 TL alacak için ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin davalı temsilcisine 14/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalılar vekili tarafından 21/07/2020 tarihinde icra takibine itiraz edildiği ve takibin durduğu görülmüştür.
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 29/11/2021 tarih, 2021/562 E., 2021/772 K. sayılı “ icra takibinin adi ortaklığı oluşturan tüm kişi yada şirketlere karşı başlatılması gerekli olup, somut olayda icra takibinin ortaklığı oluşturan şirketlerden hiç bahsedilmeksizin “… ADİ ORTAKLIĞI” na karşı başlatıldığı, bu hali ile usulüne uygun şekilde başlatılmış icra takibinin varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle HMK.’nun 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince; usulüne uygun şekilde başlatılmış icra takibi bulunmasına ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,” ilişkin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 05/10/2022 Tarih, 2022/873 Esas, 2022/1091 Karar sayılı ilamı ile “… Dosya kapsamından, her ne kadar takip talepnamesi ve buna uygun olarak düzenlenen ödeme emrinde borçlu olarak “… Adi Ortaklığı” gösterilmiş ve tek ödeme emri çıkarılmış ise de adi ortaklığı oluşturan her iki şirketin vekili ödeme emrinin tebliğinden sonra her iki şirket tarafından vekil tayin edildiğini gösterir vekâletnamesini ibraz edip, bu iki şirket adına süresinde icra takibine karşı itirazda bulunduğuna göre artık taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, itirazın iptali davasının da, adi ortaklığı oluşturan her iki şirket hasım gösterilerek açıldığına göre, mahkemece; davanın esasına girilerek yapılacak yargılama sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Belirtilen nedenlerle, mahkemece; işin esası hakkında yapılacak yargılama neticesinde oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine ilişkin hüküm kurulması doğru görülmediğinden,” gerekçesiyle 353/1-a,4. maddesi uyarınca mahkeme kararı kaldırılmıştır.
Mahkemece görüşüne başvurulan Elektrik Mühendisi bilirkişi 31/01/2023 tarihli raporunda; davaya konu kaçak tutanağının konu ile ilgili yasal mevzuatı oluşturan E.P.Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26(a) maddesi çerçevesinde kaçak elektrik kullanımını içerdiğini, tutanak kapsamında davacının Yönetmeliğin 28-29-30 ve 31 maddelerine ve genel yasal hükümlere göre kaçak tahakkuklarını yapma hakkı olduğunu, davalının kaçak tutanağı düzenleme ve kaçak tahakkuk dönemleri itibariyle fiili kullanıcı olduğunun belirgin bulunduğunu ve kaçak tahakkukundan sorumlu olacağının değerlendirildiğini, davacının icra takibi kapsamında 138.979,54 TL asıl alacak, 17.985,06 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 156.964,60 TL talep edebileceğini, yapılan takipte 6.455,38 TL fazlalık olduğunun hesaplandığını belirtmiştir.
Mahkemece, kaçak tüketim yapıldığı söylenen trafonun davalılar tarafından kurulduğu ve yol yapımı amacı ile oluşturulan şantiyedeki faaliyetlerde kullanıldığının kanıtlanamadığı, davalıların şantiye sahasında olmayan fakat … şirketinin taş kırma işi için oluşturduğu şantiye sahasında bulunduğu kabul edilen trafonun davalılar tarafından kullanıldığının kabul edilemeyeceği, … şirketi sahadan 31/12/2017 tarihinde çıkmış olmakla birlikte kaçak tüketimin onların faaliyette oldukları dönem içerisinde de yapılmış olmasının bir olasılık olduğu, bu halde kaçak tüketimin davalılar tarafından yapıldığı kesin olarak kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Taraf vekilleri karar duruşmasında bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep etmişler, Mahkemece bu talep “Her iki tarafın ek rapor alınması isteminin reddine karar verildi.” şeklindeki ara kararı ile reddedilerek ek rapor alınmamış ve alınan bilirkişi raporu gerekçeli kararda tartışılmamıştır.
O halde, ilk derece mahkemesince; önceki bilirkişi dışında, alanında uzman mümkünse üniversite öğretim elemanlarından oluşturulacak 3’lü bilirkişi heyetinden tarafların itirazlarını karşılayan bir rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, tarafların itirazlarının karşılanmadığı ve gerekçeli kararda tartışılmayan bilirkişi raporundaki görüşün aksi yönde yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu durumda, mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nun 353/1-a,6 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-)Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 20/03/2023 tarih, 2022/772 E., 2023/184 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde başvuran davacıya iadesine,
4-)Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-)Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a, maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.