Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/781 – 2023/1060
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/781
KARAR NO : 2023/1060
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2023
NUMARASI : 2020/527 E. – 2023/53 K.
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 15/06/2023
Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; taş ocakları araçlarının hızlı tren servis yolunu kullanmaları nedeniyle aşırı toz meydana geldiğinden hızlı tren seferlerinin etkilendiğini, Hızlı Tren Bölge Müdürlüğü tarafından stabilize yolun asfaltlanması gerektiği aksi halde yolun kullanılamayacağının bildirildiğini, davacı şirket yetkilisi…’in yolun asfaltlanması bildirimi üzerine çevredeki diğer taş ocağı sahipleri ile görüştüğünü, yolun davacının temin ettiği 450.000,00 TL değerinde üst yapı ve 400.000,00 TL değerinde de alt yapı malzemesi karşılığında… Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü tarafından yapıldığını, davacı şirketin belediyeye teslim ettiği malzemenin maliyeti olan 400.000,00 TL’nin davalı şirket, … Şirketi tarafından karşılanmasının kararlaştırıldığını, diğer şirketlerin ödeme yapmasına rağmen davalı şirketin payına düşen ödemeyi yapmadığını, yol yapım masrafından dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı her ne kadar tüm taş ocağı sahipleri ile görüşüp yolu kullanabilmek için yol yapım masrafının ödenmesinin kabul edildiğini iddia etmişse de bu hususta yapılmış bir anlaşma olmadığını, davacının kendi başına hareket ettiğini, davalı şirketin böyle bir rızası ve kabulü bulunmadığını, faaliyet gösterilen alanda işletmecilerin sayısal belirlemesi, maliyet analizi, gerekli sözleşme ve tutanaklar düzenlenmeden hareket edilmemesi gerektiğini, … Belediyesinin bir kamu tüzel kişiliği olduğunu, tüm iş ve işlemlerini ancak alınacak encümen ve meclis kararıyla icra edilebileceğini, belediyeye yazı yazılarak yapıldığı ileri sürülen iş ile ilgili bir karar bulunup bulunmadığının sorulması, davacının belediyeye teslim ettiğini iddia ettiği malzemelere ilişkin fatura düzenlemesi gerektiğini belirterek, geçerli bir hukuki ilişkiye dayanmayan, davalı şirket açısından borç olarak kabul edilmesi mümkün olmayan dava konusu alacak talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 03/02/2023 tarih, 2020/527 E., 2023/53 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporunda taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşmenin olmadığının tespit edildiğini, buna katılmanın mümkün olmadığını, taraflar arasında sözlü bir sözleşmenin olduğunun sabit olduğunu, davalı dışında diğer dava dışı şirketlerin davacıya dava konusu iş ile ilgili ödemeyi yaptıklarını, işin malzeme karşılığında… Belediyesi tarafından yapıldığını, davacının dava konusu işi… Belediyesi’nin emir ve talimatı doğrultusunda gerçekleştirdiğini, … Belediyesi’nin 28/10/2016 tarihli yazısında … …… Ltd.Şti. nin belediyeye yol yapımı için 20.989,00 ton mıcır vermiş olduğu hususunun sabit olduğunu, malzemenin, belediyenin asfaltlama işlemini yapması karşılığında taş ocak sahiplerinin ortak kararı ile ve bedeli taş ocağı sahiplerince karşılanmak üzere belediyeye teslim edildiğini, dava konusu olayda encümen ve/veya meclis kararı alınmasına gerek bulunmadığını, davacı, davalı ve ödeme yapan dava dışı şirketlerin taş ocaklarının YHT güzergâhında olmasından dolayı zorunluluk nedeniyle kadastro yoluna asfaltlama çalışması yapıldığını, ceza mahkemesinde dinlenen ödeme yapan şirket yetkililerinin beyanlarının iş bu dosyada hükme esas alınması gerektiğini, davacının diğer taş ocağı sahiplerinin de muvafakati ile yolun yapımındaki malzeme teminini üstlendiğini, davalının payına düşen miktarın hesaplanmasının mümkün olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taş ocaklarının kullandıkları servis yolunun asfaltlama ve yapım işine dair masraflardan davalının üzerine düşen miktarı ödememesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 15/09/2017 tarih, 2016/409 E., 2017/859 K. sayılı “ davacının dava konusu ettiği mıcır temini işinin dava dışı … firması tarafından yapıldığı, hak sahipliği devrinin söz konusu olmadığı, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine,” ilişkin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 29/09/2020 tarih, 2019/191 E., 2020/748 K. sayılı ilamı ile “… Mahkemece, davacının dava konusu ettiği mıcır temini işinin dava dışı … firması tarafından yapıldığından bahisle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Somut olayda, mahkemece; davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş ise de, istinaf dilekçesi ekindeki dava dışı … şirketi ile davacı arasında düzenlenen tarihsiz sözleşmeden, davacı şirketin dava konusu alacak yönünden temlik sebebiyle hak sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece; davanın esasına girilerek, taraflardan delilleri sorulmak suretiyle oluşacak sonuca göre, davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden” gerekçesiyle mahkeme kararı HMK’nın 353/1-a,4. maddesi uyarınca kaldırılmıştır.
Mahkemece görüşüne başvurulan inşaat mühendisi ve mali müşavir bilirkişiler 02/09/2022 tarihli ek raporlarında; “Dava konusu işle ilgili olarak, … Belediyesine teslim edilen malzemenin 31.009,050 Ton ve malzemenin teslim edildiği tarihteki (2015 yılı) bedelinin 248.072,40 TL olduğunu, dava konusu yolun alt yapı bedelinin kök raporda da belirtildiği üzere; 530.400,00 TL olarak hesaplandığını, davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre; dava konusu işle ilgili, dava dışı şirketler nezdinde davacı şirkete yapılan bir ödeme bulunmadığını ve ödemeler dışında da dava konusu somut olaya dair defter kayıtlarından bir tespit yapılamayacağını, davacının alacak hakkı olup olmadığı hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğunu, eğer alacak hakkı olduğuna dair kanaat oluşursa, davalı şirketin davacı şirkete 530.400,00 TL olarak hesaplanan alt yapı bedelinin dava dışı şirketler (3 şirket), davacı şirket ve davalı şirket arasındaki pay edilmesi sonucunda (530.400,00 / 5=) 106.080,00 TL olarak hesaplandığını, davaya konu yol, taş ocakları sahipleri tarafından kullanılmakta olup… Belediyesinin 29.04.2016 tarih ve E. 18196 sayılı yazısında, yolun kadastro yolu olduğu belediye tarafından sathi kaplama emilsiyonu ve makineli işçilik sağlandığının belirtildiğini, ayrıca 22.12.2014 tarihli… Belediyesi Fen İşleri Müd. Yazısında söz konusu yerin sathi kaplama programı kapsamında öncelikli olarak yapılacağının belirtildiğini, dava konusu yolun… Belediyesi sorumluluğunda olduğunun değerlendirildiği görüşünde olduklarını belirtmişlerdir.
Mahkemece, davanın taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme olmaksızın, davacının da faaliyet gösterdiği yerdeki taşocaklarının, kullandıkları servis yolunda meydana gelen tozlanmanın hızlı tren seferlerini etkilemesi nedeniyle yolun asfaltlama ve yapım işine dair masrafların tüm taşocağı sahiplerince karşılanması yönünde alınan karar gereği davalının üzerine düşen miktarı ödememesinden kaynaklı alacak davası olduğu, davacının yol yapım işi için belediyeye malzeme teslim ettiği, yolun yapım işi için kararlaştırılan bedelin diğer taşocağı sahiplerince ödendiği sadece davalının ödemediğinin iddia edildiği, davacının masrafı kendi karşıladığı için alacağının tahsilini talep ettiği, davalının ise savunmasında yol yapım işi için yapılmış herhangi bir anlaşma, rıza veya kabul bulunmadığını, bu nedenle de davacıya borçlu olmadıklarını savunduğu, bilirkişi heyetinden alınan rapora göre; taraflar arasında yapılmış herhangi bir yazılı sözleşmenin bulunmadığı, … Belediyesi tarafından alınmış bir encümen veya meclis kararının bulunmadığı, dava konusu yolun… Belediyesinin sorumluluğunda olduğu yönünde tespitte bulunulduğu, davalı tarafın yol yapımı hususunda bir yükümlülüğünün bulunmaması ve tarafların yol yapımı ve masrafları konusunda anlaştıklarına ilişkin kanaat oluşmaması nedeniyle; davacı, yol yapımı için yaptığı masrafları davalıdan tahsil edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355.madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle istinaf olunan ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) İstinaf harç ve yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere 14/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır
İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.