Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2023/733 E. 2023/1062 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/733 – 2023/1062
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/733
KARAR NO : 2023/1062

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2022
NUMARASI : 2020/296 E. – 2022/814 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 16/06/2023

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı … ile davacı arasında 07/05/2008 tarihli Kat Karşılığı inşaat ve Satış Vaadi Sözleşmesi, davacı ile davalı arasında da 03/08/2013 tarihli Devir ve Ortaklık Sözleşmesi ve 23/09/2013 tarihli Bağımsız Bölüm Karşılığı inşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi ile Devir Sözleşmesine Muvafakat Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye dava dışı … muvafakat ettiğini, 23/09/2013 tarihli sözleşme ile taraflar arasında adi ortaklık kurulduğunu, sözleşmeye kadar davacı tarafından yapılan 32.000.000,00 TL harcamanın maliyet olarak kabul edildiğini, ortaklıkta davacının gizli ortak olarak yer aldığını, davalının ortaklık işlerinde özen yükümlülüğüne aykırı davranarak; sözleşme gereği üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmek ve inşaatı tamamlamak yerine sürekli olarak üçüncü kişilerle muvazaalı sözleşmeler akdederek ve tasarruf yetkisi olmadığı üçüncü kişilere taşınmaz devri yapılmasını sağladığını, yaptığı bu eylemler ile de Devir ve Ortaklık Sözleşmesini sonuçsuz bırakmak suretiyle davacının hak ve alacaklarını elde etmesini engellemeye çalıştığını, ayrıca davalının muvazaalı işlemler ile davacının alması muhtemel kârı azaltmaya yönelik eylemler gerçekleştirdiğini, ortaklık işleri ile ilgili davacıya bilgi ve hesap vermediğini, ihtarname göndermelerine rağmen davalının aynı eylemlerine devam ettiğini, sonuç olarak davalının adi ortaklığın malvarlığının aktifinin azalmasına, ortaklığa ait taşınmazları 3.kişilere tescil ettirerek ortaklık mallarının azalmasına, ortaklık malları üzerine ipotek kurarak ortaklığın pasifinin artmasına neden olduğunu belirterek, davalının, 03/08/2013 tarihli Devir ve Ortaklık Sözleşmesine aykırı davranması nedeniyle; davacının mahrum kaldığı kârın tespitini müteakip, belirsiz alacak davasının kabulü ile alacak miktarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; 03.08.2013 tarihli “Devir ve Ortaklık Sözleşmesi”nde belirtilen esaslara uygun olarak tüm işlemler yürütülürken, inşaatlar tamamlanıp hak edişler alınırken ne şekilde muvazaa yapıldığının anlaşılamadığını, davacı tarafın davalı şirketin tasarruf yetkisi olmadığına ilişkin iddialarının soyut olduğunu, davacı şirketin işi davalı şirkete devrettiğini ve davalı şirket ile davacı şirket arasında sadece kâr ve zarar paylaşımına ilişkin bir sözleşme yapıldığını, söz konusu ilişkinin adi ortaklık değil, tamamen sözleşme serbestisine dayandığını, kooperatife verilen bağımsız bölümlerin sözleşme hükümleri doğrultusunda ve imar mevzuatındaki artışa uygun olarak % 16 oranında verildiğini, davalı şirketin kâr ve zarara ilişkin ortaklık payının %80 yani davacı şirketin kâr zarar payının 4 katı olduğunu, kâr ve zarar ortaklığının zararına hareket etmenin davalı şirketin çok daha fazla aleyhine olacağını, bu sebeple davacı tarafın söz konusu iddialarına anlam verilemediğini, davalı şirketçe gerekli bilgilendirilmelerin, davacı şirket tarafından yetkili kılınan …’e aksatılmadan yapıldığını, davacı şirkete satışlardan elde edilen kâr ve zarara ilişkin ödemelerin taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği “İŞ” bitiminde yapılacağının kararlaştırıldığını, … İnşaata temlikname verilmesi işleminin davacı taraf açısından herhangi olumsuz bir etkisi bulunmadığını, davalı şirketin … İnşaata karşı temlik tarihi olan 26.07.2016 itibariyle herhangi bir şahsi borcu bulunmadığını, iş bitimi olmadan kâr ve zarara ilişkin paylaşım gerçekleştirilmeyeceğini, “Devir ve Ortaklık Sözleşmesi”ne bağlı kalmayan tarafın davacı şirket olduğunu, iş henüz tamamlanmamışken davalı şirkete karşı Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2020/1382 E. sayılı dosyası ile 32.000.000 (otuzikimilyon) TL değerinde icra takibinin davacı tarafından başlatıldığını, davacı şirketin işin bitimini beklemeden takip başlatmasının tamamen kötü niyetli olduğunun bir göstergesi olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 22/11/2022 tarih, 2020/296 Esas, 2022/814 K. sayılı kararı ile davanın reddine, davalı yararına hesaplanan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin maddi vakıaları tetkik etmeden, işin tam olarak tamamlanmamasını gerekçe olarak belirterek davanın reddine karar verdiğini, davalı şirketin üçüncü kişilerle yapmış olduğu muvazaalı işlemlerin incelenmediğini, gerekçeli kararda muvazaa iddialarının hiçbir bir şekilde değerlendirilmediğini, davalı şirketin adeta sözleşme maddelerinin arkasına sığınarak adi ortaklığın kar payını azalttığını, sözleşme maddelerinin kötüye kullanılması sonucunda davacı şirketi açıkça zarara uğratan davalı tarafın eylemlerinin hukuk düzenince korunmaması gerektiğini, sözleşme konusu inşaatların tamamlamayacağının açıkça ortada olduğunu, davalı tarafın dava dışı … İnşaat lehine hukuka aykırı olarak temlikname vermesi, … inşaat şirketine dava dışı konular nedeniyle kişisel olarak borçlanması, tasarruf yetkisi olmadığı halde üçüncü kişilere taşınmaz devri yapması ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak tapuların … İnşaat adına tescil edilmesi gibi hususların davalı tarafın kötüniyetli olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, davalılar arasında 07/03/2016 tarihinde imzalanan sözleşmenin tüm hukuki sonuçları ile birlikte ortadan kaldırıldığını ve aralarında 05/03/2019 tarihli Hasılat Paylaşımı Yöntemi İle Arsa Payı Karşılığı Yapım ve Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığı anlaşıldığını, 07/03/2016 tarihli sözleşmenin konusunun … numaralı parseller olduğunu, söz konusu parsellerin arsa sahibi (hakediş olarak … Kooperatifinden alınacak olan) … şirketi olup yüklenici … İnşaat olarak belirlendiğini, 05/03/2019 tarihli sözleşmenin konusunun yalnızca 43584/2 numaralı parsel olup 43578/2 numaralı parselin sözleşme dışı bırakıldığını, 43578/2 numaralı parselde … İnşaata tapu devri yapılan 21 adet bağımsız bölümün, taraflar arasında herhangi geçerli bir sözleşme olmamasına rağmen … şirketine iade edilmediğini ve hala … İnşaat şirketi uhdesinde bulunduğunu, 05/03/2019 tarihli ikinci sözleşme ile … şirketinin tüm tasarruf yetkisinin sona erdirildiğini ve tüm yetkiyi … İnşaat şirketinin aldığını, 07/03/2016 tarihli sözleşmenin B/4. Maddesi uyarınca arsa sahibi sıfatıyla sözleşmede yer alan … firmasının 43584/2 nolu parselde yapılan taşınmazlar ile ilgili herhangi bir maliyete katlanmayacağını, yalnızca arsa teminini sağlayacağını, davalı … Yapı firmasının yalnızca arsa temin etmek yükümlülüğü var iken daha işin başında hangi gerekçe ile … İnşaat firmasına 35.000.000,00 TL ödediğinin anlaşılamadığını, üçüncü kişilerin muvazaa iddiasını her türlü delille ispat edebileceklerini, davalı … Şirketinin Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/311 Esas Sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde şirketlerinin ekonomik sıkıntı içerisinde bulunduğunu ve aleyhlerinde birçok icra takibi başlatıldığını açıkça belirtildiğini, bu dosyanın işbu davada nazara alınması gerektiğini, davalı şirket ile dava dışı … İnşaat firması arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olup, daha hiçbir inşaat işi başlamadan davalı … firması tarafından … İnşaat firmasına yüksek miktarlı paralar ödendiğini, herhangi bir borç dayanağı bulunmayan temliknameler imzalandığını, bu temliklere dayalı olarak tapu tescilleri yapıldığını, söz konusu temlik iptal edilip yerine yeni temlik imzalandığını, sonrasında taraflar arasında imzalanan ana sözleşmenin nedeni anlaşılamayan bir şekilde feshedildiğini ve yeni bir sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme itibariyle de yine nedeni anlaşılamayan bir şekilde … İnşaat firmasına çok ciddi imtiyazlar tanındığını, davalı … firmasının da Ankara 6. Ticaret Mahkemesine sunduğu dilekçe ve deliller ile iddia edilen hususları doğruladığını, kurulan hükmün ve aynı zamanda davalı taraf yararına hükmedilen vekalet ücretinin 18/02/2022 tarih, 2019/5 E. 2022/1 K. sayılı Yargıtay İBK kararı uyarınca hatalı olduğunu, erken dava açılması halinde hukukî yarar bulunmadığından (HMK’nın 114/1-h) davanın esastan değil, HMK’nın 115/2. maddesi gereği usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, gerekçeli kararda davacının ileri sürdüğü nedenlerin hiçbirinin değerlendirilmediğini ileri sürerek, kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, devir ve ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan mahrum kalınan kar payına ilişkindir.
Davacı taraf davalı şirketin ortaklık işlerinde özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını, sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmek inşaatı tamamlamak yerine üçüncü kişilerle muvazaalı sözleşmeler akdedip tasarruf yetkisi olmadığı üçüncü kişilere taşınmaz devri yapılmasını sağladığını, davacı şirketin hak ve alacaklarını elde etmesini engellemeye çalıştığını ve muvazaalı işlemler ile davacı şirketin muhtemel kârını azaltmaya yönelik eylemler gerçekleştirdiğini ileri sürmektedir.
Mahkemece, adi ortaklık sözleşmesine göre kar payının dağıtımının yapılması için işin bitmesinin gerektiği ve iş bitiminden sonra işin yapımı ile ilgili tüm maliyetlerin işin toplam gelirinden düşülmesi neticesi elde edilecek brüt kar miktarına göre kar payının belirlenmesi gerektiği, bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin kar payının istenmesi aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyesini kapsamakta ise de; dava dilekçesinde açıkça adi ortaklığın tasfiye edilmeden kar payının dağıtılmasının talep edildiği, talebin dışına çıkılamayacağı, adi ortaklık sözleşmesi hükümleri, Ankara 12 Asliye Ticaret Mahkemesinde alınan bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde davaya konu ana sözleşmedeki tüm parsellerdeki inşaatların tamamlanmaması, bazılarına henüz başlanmaması sebebi ile alınan bilirkişi raporu da gözetilerek inşaatlar tamamlanmadan kar payı tespit edilemeyeceğinden, davacı da açıkça adi ortaklığın tasfiyesi yapılmaksızın kar payı talep ettiğini belirttiğinden tasfiye hükümlerine girilmeksizin davanın reddine karar verilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355.madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle istinaf olunan ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, mahkemece davanın esastan reddine karar verildiği sonucuna varılmakla, yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) İstinaf harç ve yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere 14/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.