Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/718
KARAR NO : 2023/1061
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2022
NUMARASI : 2022/152 E. – 2022/631 K.
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 15/06/2023
Mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin 05.11.2019 tarihinde … olarak şube açtığını, şube işleyişi sırasında davacı Irak’ta iken işlerin devamının sağlanması için şubeyi emanet olarak bıraktığı davalının babası olan … ile aralarında bir gelir ortaklık sözleşmesi imzalanarak şubeden sağlanan gelirin nasıl pay edileceğinin kararlaştırıldığını, … ve ortaklığa katkı payı sağlayan akrabası …’nin toplam payının dükkanın ilk sermayesini oluşturan 150.000,00-TL olduğunu, davalının babası muris …’un hiçbir şekilde şirkette veya şubede malik olmayıp, sözleşme sırasında şubede çalışması sonucu gelir elde etmek dışında bir hakka sahip bulunmadığını, davalının babasının ölümünden sonra söz konusu şubeyi hukuksuz ve mesnetsiz bir şekilde işgal ettiğini, yeniden sözleşme hazırlığı yapıldığını, yeni sözleşme taslağına göre müteveffa babası yerine kendisi ve kardeşi… çalışmaları karşılığı ortaklıktan gelir sağlayacaklarını, ancak var olan işlerin gelirlerini ve şube içerisinde bulunan tüm malları ve şubenin işletmesini davacının Irak’ta olması, Covid-19 virüsüyle ülkelerin sınırlarının kapatılmasıyla yeniden Türkiye’ye gelememesinden yararlanarak haksız ve mesnetsiz bir şekilde ele geçirdiğini, dükkanın yeniden şirket bünyesinde işlemesi için içindeki mallar ile birlikte hak sahibi olarak kendisine ve şirkete iadesini talep ettiğini, davalının, davacının üzerine yürüdüğünü, kendisini hakaret ve tehdit ederek dükkandan kovduğunu, bu olaya ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu yapıldığını, davacının yüklü miktarda yatırım yaptığını, Ankara 2. Noterliği’nin 02/12/2021 tarih ve 23829 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalıya ihtar yapıldığını ancak netice alınamadığını, davalının vekaletsiz iş görme hükümleri kapsamında elde ettiği kira bedellerini davacıya iade etmesi gerektiği gibi vekil gibi hesap verme yükümlülüğünün de bulunduğunu, davacı şirkete ait dükkanda işgalci olarak bulunan ve vekaletsiz iş gören davalı hakkında işbu tazminat ve tahliye davası açılması gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik, 1.000,00 TL alacağın davalıdan alınmasına, bugüne kadar elde edilen karın tespit edilerek davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ve davalının söz konusu taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının, işyeri hakkında davalının babası ile ilgili beyanlarının tamamının iddiadan ibaret olduğunu, davalının babasının 25.10.2020 tarihinde vefatının üzerinden bir hafta geçmeden davacılar ve yakınları tarafından davalının ve ailesinin tehdit edildiğini, davalının babasının vefatından sonra anılan adreste bulunan işyerini kendisinin açtığını, kira, personel ve tüm giderlerini kendisinin ödediğini, dükkanın içerisini komple yaptırdığını ve mülk sahibi ile de her şeyden önce kira sözleşmesi yaptığını, ilgili adreste kayıtlı işyerinin babasının vefatından itibaren kullanım hakkının, kira sözleşmesi, vergi ve oda kayıtları gereği yalnızca davalıya ait olduğunu, davacının kendine fayda sağlamaya çalıştığını ve haksız çıkar elde etmek istediğini, işyerinin davalıya ait olduğunu, davalı ile davacılar arasında hiçbir yazılı ya da sözlü anlaşma bulunmadığını, davalının dükkanı sıfırdan kurduğunu ve yasal bildirimlerini yaparak işletmeye başladığını, davacının 150.000,00-TL sermaye ile kurulma beyanına itiraz ettiklerini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2021/272276 Soruşturma nolu dosya kapsamında yapılan incelemede hakaret ve tehdit suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davalının kullandığı taşınmazdan davalının tahliyesini isteme hakkının davacılarda olmadığını, davalının kullandığı taşınmazın tek ve geçerli kullanma hakkının yalnızca kendisinde bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 29/11/2022 tarih, 2022/152 E., 2022/631 K. sayılı kararı ile davalının ticaret sicilinde kayıtlı olmadığı, tacir sıfatının bulunmadığı, davanın vekaletsiz iş görme hükümlerine dayalı olarak açıldığı anlaşılmakla, davada iki tarafın da tacir olmadığı, vekaletsiz iş görme hükümlerinden kaynaklanan davaların mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı, bu durumda her iki tarafı da tacir olmayıp, niteliği itibariyle de mutlak ticari davalardan olmayan işbu davada, Türk Ticaret Kanunu’nun 4 ve 5. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görev nedeniyle davanın HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkeme tarafından verilen görevsizlik nedeniyle davanın usulden red kararı ile birlikte lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu yönde bir karar verilmemesinin hatalı olduğunu, 03/09/2022 tarihinde RG’de yayınlanan AAÜT’nin 7 inci maddesi uyarınca görevsizlik kararına istinaden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, yargılama aşamasındaki itiraz ve cevaplarının dikkate alınmadığını, mahkemenin davanın esası hakkında red kararı vermesi gerekli iken, usulden red kararı vermesinin ve lehlerine de vekalet ücreti tayin edilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasına ve davanın esastan reddine karar verilmesini, lehlerine hem esastan red nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesini hemde usulden red nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı gerçek kişi ile davalının babası arasında akdedilen adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve el atmanın önlenmesine istemine ilişkindir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu’nun 27.03.2023 tarih ve 2023/114 sayılı kararı ile “davacı …’in diğer davacı şirketi kurarak şirket adına iletişim dükkânı açtığı ve bir süre sonra davalının babasıyla dükkânda çalışması karşılığı gelir ortaklığı sözleşmesi yaptığı, ortaklık devam ederken ülkesine gitmesi ve pandemi koşullarında geri dönememesi üzerine ayrıca sözleşme yaptığı davalının babasının da ölümü nedeniyle davalının işyerini haksız olarak işlettiği hatta tabelaları bile değiştirdiği ve gelir elde ettiği iddiasına dayalı olarak açılan alacak davasında uyuşmazlığın mülkiyete dayalı el atmanın önlenmesi talebinden veya zilliyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi talebinden değil taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklandığı” gerekçesiyle dava dosyasının istinaf incelemesinin 24. Hukuk Dairesince yapılmasına karar verilmiştir.
HMK’nın 331/2. maddesi hükmü, aynı kanunun 326. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, görevsizlik kararı verilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, görevli mahkemece; yargılama giderlerinin esas yönünden aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına hükmedileceği biçiminde yorumlanmalıdır. Bu itibarla, görevsizlik kararı verilmesi halinde, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin ancak davaya görevli mahkemede devam olunmaması haline münhasır olduğunun kabulü gerekir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 08/03/2017 tarih, 2016/2081 E.-2017/1355 K. sayılı kararı).
Somut olayda, davacı … ile davalının tacir olmadığı ve davanın da mutlak ticari davalar arasında yer almadığının anlaşılması karşısında, mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile verilen görevsizlik kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle istinaf olunan ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a ve 362/1-c maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere, 14/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan
…
e-imzalıdır
Üye
…
e-imzalıdır
Üye
…
e-imzalıdır
Katip
…
e-imzalıdır
İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.