Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2023/1901 E. 2023/1835 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1901 – 2023/1835
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1901
KARAR NO : 2023/1835

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2023
NUMARASI : 2022/501 E.- 2023/492 K.

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN :
VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 13/12/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 15/12/2023

Mahkemece verilen karara karşı davacılar vekili ve ihbar olunan … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların davalı şirketten harici taşınmaz satış sözleşmesi ile bedeli mukabilinde taşınmaz satın aldığını, ancak davalı şirkete atanan tasfiye memurunun hatalı işlemi nedeni ile davalı şirketten satın alınan gayrimenkulün tapusunun Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/880 E.- 2022/151 K. sayılı kararı ile iptal edilerek gayrimenkulün davalı şirket adına tescil edildiğini, davacıların satış işlemi nedeni ile masraf yaptıklarını, taşınmaza satış bedeli ödediklerini, ayrıca taşınmaz satışına güvenerek 3. kişilere daire satış vaadinde bulunduklarını, bu nedenle itibar ve güven kaybına uğradıkları gibi satışların yapılamaması nedeni ile kazanç kaybına da uğradıklarını belirterek, Ankara İcra Müdürlüğü’nün 2022/5958 E. sayılı icra takibi ile talep edilen 1.500.000,00 TL dışında kalan ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ödenen satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereğince enflasyon, kur farkı, altın ve faiz artışları, inşaat fiyatlarında meydana gelen artış ile ulaştığı değer olarak (icra dosyasında bakiye bedel ile ilgili) şimdilik 100.000,00 TL’nin gayrimenkul satın alındıktan sonraki faturalı harcama ve ödemelere ilişkin fazlaya ilişkin dava ve tazminat hakkı saklı kalmak üzere belirlenecek bedellere göre ileride arttırım yapılmak üzere şimdilik 50.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı şirketlerin mahrum kalınan kazanç yönünden ve tapu tescilinin iptali ile birlikte inşaat projesine göre yapılan sözleşme taahhütlerinin iptali, sonrası ticari itibarda meydana gelen kayıpların, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte olmak üzere; bilirkişilerce yapılacak değerlendirme gereğince belirlenerek, mahrum kalınan kâr miktarına ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100.000,00 TL’ nin davalı şirketten tahsilini talep etmiş, 05/04/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile 100.000,00 TL belirsiz alacak talebini 2.026.441,29 TL’ye, mahrum kaldığı kâr ve itibar kaybını 100.000,00 TL’den 2.357.731,18 TL’ye, faturalı masrafa ilişkin talebini 507.400,00 TL’ya artırarak, toplam 4.184.172,47 TL olarak talebini artırmıştır.
CEVAP: Davalı, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacıların başlattığı icra takip dosyasında fazlaya ilişkin hakları saklı tutmadığı, davacıların sadece menfi zarar talep edebileceğinden bahisle davanın kısmen kabulü ile 1.107,54 TL masraf bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin tüm taleplerine reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davacılar vekili ve ihbar olunan … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf talebinde, davacılar tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğunun açık olduğunu, buna rağmen aksi gerekçe ile satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı değerin tahsiline ilişkin talebin mahkemece reddedilmesinin hatalı olduğunu, masraf bedelinin 11.075,41 TL olduğu kabul edildiği halde hüküm fıkrasında 1.107,54 TL üzerinden kabul kararı verilmesinin de hatalı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların satışın iptali nedeni ile büyük zarara uğramalarına rağmen bu talepleri hakkında ret kararı verilmesinin yerinde bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada, taraflar arasında düzenlenen geçerli taşınmaz satış sözleşmesi gereğince davacılar adına tapusu alınan taşınmazın, davalı tarafın kusurlu davranması nedeniyle tapunun iptal edilmesinden kaynaklanan zararın tahsili, taşımaz satışı nedeniyle yapıldığı iddia edilen faturadan kaynaklı masraflar, taşınmaza inşaat yapılamaması sonucu mahrum kalınan kâr ve itibar kaybına ilişkin tazminatını tahsili talep edilmektedir.
İHBAR OLUNAN … VEKİLİNİN İSTİNAF TALEBİ YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE;
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 61-64. maddelerine göre dava ihbar olunan gerçek ve tüzel kişi, davada taraf sıfatını kazanamaz. Bir davada hüküm, davanın tarafları arasında kurulur. Bu nedenle hükmü istinaf etme hakkı davada taraf olan kişilere aittir. Kural olarak kendisine dava ihbar olunan davaya katılmadıkça (müdahil olmadıkça) mahkemece verilen kararı istinaf etme hakkı yoktur. Ancak, mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak taraf sıfatını almayan ihbar olunan kişi hakkında hüküm kurulmuşsa, ihbar olunan hükmün kendisiyle ilgili bölümünü istinaf edebilir. Olayda ihbar olunan feri müdahil olmadığından ve aleyhine verilmiş bir hüküm de bulunmadığından, ihbar olunan vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
DAVACILAR VEKİLİNİN İSTİNAF TALEBİ YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEME NETİCESİNDE İSE;
Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen “Alım Satım Sözleşmesi” ile dava konusu … Mahallesinde bulunan taşınmazın 1.500.000,00 TL bedelle davalı tarafından, davacılara satıldığı, taşınmazın davacılar adına 19/08/2021 tarihindeki tapuya tescili yapıldıktan sonra, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/02/2022 tarih, 2021/880 E.-2022/15 K.sayılı kararı ile davalı şirkete atanan tasfiye memuru tarafından genel kurul kararı olmadan satış yapıldığından bahisle yolsuz tescil nedeniyle davacılar adına kayıtlı tapu kaydının iptaline karar verildiği, hükmün 04/04/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacıların, dava konusu taşınmazın tapu tescili nedeniyle ödedikleri bedelin tahsili amacıyla başlatılan Ankara 6. İcra Dairesinin 2022/5958 E.sayılı icra takip dosyasında “1.500.000,00 TL gayrimenkul satış bedeli” açıklaması ile diğer alacakları ve faizlerle birlikte toplam 2.697.144,33 TL alacağın “fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere” tahsili talep edilmiş, takibe davalı vekili tarafından 794.780,95 TL’lık kısmına itiraz edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 07/02/2023 tarihli raporunda, davacıların denkleştirici adalet ilkesi gereğince talep edebileceği tazminat miktarının 2.026.441,29 TL, faturadan kaynaklı masraf ve giderlerin 166.729,66 TL olduğu, davacıların inşaatın yapılmaması nedeniyle 2.357.731,18 TL zararı bulunduğu açıklanmış, davacılar vekilinin 05/04/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile ödenen bedel yönünden denkleştirici adalet ilkesi gereğince talebini 2.026.441,20 TL olarak diğer talepler ile birlikte toplam 4.184.172,47 TL olarak artırdıklarını belirtmiş, rapora karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
TBK’nun 112.maddesinde; “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiç bir kusurunun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir.
TBK’nun 246.madesinin yollaması ile TBK.’nun 213/1-2.maddesinde; “Borcunu ifa etmeyen satıcı, alıcının bu yüzden uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. Satıcı borcunu ifa etmezse alıcı, satış bedeli ile kendisine devredilmeyen satılanın yerine, bir başkasını satın almak için dürüstlük kurallarına uygun olarak ödediği bedel arasındaki farka göre hesaplanacak zararın giderilmesini isteyebilir” denilmektedir.
TBK’nun 214/1.maddesinde; “Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolaysıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur.” hükmü,
TBK.’nun 217.maddesinde ise; ” Satılanın tamamı alıcının elinden alınmışsa, satış sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş sayılır ve alıcı satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir:
1. Satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünlerin değeri indirilerek, ödemiş olduğu satış bedelinin faizi ile birlikte geri verilmesini,”
2. Satılanı elinden alan üçüncü kişiden isteyemeyeceği giderleri.
3. Davayı satıcıya bildirmekle kaçınılabilecek olanlar dışında kalan bütün yargılama giderleri ile yargılama dışındaki giderleri.
4. Satılanın tamamen elinden alınması yüzünden doğrudan doğruya uğradığı diğer zararları.
Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının satılanın elinden alınması yüzünden uğramış olduğu diğer zararları da gidermekle yükümlüdür.” hükmü,
Ayrıca, TBK.’nun 219.maddesinde; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacılar adına kayıtlı tapunun “yolsuz tescil” olduğu gerekçesi ile mahkeme kararıyla iptali ile davalı adına tesciline karar verilmesi nedeniyle, taraflar arasında başlangıçta geçerli olan sözleşmenin, iptal kararı ile geçersiz hale geldiği ve açılan tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği 04/04/2022 tarihinde ifanın imkansız hale geldiği anlaşılmıştır.
Mahkemece; ifanın imkansız hale geldiği tarihteki davacıların gerçek ve güncel zararının belirlenmesi gerekir (Yargıtay 3. HD.’nin 04/04/2023 tarih, 2022/8051 E.-2023/946 K.sayılı kararı).
Taraflar arasında taşınmaz satışına ilişkin geçerli sözleşmenin iptali nedeniyle alacaklıların (davacıların), yukarıda açıklanan TBK.’nun ilgili maddeleri gereğince uğradıkları zararların tazmini talep haklarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece; davacıların, davalı tarafa ödediği bedel ile ilgili olarak, icra takip dosyasında fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak talep edilen kesinleşmiş alacak dışında kalan, davacıların almaya hak ettiği bakiye miktar yönünden alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise güncellenmiş değerinin (davacıların talebi de dikkate alınarak) “denkleştirici adalet ilkesi” gereğince belirlenerek davacıların diğer talepleri hakkında ise ilgili yasal düzenlemelere göre, içlerinden birinin Hukukçu olması kaydı ile konusunda uzman üçlü bilirkişi heyetinden ihtilafı giderici, hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; mahkemece kabul edilen masraf kalemlerine ilişkin olarak kararın gerekçe bölümünde 11.075,41 TL kabul edildiği halde, hüküm fıkrasında 1.107,54 TL üzerinden kabul kararı verilmesi de doğru değildir.

Belirtilen nedenlerle, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nun 353/1-a,6 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-)Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-)ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ nin 03/05/2023 tarih, 2022/501 E.- 2023/492 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
B-)İhbar olunan vekilinin istinaf başvurusunun reddine,
İhbar olunan kurum harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 13/12/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.