Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2023/1665 E. 2023/1693 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1665
KARAR NO : 2023/1693

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2023
NUMARASI : 2021/514 E., 2023/423 K.

ASIL DAVADA
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 08/11/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 15/11/2023

Mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili asıl dava dilekçesinde, taraflar arasında 20/06/2016 tarihli “Ortak girişim ve işbirliği anlaşması” imzalandığını, anlaşma gereğince birlikte “Biyometanizasyon tesisi yapımı ve işletilmesi” için ihaleye girildiğini, ihalenin ortak girişim üzerinde kaldığını, 27/06/2016 tarihinde … ile yüklenici ortaklık arasında yap işlet devret modeli ile 25 yıl süreli sözleşme imzalandığını, akabinde ortak girişimin amaçları doğrultusunda 14/07/2016 tarihinde taraflar arasında yeni bir iş ortaklığı sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile 20/06/2016 tarihli ortaklık girişim sözleşmesinin revize edilerek ortakların hisselerinin %50-%50 iken ortaklığın amacı doğrultusunda davacının ortaklık hissesinin sözleşme ile %1’e düşürüldüğünü, kalan hisselerin tamamının davalıya devrolduğunu, ancak akabinde, ortaklığın idaresini alan davalı şirket tarafından sözleşme hükümlerine riayet edilmediğini, sözleşme ile davacı şirket tarafından yapılması kararlaştırılan mühendislik ve tasarım çalışmalarının başka firmaya yaptırıldığını, ayrıca yine sözleşmede önlisans alındığında ödenmesi belirtilen 15.000 Euronun da ödenmemesi nedeniyle dava açıldığını, davalı tarafça, taraflar arsındaki adi ortaklık hükümlerine aykırı davranıldığını, 20/06/2016 tarihli sözleşmenin 8. maddesinde belirtilen sözleşmenin 6 ve 7. maddelerine aykırılık hali için düzenlenen 250.000 Euro ceza-i şart bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL’sinin tahsili ile taraflar arasındaki iş ortaklığının feshine ve ortaklığın tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, “Biyometanizasyon tesisi yapımı ve işletilmesi” için taraflar arasında imzalanan 20/06/2016 tarihli “Ortak girişim ve işbirliği anlaşması”na göre, davacı firmanın bu alanda sahip olduğu iş bitirme/iş deneyim belgeleri kullanılarak ihaleye girileceği ve ihalenin ortak girişim üzerinde kalıp davalı … sözleşme imzalanması halinde davalı şirketin davacıya 10.000 Euro, ÇED gerekli değildir ya da ÇED olumlu belgesi alınmasıyla beraber 15.000 Euro, EPDK’dan ön lisans alınmasıyla beraber 15.000 Euro ve EPDK’dan lisans alınmasıyla birlikte 20.000 Euro ödeme yapmayı taahhüt ettiğini, … sözleşmenin imzalanmasını müteakip 10.000,00 Euro, ÇED raporunun alınmasını müteakip 15.000 Euro ödendiğini ancak EPDK’dan önlisans alınmasını müteakip ödenmesi gereken 15.000 Euronun ödenmediğini, bu durumun ortak girişim/iş ortaklığı sözleşmesine ve TBK 620 vd. düzenlenen adi ortaklık hükümlerine açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek, ödenmeyen 15.000 Euronun dava tarihi itibariyle T.C Merkez Bankası verileri dikkate alınarak Türk Lirasına çevrilmesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin temerrüt tarihi olan 10/05/2018 tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, taraflar arasındaki ortaklığın da fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiş, 27/09/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini asıl dava yönünden 1.850,000,00 TL, birleşen dava yönünden ise 211.400,00 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, 20/06/2016 tarihli sözleşmenin 6. maddesinde belirtilen tesis için gerekli mühendislik, tasarım çalışmaları vs. yapılması konularında yapılmış bir sözleşme olmadığını, 6. maddenin en fazla bu konuda ileride sözleşme yapılması konusunda taahhüt yahut da önsözleşme niteliğinde olduğunu, sözleşmenin 8. maddesinin ise ceza-i şart niteliğinde değil, tazminat (kar kaybı) olarak düzenlendiğini, sözleşmenin söz konusu maddelerinin davalıyı davacı ile bir sözleşme yapmaya icbar etmediği için davalının asıl sözleşmeyi yeniden müzakere etmek durumunda kaldığını, 17/10/2017 tarihinde davacıya gönderilen e-posta ekindeki “Teklif Değerlendirme” yazısı ile 20/06/2016 tarihli sözleşme doğrultusunda işin bir bölümünün yapım önceliğinin davacıya ait olduğunu, ancak bu önceliğin piyasadaki diğer yüklenicilerle benzer şartların teknik ve ekonomik olarak sağlanması durumunda geçerli olacağını, aksi takdirde tesisin davacı tarafından (teklif edilen bedel ile) kurulmasının teknik ve ekonomik açıdan zarar vereceğini, ve fiyatların revize edilmesinin istendiğini, davacı şirketin 09/10/2017 tarihli e-postasında işlerin başka şirkete yaptırılmasının kabul edildiğini, davalının ekonomik olarak en uygun teklifi veren başka bir firma ile anlaşmak durumunda kaldığını, 20/06/2016 tarihli ortak girişim ve iş birliği anlaşmasının 6.maddesinin ancak bir icap olarak kabul edilebileceğini, davacının kâr kaybının söz konusu olmadığını, taraflar arasında geçerli bir sözleşme olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, asıl davada davanın kabulü ile 1.850.000 TL’nin 10.000 TL yönünden dava tarihi olan 08/09/2021, 1.840.000 TL yönünden ıslah tarihi olan 27/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, birleşen Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/757 E. sayılı dosyasında davanın kabulü ile 211.000,00 TL’nin 10.000,00 TL yönünden dava tarihi olan 31/12/2018, 201.400,00 TL yönünden ıslah tarihi olan 27/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf talebinde, taraflar arasında kurulmuş bir eser sözleşmesi bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesinin bağlayıcılığının bulunmayıp ancak bir sözleşme yapma vaadi ya da icap olarak değerlendirilebileceğini, bu nedenle davalı için asıl sözleşmeyi yapmanın mutlak bir zorunluluk olmadığını, dava konusu “Ortak Girişim ve İşbirliği Anlaşması” imzalandıktan sonra da taraflar arasında asıl sözleşmeye ilişkin müzakerelere devam edildiğini, 20/06/2016 tarihli “Ortak Girişim ve İşbirliği Anlaşması”nın 6. ve 8. maddesindeki hükümler davalıyı mutlak olarak davacı ile bir sözleşme yapmaya icbar etmediği için davalının asıl sözleşmeyi yeniden müzakere etmek durumunda kaldığını, taraflar arasındaki sürecin bir sözleşmenin kurulmasından önce işleyen olağan bir süreç olup, tarafların sözleşmenin esaslı unsurlarını müzakere ettiklerini ancak anlaşmaya varmadıklarını, “Ortak Girişim ve İşbirliği Anlaşması”nın 8. maddesinde belirtilen 250.000,00 Euronun ceza-i şart değil, kar kaybına ilişkin olduğunu, kar kaybının da müspet zarar olup, ancak geçerli kurulmuş sözleşmenin varlığı halinde ve ancak temerrüt ve sözleşmenin feshi halinde söz konusu olabileceğini, tarafların bioenerji tesisi kurulması için müzakere süreci yürüttüklerini ancak anlaşmaya varamadıklarını, bu nedenle ortada geçerli bir sözleşme bulunmadığı için kar kaybından söz etmenin de mümkün olmayacağını, davacının talep ettiği alacağın tarafların oluşturduğu ortaklığın karının paylaştırılması veya adi ortaklığa konulan sermayenin iadesi ile ilgili olmayıp, tamamen karşılıklı edimleri içeren bir sözleşmede yer verilen taahhüdün yerine getirilmediği iddiasına dayandığını, bu durumun da ortaklığın tasfiyesi olarak değerlendirilemeyeceğini, birleşen davadaki talebin de sözleşmenin ihlalinden kaynaklanan ceza-i şart alacağı iddiasına dayandığını, davacının asıl ve birleşen davadaki taleplerinin adi ortaklıktan değil, ortaklığın diğer tarafı ile imzaladığını iddia ettiği ön sözleşmeden doğan alacak iddiasına dayandığını ve her iki davadaki taleplerin de haksız olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak asıl ve birleşen dava yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, taraflar arasındaki ortak girişim ve işbirliği anlaşması ve revize sözleşme kapsamında alacağın ve ceza-i şart alacağının tahsili ve iş ortaklığının feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davacının taraflar arasındaki ortak girişim ve işbirliği anlaşması ve revize sözleşme kapsamında davalıdan alacağının olup olmadığı ve var ise miktarı hususuna ilişkindir.
Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/12/2020 tarih ve 2018/553 E. 2020/262 K. sayılı davanın reddine ilişkin kararı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 15/06/2021 tarih ve 2021/564 E. 2021/766 K. sayılı kararıyla ; “Davada her iki tarafın da şirket olduğu ve uyuşmazlığın ticari işletmelerinden kaynaklandığı, davanın ticari dava olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu” gerekçesiyle kaldırılarak, dosya mahkemesine gönderilmiştir.
Dairemiz Kaldırma/Gönderme kararı sonrasında yargılama Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından gerçekleştirilmiştir.
Yargılama sırasında alınan 24/10/2022 tarihli uzman bilirkişi ek raporunda özetle; ” Mevcut dosya kapsamına göre taraflar arasında yapılan 20/06/2016 “ortak girişim ve işbirliği anlaşması”nın 5.maddesinde; davacının iş bitirme belgesinin kullanılması karşılığı olarak davacıya; … ile sözleşme imzalanması ile beraber 10.000,00 Euro, ÇED gerekli değildir ya da ÇED olumlu belgesi alınması ile beraber 15.000,00 Euro, EPDK’dan önlisans alınması ile beraber 15.000,00 Euro, EPDK’dan lisans alınması ile beraber 20.000,00 Euro olmak üzere toplam 60.000,00 Euro ödeme yapılmasının kararlaştırıldığı, davacı tarafından davalıya Ankara 50. Noterliği’nden keşide edilen 10.05.2018 tarih ve 07536 yevmiye numaralı ihtarnamede … ile sözleşme imzalanması ile beraber 10.000,00 Euro ile ÇED belgesinin alınması sonrasında 15.000,00 Euro’nun ödendiğinin anlaşıldığı, davacının sözleşmenin 5. maddesinde kararlaştırılan bakiye 35.000,00 Euro bedeli talep edip edemeyeceği husususun Sayın mahkemenin takdirinde olduğu, yine sözleşmenin 6. maddesinde kararlaştırılan mühendislik, tasarım ve montaj işlerinin yüksek fiyat verdiği gerekçesiyle davacıya verilmemesi nedeniyle sözleşmenin 8. maddesinde cezai şart olarak kararlaştırılan 250.000,00 Euro kâr kaybını talep edip edemeyeceği hususunun Sayın mahkemenin takdirinde olduğu” açıklamalarına yer verilmiştir.
Raporun hüküm kurmaya ve istinaf denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, “20/06/2016 tarihli sözleşmenin 6. maddesi gereğince “tesis için gerekli tüm mühendislik tasarım çalışmalarını ve vakum basınç tankı ve tüm tesis otomasyonu ile ilgili tedarik ve montajını yapmasının, buna ek olarak tesis tamamlandıktan sonra tesisin biyolojik prosesler ilgili çalıştırılmasının yani başlangıç çalışmasının” davacı tarafından yapılmasının sözleşme gereği olduğu, davalının da kabulünde olduğu üzere bu işlerin davacı dışında 3. kişiye yaptırıldığı, böylelikle davalının sözleşmenin 6. maddesinin gereğini yerine getirmediği, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde, “davalının, sözleşmenin 6. ve 7. maddelerde tanımlanan işleri davacıya değil de başka firmalara yaptırmayı tercih etmesi halinde, hem davacıya hem de davacının ortağı olduğu dava dışı …’e “kâr kaybı bedeli” olarak 250.000,00 Euro ödeme yapacağının” kararlaştırıldığı, sözleşmedeki bu hükmün, sözleşme gereklerinin yerine getirilmemesi halinde ödenecek cezai şarta yönelik olduğu, davalı taraf her ne kadar davacının yapılacak işe yönelik fahiş bedel talep ettiği, bu sebeple sözleşme yapılmadığını savunmasında belirtmişse de, sözleşmenin 6. maddesinde davacıya ödenecek bedelin 900.000 Euro olarak önceden belirlendiği, bu sebeple davalının bu yöndeki savunmasının yerinde olmadığı, buna göre davacının asıl davaya konu olan 250.000 Euro cezai şart bedeline hak kazandığı, birleşen davaya yönelik ise; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 5. maddesinde, “davacının iş bitirme belgesinin kullanılması karşılığı olarak davacıya, … ile sözleşme imzalanması ile beraber 10.000,00 Euro, ÇED gerekli değildir ya da ÇED olumlu belgesi alınması ile beraber 15.000,00 Euro, EPDK’dan önlisans alınması ile beraber 15.000,00 Euro, EPDK’dan lisans alınması ile beraber 20.000,00 Euro olmak üzere toplam 60.000,00 Euro ödenmesi” kararlaştırıldığı, davacı tarafın, davalıya gönderdiği Ankara 50.Noterliği’nin 10/05/2018 tarihli ve 07536 yevmiye numaralı ihtarnamesinde … ile sözleşme imzalanması ile beraber 10.000,00 Euro ile ÇED belgesinin alınması sonrasında 15.000,00 Euro ödendiğinin kabul edildiği, yapılan tesis için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan, … A.Ş. unvanı ile 03/08/2017 tarihli ve Ön/7216-1/03727 numara ile ön lisans, 06/09/2018 tarihli ve EÜ/8040-1/04032 numara ile üretim lisansı alınması sebebi ile davacının sözleşmenin 5. maddesinde belirtilen 35.000 Euro’ya hak kazandığı” gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 140.814,23 TL harçtan peşin alınan 35.203,55 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 105.610,68 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere 08/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.