Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2023/1239 E. 2023/1249 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1239 – 2023/1249
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1239
KARAR NO : 2023/1249

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2022
NUMARASI : 2020/601 E.- 2022/85 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : TARAF VEKİLLERİ
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 14/09/2023

Mahkemece verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekil dava dilekçesinde, davacı şirket hesaplarından davalı şirket hesaplarına 2018 yılı içinde hiç bir borç karşılığı olmadığı halde toplam 118.363,00 TL tutarında havale yapıldığını, yersiz gönderilen havale bedelinin tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibinde bulunulduğunu belirterek, 118.363,00 TL yönünden takibe vâki itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, gönderilen havalelerde bu paranın davalı şirket sahibi tarafından gönderildiğine ilişkin bir açıklama olmadığı gibi banka havalesinin hangi ilişkiye dayalı olarak davalı şirkete gönderildiğinin de ispatının davacıya ait olduğunu, davalının ticari defterleri incelendiğinde davacıya borcunun bulunmadığının görüleceğini, havalede açıklama bulunmaması durumunda davanın borç ödemesine karine teşkil ettiğini belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile Ankara Batı İcra Dairesinin 2020/21708 E. sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 118.363,00 TL asıl alacak, 42.128,48 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 160.491,48 TL yönünden iptali ile takibin 160.491,48 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız olarak itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si olan 32.098,29TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna gidilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin hüküm fıkrasındaki karar ve tespitinin hatalı olduğunu, mahkeme kararının bu bölümünün kaldırılması gerektiğini, her ne kadar asıl alacak tutarı harca esas değer olarak gösterilmiş ise de, dava itirazın iptali davası olup dayanağının icra takibi olduğu, ve icra takibinde asıl alacak yanında faiz de talep edildiğini belirterek, mahkemece noksan harcın davacı tarafa tamamlattırılarak alacağın tamamı üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, banka havalesinin hangi ilişkiye dayalı olarak gönderildiğinin ispatının davacı tarafta olduğunu, davacının kesin delilleri ile bu durumu ispat etmekle yükümlü olduğunu, ticari defter kayıtları ile alacaklı olduğunu ispat edememiş olan davacı lehine hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, talebin aşılması suretiyle karar verildiğini, dava konusu alacak likit olmadığından icra inkâr tazminatının reddi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada, davacı şirket hesaplarından davalı şirket hesaplarına sehven gönderilen 118.363,00 TL havale bedelinin sebepsiz zenginleşme esaslarına göre davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir.
Uyuşmazlık, davalı şirket hesabına giren havale bedelinin yanlışlıkla ödenip ödenmediği, tahsilinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece, ” Davacı yan ticari defterlere delil olarak dayanmış ve incelenen taraf defter ve kayıtlarından taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı görülmüştür. Açılış ve kapanış onayları yasal süresi içerisinde yapıldığından, kanuni şartları tam olarak taşıdığından taraf defterleri davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir. Davacı yan taraflar arasında hukuki/ticari ilişki bulunmadığını iddia etmiş, sunulan deliller, incelenen taraf defterleri ile dosya kapsamına göre de taraflar arasında bir ticari ilişki olmadığı ispatlanmıştır. Gönderilen tutarların gönderilmesine sebep bir ticari ilişki bulunmadığından para transferlerinin haksız yere yapıldığı ve sebepsiz zenginleşme kapsamında iadesinin gerektiği kanaatine varılmıştır.” gerekçesi ile asıl alacak üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İİK’nun 67/2.maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkâr tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Alacaklı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için, mahkemenin borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın haksız olduğuna karar vermesi gerekir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ile takip tarihine göre itiraz olunan alacağın likid (muayyen)-belirli olup olmadığına bakmak gerekir. Likit alacaklarda alacak miktarı belirlidir. Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinebilecek durumdadır. İİK’nun 67/2.madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir (Prof.Dr. B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Davada, dava konusu alacağın likit ve muayyen olduğu ve yargılamayı gerektirmediğinin anlaşılması karşısında, mahkemece; davacı lehine icra inkâr tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine 118.363,00 TL asıl alacak ve 64.130,00 TL faiz olmak üzere toplam 182.493,86 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının takibe itiraz etmesi üzerine davacı tarafından eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, davacının davasını açarken harca esas değer olarak 118.363,00 TL’nin gösterildiği ve harcın bu miktar üzerinden yatırıldığı, mahkemece 118.363,00 TL asıl alacak, 42.128,48 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 160.491,48 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği dosya kapsamı ile sabittir.
Ancak; 6100 sayılı HMK’nın “Taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesinde; “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davada harca esas değerin 118.363,00 TL olarak gösterilmesine rağmen mahkemece 160.491,48 TL üzerinden davanın kısmen kabulü ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiş olması taleple bağlılık ilkesi göz önüne alındığında talebin aşılmış olması nedeni ile doğru görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, harca esas değer olarak gösterilen 118.363,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değil ise de; bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının (1) ve (2) nolu bentlerinin hüküm fıkrasından çıkartılarak, yerine “1-Davanın kabulü ile Ankara Batı İcra Dairesinin 2020/21708 E. sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 118.363,00 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin 118.363,00 TL’ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız olarak itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si olan 23.672,60 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” cümlelerinin eklenmesi suretiyle, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de buna göre yeniden düzenlenmesi suretiyle HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğince hükmün DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA karar verilmesi gerekmiştir.
Hüküm fıkrasının kesinleşen bölümlerine hüküm fıkrasında aynen yer verilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-A)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kısmen KABULÜNE,
1-Davanın KABULÜ ile Ankara Batı İcra Dairesinin 2020/21708 E. sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 118.363,00 TL asıl alacak, yönünden iptali ile takibin 118.363,00 TL’ ye takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına,
2-Asıl alacak miktarı likit olduğundan ve davalı yan takibe haksız olarak itiraz ettiğinden alacak miktarının %20’si olan 23.672,60 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 8.085,38 TL harçtan peşin alınan 1.108,88 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 6.976,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.160,85TL’sinin davalıdan, 159,15 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.108,88 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 7,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.171,08 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 110,40 TL tebligat ve posta gideri ile 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 810,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 15.194,49 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde HMK’nın 333. maddesi uyarınca re’sen taraflara iadesine,
C)-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan harç ve masraflar yönünden;
1-İstinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvuran davalıya iadesine,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan 78,60 TL istinaf masrafının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 13/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.