Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2023/1020 E. 2023/1045 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1020 – 2023/1045
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1020
KARAR NO : 2023/1045

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2023
NUMARASI : 2022/532 E., 2023/173 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 15/06/2023

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan 22/07/2020 tarihli “… Gayrimenkul Satış Sözleşmesi” ve “Ek Protokolü” gereğince, … tatil evi niteliğindeki bağımsız bölümün davacıya satışının yapıldığını, sözleşmede ödeme planının yapıldığını, ek protokolde ise, sözleşmede vadeye bağlanan ödemelerin sözleşmede belirlenenden farklı bir para cinsi ile yapılması halinde, fili ödeme tarihindeki TCMB döviz satış kuru üzerinden Euro’ya çevrilerek yapılacağının belirlendiği, davacı tarafça, vadesi gelen ödemelerin ödeme günündeki TCMB alış kuru üzerinden TL’ye çevrilerek sözleşmeye uygun olarak yapıldığını ve davalıya toplamda 630.000 Euro ödendiğini, davacının inşaatın ne aşamada olduğuna dair bilgi verilmesi talebini içeren ihtarnameye davalı tarafça sözleşmenin resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle geçersiz olduğundan bahisle ödenen paranın iade edileceği şeklinde cevap verilerek Euro üzerinden yapılan ve ödenen bedelin TL cinsinden davacıya iade edildiğini, davacı tarafça söz konusu iadenin kabul edilmeyerek davalı tarafa geri gönderildiğini, bunun üzerine davalı tarafın sözleşmenin fesholunduğunu bildirir ihtarname gönderdiğini ve davacının Euro karşılığı yapmış olduğu ödemelere karşılık olarak davacıya 5.656.740,00 TL ödendiğini, davalının geçersiz sözleşmeye istinaden davacıdan yaptığı 630.000 Euro tahsilatı aynen iade etmeyip TL cinsinden iade etmiş olması nedeniyle davacının 262.091 Euro zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, ayrıca davacının farklı bir taşınmazla ilgili satın alma hususunda 800.000 Euro teklif almasına karşın davalı ile arasındaki sözleşme nedeniyle satın almaktan vazgeçtiği taşınmazın 3.000.000 Euro değere ulaştığını, kaçırılan fırsat nedeni ile de davacının zarara uğradığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, davacının 02/07/2020-10/09/2021 tarihleri arasında yaptığı ödemelerin TL olarak iade edilmesi nedeniyle oluşan 262.091 Euro zararın şimdilik 50.000 Euro’luk kısmının 08/12/2021 tarihinden itibaren işletilecek devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz ile birlikte davacıya ödenmesine, yine anılan sözleşme nedeni ile başkaca sözleşme fırsatlarının kaçırılmış olması nedeni ile doğan 2.000.000 Euro miktarındaki zararın şimdilik 50.000 Euro’luk kısmının dava tarihinden itibaren işletilecek devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı def’ini ileri sürmüş, davanın görevsiz ve davalı şirketin merkezinin Silifke, inşaat sahasının ise Bodrum/Muğla olduğundan bahisle yetkisiz mahkemede açıldığını, bu nedenle dosyanın şirket merkezi olan Mersin Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, davacı tarafça harcın eksik yatırılmış olduğunu, esas yönünden ise, taraflar arasında imzalanan 22/07/2020 tarihli sözleşmenin yasal düzenlemeler dikkate alındığında geçerlilik şartına sahip olmadığı gibi davacı tarafça feshedilmiş olması nedeniyle davacının uğradığını iddia ettiği zararın tazminini talep edemeyeceğini belirterek, davanın öncelikle usulden, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, Mersin Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiş, hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında akdedilen sözleşme geçersiz ise de, bu durumun sözleşmedeki yetki şartının geçersizliği sonucunu doğurmayacağını, sözleşmenin geçersizliğinin yalnızca taşınmaz satımına ilişkin kısım yönünden söz konusu olabileceğini, yetki şartının bağımsız bir yetki sözleşmesi niteliğinde ve asıl sözleşmeden ayrı bir hukuki varlığa haiz olduğunu,asıl sözleşme resmi şekle uyulmadığı için geçersiz olsa da, yazılı biçimde asıl sözleşmeye dercedilmiş yetki şartının hukuken geçerli olduğunu, her iki sözleşmenin birbirinden ayrı bağımsız amaçlara sahip olup geçerliliklerinin de ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, kaldı ki, TBK’nun 89. maddesi gereğince para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğini ve bu durumda yetkili mahkemenin davacının yerleşim yeri olan Ankara İli, Gölbaşı İlçesinin bağlı bulunduğu yargı çevresindeki Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın uyuşmazlığı esas yönünden ele almaya yetkili olan Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davada, taraflar arasında düzenlenen harici gayrımenkul satış sözleşmesi ve ek protokolü gereğince davacının yaptığı ödemelerin iadesi sonrasında oluşan zararın sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı olarak tahsili ve kaçırılan fırsat nedeni ile oluştuğu iddia edilen zararın tazmini talep edilmektedir.
Mahkemece, genel yetki kurallarına göre davalının yerleşim yeri mahkemesi olan Mersin Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 6.maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde, sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki, bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden, alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre hem genel, hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı)
Somut olayda, davacının 22/07/2020 tarihli harici taşınmaz satım sözleşmesine dayanarak sözleşme gereğince … İlçesindeki taşınmazın satış bedeli olarak Euro cinsinden ödediği bedelin sözleşmenin geçersizliği nedeniyle TL cinsinden iade edilmiş olmasından kaynaklanan alacağın sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı olarak tahsili ve kaçırılan fırsat nedeni ile oluştuğu iddia edilen zararın tazmini talep edilmektedir.
Dosya kapsamından, davacı ile davalı arasında imzalanan tarihli “…” Gayrimenkul Satış Sözleşmesi gereğince satıcı davalının, alıcı davacıya harici olarak gayrimenkul satışı yapıldığı, sözleşmenin 17.maddesinde sözleşmenin Ankara’da düzenlendiği, davacının adresinin Gölbaşı-Ankara olduğu, sözleşmenin 15.maddesinde de Ankara Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu kararlaştırdıkları anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yasanın aradığı şekil şartlarına uyularak resmi merciler önünde yapılmış bir satış sözleşmesi olmadığından yapılan taşınmaz satış işlemi TMK. nun 706, BK.nun 213, Tapu Kanunun 26. maddesi hükmüne göre geçersizdir.
TBK’nun 89.maddesinde;”1-Borç bir miktar paradan ibaret ise tediye alacaklının verme zamanında mukim bulunduğu yerde vukubulur. 2-Borç muayyen bir şeye taallûk ediyorsa bu şey akdin inikadı zamanında bulunduğu yerde teslim olunur. 3- Bunlardan başka her borç doğumu zamanında borçlunun mukim bulunduğu yerde ifa edilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davada dayanılan sözleşme geçersiz olduğu için geçersiz sözleşme gereğince herkes aldığını iade ile mükelleftir. Başka bir anlatımla talep edilen borcun TBK’nun 89. maddesinde düzenlenen götürülecek borçlardan olduğu, ayrıca HMK’nun 10. maddesi hükmü gereğince sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği anlaşılmaktadır. (Yargıtay 3.H.D.nin 26/03/2018 tarih, 2016/14324 E., 2018/2929 K. sayılı ilamı)
Bu durumda, mahkemece; geçersiz de olsa taraflar arasında imzalanan 22/07/2020 tarihli sözleşmenin Gölbaşı, Ankara’da yapıldığı, davacının ikametgahının Gölbaşı, Ankara olduğu, davacı alacaklının seçimlik hakkının bulunduğu ve seçimlik hakkını Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olarak kullandığı anlaşıldığından, yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, mahkemece; davada yetkili olduğu anlaşıldığından davanın esası hakkında taraflardan delilleri sorularak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yetkisizlik kararı doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nun 353/1-a,3 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-)Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 14/03/2023 tarih, 2022/532 E., 2023/173 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
4-)Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-)İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a- maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.