Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2022/846 E. 2023/695 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/846 – 2023/695
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/846
KARAR NO : 2023/695

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2017
NUMARASI : 2016/230 E.- 2017/596 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 12/04/2023

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının elektrik abonesi olduğunu, davalı şirketin davacıdan bu abonelikten dolayı kayıp kaçak, perakende satış hizmet, PSH sayaç okuma, iletim ve dağıtım bedeli adı altında haksız ücretler tahsil ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 300,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, açılan davanın haksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 14/07/2017 tarih, 2016/230 E., 2017/596 K. sayılı kararı ile davanın reddine, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvurusunda, davanın açıldığı tarih itibari ile davacının, elektrik faturaları üzerinden tahsil edilen kayıp, kaçak, dağıtım, iletim, PSH ve sayaç okuma bedellerinin iadesini talep etmekte haklı olduğunu, dava açıldıktan sonra 6719 S.Y.’nın 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 17, 19; 20 maddeleri uyarınca faturalara bu bedellerin ilave edilebileceği ve bu hükümlerin açılan ve halen devam eden davalar yönünden uygulanacağının kabul edildiğini, bu nedenle açılan davanın konusuz kaldığını, dava açıldıktan sonra davanın konusuz kalması durumunda yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre tayin edileceğini, davacı taraf, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olduğundan, dava tarihi itibariyle harçlandırılan tutar üzerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edebileceğini, dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, HMK m. 331 hükmü uyarınca, davacı dava tarihi itibariyle bu davayı açmakta haklı olduğundan, davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ve harcı yatırılan tutar üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar vermek gerektiğini ileri sürerek, dava açıldığı tarihte haklı olmaları hasebiyle yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden lehlerine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada, elektrik abonesi olan davacı şirketten tahsil edilen kayıp-kaçak vs. bedelin davalıdan tahsili talep edilmektedir.
Taraflar arasında Elektrik Abone Sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarih 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişe de etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş olup, eldeki davada dava konusu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile değişik 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesinin altıncı fıkrasının (ç) bendinde; “ç) Dağıtım tarifeleri: Dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur. Dağıtım şirketlerinin tarifelerine esas alınacak teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlar bu kayıpları düşürmeyi teşvik edecek şekilde Kurul tarafından belirlenir. Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından düzenlenir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir.
Dava tarihi olan 11/03/2016 tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bundan başka, davanın devamı sırasında, davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar, hükümler gibi (eda, tespit, inşai) nihai kararlardandır. Mahkeme kararı, aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığını da tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 08.02.2017 tarih, 2016/16610 Esas, 2017/1011 Karar sayılı ilamı)
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E.-2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Somut olayda, dava tarihi itibariyle HGK kararı uyarınca davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK md.326/1). Aynı şekilde, vekalet ücreti yönünden de haksız çıkan taraf aleyhine hüküm kurulur (HMK md.330/1). Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir.
Bu durumda, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni yasa nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, mahkemece; “Karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekirken, “Davanın reddine” ilişkin karar verilmesi ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline yönelik hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, davacının istinaf talebinde kısmen haklı olduğu kabul edildiğinden HMK 353/1-b.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin “Davanın reddine” ilişkin kararının kaldırılarak “Davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ilişkin YENİDEN ESAS HAKKINDA karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-A)-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 14/07/2017 tarih, 2016/230 Esas, 2017/596 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Bu itibarla HMK.nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurmak gerektiğinden,
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davacıdan alınması gereken 179.90 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 29,20 TL’ nin mahsubu ile bakiye 150,70 TL karar ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Yargılama aşamasında davacı tarafından yapılan toplam 611,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı kendisini bir vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 300,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
7-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talebi halinde ilgili taraflarına iadesine,
B)-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan harç ve masraflar yönünden;
1)-İstinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvuran davacıya iadesine,
2)-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından yapılan toplam 156,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3)-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere 12/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.