Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/837 – 2023/1143
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/837
KARAR NO : 2023/1143
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2022
NUMARASI : 2018/414 E.- 2022/297 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : ALACAK/İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : TARAF VEKİLLERİ
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 12/07/2023
Mahkemece verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde, davacı idarenin kaçak su ekibinin 26.09.2017 tarihinde davalı-borçluya ait adreste yaptığı kontrolde davalının, … numaralı atık su aboneliği olmasına rağmen su sayacının söküldüğü ve direk bağlantı yapmak suretiyle atık su deşarj ettiği … seri ve 26.,09.2017 tarih ve … numaralı ve … seri ve 30.11.2017 tarih ve … numaralı kaçak su tutanağından tespit edildiğini, Tarifeler ve Abone Hizmetleri Yönetmeliğinin 28. Maddesinin 6.Fıkrasının (c) bendi uyarınca, toplamda 130.485,70 TL Atık Su Bedeli, 10.438,86 TL KDV olmak üzere toplam 140,924.56 TL olarak hesaplanan tutara, Tarifeler Yönetmeliğinin 55. maddesi uyarınca ceza uygulandığını, borçlu adına 407.581,71-TL borç tahakkuk edilmiş olduğunu, hesaplamalara ilişkin Kaçak Atık Su Fişlerinin dilekçe ekinde sunulduğunu, davalı- borçlunun 407.581,71-TL tutarındaki kaçak atık su borcunu süresinde ödemediğini ve tutulan tutanaklara itiraz ettiğini belirterek, davanın kabulüne, 407,581,71 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde, davalının kuyu aboneliği olduğu halde sayaç yerine boru takarak kullanılan suyu usulsüz şekilde kanala deşarj ettiğinin tespit edildiğini, borçlunun kullandığı atık su bedeli KDV’si ve yönetmeliğin 55. Maddesi uyarınca uygulanan ceza bedeli olmak üzere toplam 55.912,32 TL borç tahakkuk ettirildiğini, borcun ödenmemesi üzerine Ankara 33. İcra Müdürlüğü’nün 2018/219513 Esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde, mahkemenin görevli ve yetkili olmadığını, davalının davacı …’nin … ve … nolu abonesi olup mülkiyeti şirkete ait olan taşınmazlarda bulunan kuyu suyunu kullandığını, fabrika binasının bulunduğu yerde kanalizasyon teşkilatının bulunmadığını, 19/02/2013 tarihinde kanal bağlantısı yapıldığını, davalı şirketin fosseptik ve evsel arıtma kullanımı mevcut olup belediye vidanjör yardımı ile gerekli işlerin yapıldığını, davalı tarafından 27/11/2011 tarihli dilekçe ile … genel müdürlüğüne başvurularak fabrika binaları için kanalizasyon şebekelerine bağlantı ve abonelik müracaatı yapıldığını, … tarafından 03/10/2013 tarihli yazı ile parsellerde inşa edilen binaların pis su hattını ana kanala bağlantısının … genel müdürlüğünce düzenlenen kanal bağlantı krokisine göre bağlandığı vizesinin yapıldığı ve binanın iskan verilmesine sakınca olmadığının belirtildiğini, davalı şirkete ait tesisin 3 ayrı şirkete kiralandığını, … tarafından dava konusu yapılan tutanaklarla atık su borcu tahakkuk ettirildiğini, aynı yapı içerisindeki kiracılara da tahakkuk yapıldığını, tutulan tutanakların gerçek dışı olduğunu, sökülmüş sayacın mahkeme kararına rağmen yeniden takılmadığını, dava konusu işlemin dayanağı yapılan … tarifeler yönetmeliğinin yürürlükte olmadığını, davalı şirket aleyhine kaçak su bedeli hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde, icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğini, mahkemenin görevli ve yetkili olmadığını, davanın 2018/414 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesi gerektiğini, davalının davacı …’nin … ve … nolu abonesi olup mülkiyeti şirkete ait olan taşınmazlarda bulunan kuyu suyunu kullanmakta olduğunu, fabrika binasının bulunduğu yerde kanalizasyon teşkilatının bulunmadığını, 19/02/2013 tarihinde kanal bağlantısı yapıldığını, davalı şirketin fosseptik ve evsel arıtma kullanımı mevcut olup belediye vidanjör yardımı ile gerekli işler yapıldığını, davacı tarafından borç bulunduğu gerekçesiyle … nolu sayacın 09/05/2011 tarihinde … tarafından söküldüğünü, söz konusu borç için Ankara 6 SHM’nin 2011/986 Esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasının kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, sökülen sayacın yeniden takılmadığını, davalı şirkete ait tesisin 3 ayrı şirkete kiralandığını, … tarafından tutanaklarla atık su borcu tahakkuk ettirildiğini, aynı yapı içerisindeki kiracılara da tahakkuk yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 27/04/2022 tarih, 2018/414 E., 2022/297 K. sayılı kararı ile asıl davada davacının davasının kısmen kabulüne, toplam 140.924,56 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen Ankara 6 ATM’nin 2018/829 Esas sayılı dosyasındaki davada davacının davasının kısmen kabulüne, Ankara 33. İcra Müdürlüğü’nün 2018/219513 Esas sayılı dosyasında davalı tarafından ödeme emrine yapılan itirazın 14.800,32 TL miktar üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, reddedilen miktar yönünden kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, kararın dosyadaki 20/09/2021 tarihli kök ve 21/02/2022 tarihli ek rapora göre verildiğini, raporlara itirazların değerlendirilmediğini, dosyada farklı uzmanlardan 3 ayrı bilirkişi raporu alındığını, ilk iki bilirkişi raporunda asıl davanın talep konusu 407.581,71 TL’nın haklılığının net olarak ortaya konulduğunu, son bilirkişi raporunda ise sayacın idare tarafından kusurlu olarak söküldüğü, bu sebeple kaçak kullanım üzerinden ceza-i işlem uygulanmasının yönetmelik hükümleri ile bağdaşmadığı gerekçesi ile 266.656,15 TL’lik ceza-i bedel hesaba katılmadan sonuca varıldığını, ancak kararın gerekçeden yoksun olduğunu, yönetmeliğin hangi hükmüne istinaden bu yönde karar verildiğinin belirtilmediğini, 21/02/2021 tarihli ek bilirkişi raporunun sonuç bölümünün çelişkili bir durum oluşturması nedeni ile hata yapıldığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davalı şirketin 09/12/2013 tarihinde dava konusu yerden taşındığını, taşınmazın davalı tarafından depo olarak kullanıldığını, bu durumda sanayi tesisleri esas alınarak hesaplama yapılamayacağını, taşınmazın 3.kişilere kiralandığını, kiracılar tarafından atık su bedelinin ödendiğini, bilirkişi raporlarında ve hükümde bunun dikkate alınmaması nedeniyle mükerrer tahsilatlar yapıldığını, atık su bedellerinin tutanak tarihindeki güncel atık su birim bedelleri esas alınarak hesaplanmasının hukuka ve yerleşik yargı kararlarına aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda 22/09/2018 tarihli faturaya ilişkin açıklamalarının değerlendirilmediğini, davalı şirketin 7256 S.Y. hükümleri gereğince borcun yapılandırılmasına ilişkin … başvuru no ile başvuruda bulunduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere hüküm altına alınan bedelden yapılandırma kapsamında ödenen tutarların mahsubunun gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasına ve davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava kaçak su bedeli alacağı, birleşen dava ise kaçak su bedeli alacağı nedeniyle davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 21/02/2020 tarih, 2018/829 E., 2020/114 K. sayılı kararı ile Ankara 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/414 esas sayılı dosyası ile işbu dosya arasında HMK’nın 166. Maddesi uyarınca hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşıldığından davaların birleştirilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına, yargılamanın Ankara 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/414 esas sayılı dosyası üzerinden devamına karar verilmiştir.
Ankara 33. İcra Müdürlüğünün 2018/219513 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından, borçlu davalı aleyhine (23/04/2018 tarihli tutanağa istinaden) 55.912,32 TL asıl alacak, 2.357,51 TL faizi olmak üzere toplam 58.269,83 TL alacak için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı borçlu vekilinin 06/11/2018 tarihli yetki ve borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır.
17/11/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un “Ortak Hükümler” başlıklı 3. Maddesi “… (10) Bu Kanun hükümleri; a) 5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan alacaklar ile 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılandırılan alacaklar, b) 3/8/2016 tarihli ve 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun, 18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümlerine göre bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacaklar ile 6736 sayılı Kanuna göre tahakkuk eden alacaklar, hakkında uygulanmaz.(11) Bu Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, bu Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanunun yayımı tarihinden sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi fer’i amme alacağı hesaplanmaz. …..(13) a) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gereken borçluların, bu Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır. Borçlularca, bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaflar sürdürülmez. b) Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairesine verilir ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir. Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince tahsili gerektiği hâlde tahakkuku diğer kamu idarelerince yapılan alacaklara ilişkin ilgili kamu idaresi aleyhine açılmış davalardan vazgeçme dilekçelerinin verileceği idari mercii belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir. c) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın bu Kanunun yayımı tarihinden sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz. ç) Bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti ve fer’ileri talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz. Vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri alınmaz.” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; 17/11/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7256 sayılı yasaya dayalı olarak, istinaf incelemesi sırasında 28/01/2021 tarihinde … no ile davalının başvuruda bulunduğu davalı vekilinin sunduğu belgelerden anlaşıldığından, yapılandırma için başvurulduğu nazara alınarak yapılacak iş; anılan Kanun ile getirilen olanaktan yararlanma konusunda, davalı şirketin davacı …’ye yaptığı bir başvurunun olup olmadığı, var ise ne gibi bir işlem yapıldığı konusunda taraflardan sorularak, bu konudaki belgelerin varsa dosyaya getirtilerek sonra, davalı şirketin düzenleme gereği, yasanın getirdiği olanaklardan yararlanıp yararlanmadığı incelenerek bir karar vermekten ibarettir.
Bu durumda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile(davacının istinafı ile esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin) HMK.’nun 353/1-a,4, 6 maddeleri gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-)Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 27/04/2022 tarih, 2018/414 E., 2022/297 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
3-)Taraflarca ödenen istinaf peşin harcının istek halinde iadesine,
4-)İstinafa gelen taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-)Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a.3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.