Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2022/563 E. 2022/1170 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/563
KARAR NO : 2022/1170

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2022
NUMARASI : 2021/712 E. 2022/94 K.

DAVACILAR : .
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALILAR VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 20/10/2022

Mahkemece verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacılar vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 13/09/2006 tarihli “Taşınmaz Satış ve Finansman Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmeye göre taşınmazın 3/4 hissesi 13/09/2006 tarihinde, 1/4 hissesinin ise 07/07/2009 tarihinde satış suretiyle devredildiğini, sözleşmenin 6/2.maddesinde parselin alıcıya devir tarihinden sonra kiracısı tarafından ödenecek kira bedellerinin satıcıya ait olacağının kararlaştırıldığını, sözleşmede satıcı olarak tanımlanan davacılar tarafından sözleşmenin 6/2.maddesinde tanımlanan yetkiye göre … şirketine kiralanmasına karar verildiğini, bu doğrultuda 01/07/2009 tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğünün 2013/19995 sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibi ile davalılar tarafından 01/01/2013-31/12/2015 tarihleri arasındaki kira bedeli 360.000,00 TL’nin kiracıdan tahsil edildiğini, sözleşmeye göre parselin devir tarihinden sonra kiracısı tarafından ödenecek kira bedellerinin tamamının davacılara ait olmasına rağmen kira bedelinin davalılar tarafından tahsilinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, 360.000,00 TL kira bedelinin davalılardan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde, istirdat davasının 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, davada davacı/borçlu ve davalı/alacaklı sıfatlarının bulunmadığından sıfat yokluğu açısından davanın reddi gerektiğini, 13/09/2006 tarihli sözleşmenin inanç sözleşmesi olduğunu, bu durumun Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 13/11/2012 gün ve 2012/12089-12865 sayılı kararıyla kesinlik kazandığını, bu davanın halen İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde derdest olduğunu, 13/09/2006 tarihli inanç sözleşmesi, sözleşmeye konu taşınmazın hissesine ilişkin olduğunu, 01/07/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin aynı taşınmazın tamamına ilişkin olduğunu, kira sözleşmesinin, davalı … A.Ş.’nin taşınmazın 1/4 hissesini satın almasıyla aynı tarihte akdolunduğunu, huzurdaki davanın tarafları arasındaki 01/07/2009 tarihli sözleşmenin kira sözleşmesi olduğu, kiracı ve kira bedelleri borçlusunun … A.Ş., kiraya veren ve kira bedellerinin alacaklısı … A.Ş. olduğu yönünde taraflar arasında ihtilaf olmadığını, … A.Ş. ile … A.Ş. hem inanç sözleşmesinin hem de kira sözleşmesinin tarafları olduğunu, inanç sözleşmesinde yer alan …’ın … A.Ş., … ise … A.Ş.’nin yönetim kurullarında murahhas üye konumunda olduklarını, huzurdaki davanın tarafları arasında akdedilen 01/07/2009 tarihli kira sözleşmesi kuruluncaya kadar 13/09/2006 tarihli inanç sözleşmesi hükümlerinin uygulandığını, buna göre davalı … A.Ş.’nin taşınmazın o dönemdeki ve hali hazırda da alt kiracısı … Kargodan ve davacıdan hiçbir kira bedeli talebi olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, 13/09/2006 tarihli Taşınmaz Satışı ve Finansman Sözleşmesine göre kira alacağının davacılara ait olduğunu, bu hususta 07/07/2009 tarihli kira sözleşmesi olduğunu, İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğünün 2013/19995 E sayılı icra takip dosyası ile 01/01/2013-31/12/2015 tarihlerini içeren dönem için 360.000,00 TL kira bedelinin tahsil edildiğini, davacılar tarafından Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/14345 E sayılı icra takip dosyasından 360.000,00 TL asıl alacağın davalılardan talep edildiğini, davacıların 13/09/2006 tarihli sözleşme kapsamında taşınmazın 3/4 payına ilişkin kira bedelini talep etmelerinde bir usulsüzlük bulunmaması nedeniyle, Davanın Kısmen Kabulüne, davalıların Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2015/14345 E. sayılı icra takip dosyasına vaki itirazlarının kısmen iptali ile takibin 270.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve hüküm altına alınan miktarın %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hükme karşı davalılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalılar vekili istinaf dilekçesinde, 13/09/2006 tarihli sözleşmenin inançlı bir işlem olduğunu, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2016/5074 E., 2018/11498 K.sayılı ilamı ile sabit olduğunu, dava dilekçesinde çekişmenin teminat mukabili temlikte inançlı işlemden kaynaklandığının tartışmasız olduğunu, davacının taşınmazı davalıya devrettiğini, kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, davanın taraflar arasında düzenlenen 01/07/2009 tarihli kira sözleşmesine dayalı olduğunu, 13/09/2006 tarihli inanç sözleşmesinin dayanak alınmasının mümkün olmadığını,13/09/2006 tarihli inanç sözleşmesi davaya ve kira sözleşmesine konu taşınmazın 3/4 hissesine ilişkin olduğunu, 01/07/2009 tarihli kira sözleşmesi taşınmazın tamamına (4/4’üne) ilişkin olduğunu, kira sözleşmesinin, davalı … A.Ş.’nin davacının davaya konu taşınmazdaki ipka 1/4 hissesinin bedelini ödeyerek tapuda devraldığı 01/07/2009 tarihinde taraflar arasında akdedildiğini, 13/09/2006 tarihli sözleşmenin kiraya ilişkin kısmının değiştirildiğini, davacının kirasını ödediğini, dava açıldığını, bu ödemelerin inanç sözleşmsei kapsamında iade olunması gerektiğinin ileri sürülmediğini, davacının işbu dava yoluyla talep etmesinin MK’nun 2.maddesine aykırı olduğunu, taraflar arasında hüküm ifade eden kira sözleşmesi varken yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme kapsamında talep alınamayacağı izahtan vareste olduğunu, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/3297 E., 2017/810 K.ile geçerli kira ilişkisinin var olduğunun belirtildiğini, Ardından 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/530 E., 2016/191 K.sayılı kararının temyiz üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/1766 E., 2019/3619 K.sayılı ilamı ile onandığını, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/2833 E., 2019/5787 K.sayılı ilamı ile kira ilişkisinin olmadığının kabul edildiğini, itirazın iptali talebinin yersiz olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davada, taraflar arasında akdedilen 13/09/2006 tarihli “Taşınmaz Satış ve Finansman Sözleşmesi” ve 01/07/2009 tarihli “Kira Sözleşmesi” gereğince davalılar tarafından tahsil edilen kira bedelinin istirdadı amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkâr tazminatının tahsili talep edilmektedir.
Dairemizin 05/10/2021tarih, 2021/112 E., 2021/1097 K.sayılı kararı ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2019 tarih, 2019/24 E., 2019/469 K.sayılı kararının kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/2833-5787 E.,K. ve 25/06/2019 tarihli bozma ilamı, Dairemizin 05/10/2021tarih, 2021/112 E., 2021/1097 K.sayılı kararına göre; taraflar arasında akdedilen 13/09/2006 tarihli “Taşınmaz Satış ve Finansman Sözleşmesi”nde 1093 parsel sayılı taşınmazın kiracısı tarafından ödenecek kira bedellerinin tamamının davacılara ait olacağının kararlaştırıldığı, anılan sözleşmeyi kaldıran veya değiştiren bir sözleşme ibraz bulunmadığı gibi taşınmazın kiralanmasına ilişkin düzenlenen 07/07/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde de bu yönde herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, kira sözleşmesinin 13/09/2006 tarihli sözleşmenin 6.2. maddesini değiştirdiği sonucuna varılamayacağı, İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğünün 2013/19995 E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibi ile davalılar tarafından 01/01/2013-31/12/2015 dönemine ilişkin kira bedeli olan 360.000,00 TL’nin tahsil edildiği, tahsil edilen bedelin kendilerine ödenmesi amacıyla davacılar tarafından Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/14345 E sayılı icra takip dosyasından 360.000,00 TL asıl alacağın davalılardan talep edildiği, davacıların 13/09/2006 tarihli sözleşme kapsamında taşınmazın 3/4 payına ilişkin kira bedelini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin kurulan hükmünde isabetsizlik görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden davalılar vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 18.443,70 TL harçtan peşin alınan 4.700,00 TL’nın mahsubu ile geriye kalan 13.743,70 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK.’nun 361/1.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere 19/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.