Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2022/514 E. 2022/1205 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/514
KARAR NO : 2022/1205

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019
NUMARASI : 2016/411 E. – 2019/1095 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 17/11/2022

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, dava dışı … Tic. Ltd. Şti. tarafından davacı aleyhine açılan Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1326 E. sayılı esas sayılı dosyasında mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ve Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2016/5618 E. sayılı dosyasında ilamlı icra takibi yapıldığını, bu dosyada dava dışı… Tic. Ltd. Şti.’ne 23/03/2016 tarihinde 77.085,00 TL ödenerek borcun kapatıldığını, dava konusu olan kayıp-kaçak bedellerinin davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen sistem kullanım bedeli faturası kapsamında ödendiğinden icra baskısı altında ödenen 77.085,00 TL’nın ödenmesi için davalı şirkete ihtarname gönderildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2016/8828 E. sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline ve davalının alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, 6719 sayılı Kanun’un dava konusu olan tarife unsurları ile ilgili yeni düzenlemeleri dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 28/11/2019 tarih, 2016/411 E., 2019/1095 K. sayılı kararı ile davacı şirketin dava dışı şirketin açtığı dava sonucu verilen mahkeme kararına istinaden ödemek zorunda kaldığı parasal tutarın davalıdan istirdadını talep ettiği, verilen ilk mahkeme kararı sonrasında davacı şirket tarafından aleyhine verilen ilam ile ilgili temyiz başvurusuna müteakip İİK’nun 36.maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasını sağlaması mümkün iken bu yola gitmeyerek kendi ihmali davranışı ile yapmış olduğu ödemeyi, özellikle mahkemece verilen kararın bozulması ve sonrasında aleyhe olacak şekilde hüküm kurulmaması nedeni ile davalıdan tahsil etme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, 8.829,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece davanın reddine karar verildiğini, davaya konu Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1326 E. sayılı dosyasında verilen kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesince bozulduğunu, ancak yasa değişikliği öncesi karar gereği hükmedilen bedellerin icra baskısı altında dava dışı şirkete ödendiğini, mahkemece bozma doğrultusunda davanın konusuz kaldığından bahisle ret kararı verildiğini ancak yine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafından dava dışı şirkete ödenmesine hükmedildiğini, rücu alacağına ilişkin bir başka dağıtım firmasına açmış oldukları itirazın iptali davasında, Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/04/2019 tarih, 2018/455 E., 2019/224 K. sayılı ilamı ile söz konusu dağıtım bedellerinin tahsilinden, bu dağıtım bedelleri kendisine ödenen davalı şirketin sorumlu olması gerektiğinin belirtildiğini, davanın açıldığı tarihte davacı şirketin haklı olduğunu, dava devam ederken yasa değişikliği yapıldığı dikkate alındığında davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca dava açıldığı tarihteki haklılık durumu ve davalı tarafın kayıp kaçak davaları sonucunda hükmedilen bedellerden sorumlu olduğu dikkate alınarak davalı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin maktu olması gerektiğini ancak nisbi vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; mahkeme kararına istinaden, kayıp kaçak v.s. bedellerine ilişkin dava dışı şirkete yapılan ödemenin davalıdan rücusu için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2016/8828 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı-alacaklı vekili tarafından, davalı-borçlu aleyhine 77.085,00 TL asıl alacak ve 133,05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.218,05 TL alacak için ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 13/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 19/04/2016 tarihli dilekçe ile alacağa ve fer’ilerine itiraz ettiği ve İcra Müdürlüğünce 23/04/2016 tarihinde takibin durdurulduğu görülmüştür.
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2015 tarih, 2014/1326 E., 2015/999 K. sayılı kararı ile davacı… Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı … Tic. A.Ş aleyhine, 23/12/2014 tarihli dava dilekçesi ile davacıdan kayıp-kaçak bedeli vs. adı altında tahsil edilen 53.077,48 TL’nın davalıdan tahsiline karar verildiği, bu kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 08/05/2018 tarih, 2016/11970 E., 2018/4763 K. sayılı ilamı ile “… Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.” gerekçesi ile bozulduğu, bozma üzerine Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/09/2018 tarih, 2018/536 E., 2018/691 K. sayılı kararıyla 6719 sayılı Yasa ile değişik 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17.10.maddesi gereğince, dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu kararın da temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 03/07/2019 tarih, 2019/289 E., 2019/6160 K. sayılı kararı ile onandığı ve 09/09/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2015 tarihli kararı sonrasında, Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2016/5618 E. sayılı dosyasında, dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’ne 23/03/2016 tarihinde 77.085,00 TL ödendiği, bu davanın 29/04/2016 tarihinde açıldığı, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan 6719 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikler gözetildiğinde, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp- kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gereken hükümler içerdiği, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddeleri hükümleri gereğince anılan bedellerin iadesinin talep edilemeyeceği, davaların konusuz kaldığı gerekçesiyle, konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması ve tarafların davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması gibi hallerde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır. Bu durumda, dava konusu yapılan bu bedeller ile ilgili olarak davalıya açılan dava, yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kalmıştır.
Buna göre mahkemece; konusuz kalan dava hakkında, karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu noktada bir diğer uyuşmazlık konusu ise, davalının davanın açılmasına sebebiyet verip vermediği, bu bağlamda davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331 nci maddesinin birinci fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir.
Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Burada önemle vurgulanmalıdır ki, bir kimseye diğer tarafın dava giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o kimsenin diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olmasıdır. İşte bu nedenledir ki, dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulması olanaklı değildir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarihli ve 2009/18-421 E. 2009/526 K. sayılı kararında da aynı ilkeye yer verilmiştir.).
Somut olayda; davacı taraf dava açıldığı tarihteki mevzuat, içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğundan, dava açıldıktan sonra dava konusu bedeller ile ilgili olarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni yasa nedeniyle davaların konusuz kaldığı anlaşıldığından, mahkemece; “Karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekirken, “Davanın reddine” ilişkin karar verilmesi ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline yönelik hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, davacının istinaf talebinde kısmen haklı olduğu kabul edildiğinden HMK 353/1-b.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin “Davanın reddine” ilişkin kararının kaldırılarak “Davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ilişkin YENİDEN ESAS HAKKINDA karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-A)-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 28/11/2019 tarih, 2016/411 E., 2019/1095 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Bu itibarla HMK.nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurmak gerektiğinden,
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 930,33 TL harçtan mahsubu ile davacı tarafça fazla yatırılan 849,63 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Yargılama aşamasında davacı tarafından yapılan toplam 155,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı kendisini bir vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
7-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talebi halinde ilgili taraflarına iadesine,
B)-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan harç ve masraflar yönünden;
1)-İstinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvuran davacıya iadesine,
2)-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından yapılan toplam 94,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/(1)-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere, 26/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.