Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2022/264 E. 2023/843 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/264 – 2023/843
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/264
KARAR NO : 2023/843

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2021
NUMARASI : 2017/205 E., 2021/422 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 17/05/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 18/05/2023

Mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:

TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı kurum tarafından 27/06/2011tarihinde yapılan rutin kontrol esnasında davalı şirketin atık su abonesi olmadan kanalizasyon hattını kullandığının tespit edildiğini ve bu hususta aynı yere ilişkin olarak 3. kez tutanak tutulduğunu, ASKİ Tarifler Yönetmeliği gereğince davalının atık su abonelik sözleşmesi yapmak zorunda olduğunu, davalı şirketin yüzme havuzu işlettiğinin tespit edildiğini, kurum alacağının tahsili için Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2011/11740 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, takibe vaki itirazın haksız itirazın iptali ile takibin devamına, ve davalı aleyhine %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/208 E. sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde, davacı kurum tarafından 22/07/2011 tarihinde yapılan kontrolde davalı şirketin atık su abonesi olmadan kuyudan depoya dolum yaparak kanalizasyon hattını kullandığının tespit edildiğini, bu hususta tutanak tutulduğunu ve bu tutanağın aynı yere ilişkin 4. tutanak olduğunu, ASKİ Tarifler Yönetmeliği gereğince davalının atık su abonelik sözleşmesi yapması gerektiğini, kurum alacağının tahsili için Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2011/13234 E. sayılı dosyasında davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, takibe vaki haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret mahkemesinin 2017/198 E. sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde, davacı kurum tarafından 24/09/2010 tarihinde yapılan kontrolde davalı şirketin atık su abonesi olmadan kuyudan depoya dolum yaparak kanalizasyon hattını kullandığının tespit edildiğini, bu hususta tutanak tutulduğunu ve bu tutanağın aynı yere ilişkin 2. tutanak olduğunu, ASKİ Tarifler Yönetmeliği gereğince davalının atık su abonelik sözleşmesi yapması gerektiğini, kurum alacağının tahsili için Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2010/16555 E.sayılı dosyasında davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, takibe vaki haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili asıl ve birleşen davalardaki cevap dilekçeslerinde, davacı tarafından tutulan tutanaklarda belirtilen adreste abonelik olmadığına ilişkin tespitin doğru olmadığını, söz konusu yerde dava dışı….Şti.’nin su aboneliğinin bulunduğunu, tutanağın düzenlendiği tarih itibariyle tespitin yapıldığı iddia edilen yerde davalının ticari bir faaliyetinin bulunmadığını, davacı tarafın 1.00 TL’lik bir kasa fişine istinaden davalının tespit yapılan adreste ticari faaliyette bulunduğunu iddia ettiğini, oysa ki, davalının merkez adresinin başka bir adres olup, davaya konu yerde faaliyette bulunmak üzere 30/10/2009 tarihinde şube olarak gösterip vergi kaydı yaptırdığını, inşaat faaliyetleri ve tamirat işlerinin yapılması gerektiğini, davaya konu yere ilişkin 01/01/2013 tarihinde mülk sahibi kooperatifle kira sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin 5. maddesinde tamirat ve tadilatların 31/05/2013 tarihine kadar süreceğinin belirtildiğini, tamiratların o tarihe kadar yetişmediğinden 11/04/2014 tarihinde iş yeri açma ve çalışma ruhsatının alınabildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, asıl davanın kabulüne, Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2011/11740 sayılı dosyasında 46.920,00 TL asıl alacak, 1.006,53 TL faiz toplamı 47.926,53 TL’ye yönelik itirazın iptaline, alacak yargılamayı gerektirdiğinden inkâr tazminatının reddine, birleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/208 E. sayılı dosyasında; dava konusu ile ilgili esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/198 E. sayılı dosyasında dava konusu ile ilgili esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde, farklı aylara ilişkin olarak tutulan tutanağa istinaden başlatılan icra takipleri aleyhine açılan ve Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/946 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporlarıyla bu davada hükme esas alınan bilirkişi raporunun tamamen farklı olduğunu, davanın dayanağı olan tutanak tarihinde iş yerinin faal olmadığını, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davada 26/10/2009-12/01/2012 tarihleri arasında işyerinin faal olduğu ancak havuzun işletilmediği bu nedenle de aylık tüketim miktarının 50 m3 olarak kabul edildiğini, havuz dolu olsa da, dava konusu yere ilişkin olarak tutulan 7 adet tutanağın hiçbirinde havuzun işletildiği, müşteri bulunduğuna dair bir açıklamanın yer almadığını, tutanaklarda yer alan açıklamalardan suyun kafeterya, wc, mutfakta kullanıldığının anlaşıldığını, bu durumda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki aylık 500 m3 üzerinden yapılan hesaplamanın afaki ve hakkaniyete aykırı olduğunu, emsal dosyada alınan bilirkişi raporları ile bu dosyadaki hükme esas alınan bilirkişi raporunun çeliştiğini ve mahkemece bu çelişki giderilmeksizin ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazları değerlendirilmeksizin, yetersiz ve denetime elverişsiz rapor esas alınmak suretiyle verilen kararın dosya kapsamıyla uyuşmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Asıl ve birleşen davalarda, itirazın iptali talep edilmektedir.
Hükme esas alınan 16/05/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda; ” Davaya konu ASKİ tutanağının düzenlendiği 27/06/2011 tarihinde söz konusu adreste düğün salonu, havuz, restaurant ve spor tesisi işletmeciliği yaptığı anlaşılan davalının atık su uzaklaştırma miktarlarının işyerinde yürütülen bu faaliyetler dikkate alınarak ilgili yönetmelikler kapsamında değerlendirlmesi neticesinde, dava konusu ASKİ yetkililerince mahallinde tutulan 27/06/2011 tarih ve 2011-2537 nolu kaçak atık su uzaklaştırma tutanağında takdir edilen aylık 500,00 m3 atık su miktarına göre hesaplama yapılması gerekeceği, bu miktar üzerinden bir önceki tutanak tarihine kadar geçen 9 ay 6 günlük süre için atık su miktarının 4.600 m3/ay olarak hesaplandığı, ilgili yönetmelik maddesi gereği bu miktarın 3 katı olan 13.800m3/ay’ın ceza olarak uygulandığını, belirtilen bu miktarlar üzerinden hesaplandığında atık su tutarının 4.600×2,5=11.500,00 TL, KDV’sinin 11.500,00×0.08=920,00 TL, cezalı atık su tutarının ise 13.800,×2,5=34,500,00 TL olmak üzere toplam tutarın 46.920,00 TL olduğu, davalı aleyhine işbu davaya konu icra takibine ilişkin ödeme emrinin düzenlendiği 22/09/2011 tarihi ile işbu dosyaya konu ASKİ tutanağının tutulma tarihi olan 27/06/2011 tarihleri arasında yıllık % 9 gecikme faizi üzerinden 46.920,00 TL’lik asıl alacak için işleyen gecikme faizinin 1.006,53 TL olarak hesaplandığı, asıl alacak ve gecikme faizi toplamının 47.926,53 TL olduğu kanaatine varıldığı” belirtilmiştir.
Raporun, hüküm kurmaya ve istinaf denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 3.273,86 TL harçtan peşin alınan 979,86 TL’nın mahsubu ile geriye kalan 2.294,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.