Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2022/2018 E. 2022/1568 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2018 – 2022/1568
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2018
KARAR NO : 2022/1568

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2022
NUMARASI : 2021/1055 E.- 2022/947 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : TARAF VEKİLLERİ
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 23/12/2022
Mahkemece verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirket tarafından ayrı hat çekmek suretiyle 4 yıl, 5 ay, 3 gün kaçak su kullandığının tespit edildiğini, yapılan hesaplamada davacının 679.375,94 TL kaçak su kullanımına ilişkin borcunun bulunduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 25.000,00 TL’nın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının spor ve eğitim faaliyetleri işini yaptığını, davacı idare tarafından kaçak su kullanımıyla ilgisi olmayan bir uygulamaya gidilerek davalıya ait havuzdan ve kuyu suyundan analiz için numune alındığını, farklı bir zamanda ise tesisin fotoğraflarının çekildiğini, ceza ihbarnamesinin usulsüz olduğunu, düzenlenen tutanağın usulüne uygun olmadığını, yapılan faaliyetler çerçevesinde ayrı ayrı sayaçlar ve abonelikler ile kuyu suyu ve şebeke suyu kullanıldığını, genel olarak kuyu suyunun kullanıldığını, ASKİ Genel Müdürlüğü Çevre Koruma ve Su Havzaları Dairesi Başkanlığı Laboratuvarlar Şube Müdürlüğü’nün 02/01/2020 tarihindeki analiz raporunda depolarda kullanılan suyun kuyu suyu olduğunun tespit edildiğini, havuz suyunda kuyu suyu kullanılmadığını, havuz suyunda da sürekli doldur boşalt işleminin yapılmadığını, her ay şebeke suyu bedelinin ödendiğini, varsayım ile kaçak su kullanıldığına dair tutanak tutulduğunu, davalının sonradan haberdar olduğunu, idarece mühürleme ve sayaç sökme işlemi yapıldığından zarara uğranıldığını, idarece yapılan denetimlerde herhangi bir kaçak boru hattı, kayıtsız bir saat bulundurma, saat yavaşlatma veya herhangi bir yapının bulunmadığının belirlendiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, kaçak su kullanılmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı süresinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, bilirkişinin 2022 yılında gördüğü duruma göre rapor hazırlandığını, kaçak su tutanağının HMK’nın 204.maddesinin 2.fırkası gereğince geçerli olduğunu belirterek, aksinin ispat edilemediğini ve davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, 07/09/2020 tarihli arabuluculuk tutanağı ve davalı şirkete tebligat ulaşmadığına ilişkin belgeler incelendiğinde davalı şirket aleyhine Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin uygulanmasının haksız ve yersiz olduğunu, lehlerine vekalet ücretine ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Davada, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000,00 TL kaçak su bedelinin tahsili talep edilmektedir.
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2021 tarih, 2020/544 E. 2021/512 K. sayılı kararının Dairemizin 09/11/2021 tarih, 2021/987 E.- 2021/1319 K. sayılı ilamı ile HMK.’nun 353/1-a,6 maddesi gereğince kaldılarak mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan 21/06/2022 tarihli heyet bilirkişi raporunda; “Davalı işletmenin, davacı idarenin 752059 numaralı kuyu suyu aboneliği bulunduğu gibi, 1264170 numaralı elektronik ön ödemeli sayaç bağlantısı bulunan su aboneliğinin bulunduğu, işletmede yapılan 31.12.2019 ve 03.01.2020 tarihli kontroller neticesinde düzenlenen 2020-29 nolu kaçak su kullanma tutanağında, tutanak görevlilerince yapılan açıklama yanı sıra tutanağa eklenen fotoğrafların açıkça kaçak su kullanımına işaret etmediği gibi, karışık bir borulama sistemine sahip tüm kazan daireleri için yaşanan bir durum olduğu, kaçak su personelinin bu anlamda uzman ve tecrübeli olması gerektiği, neticede, tutanak görevlilerince alınan anlık su numunesinin şehir şebeke suyu olmadığı açıkça laboratuvar ortamında yapılan analiz sonucu ortaya konmuş olup işletmede şehir suyu kullanılmadığının bizzat davacı idare tarafından tespit edildiği, işletmede yer alan kapalı yüzme havuzuna ait suyun sürekli doldur boşalt yöntemi ile su tüketimi yapmadığı, havuz sularının temizliğinin filtrasyon sistemi ve kullanılan havuz kimyasalları ile sağlandığından tesiste önemli ölçüde suyun duş noktalarında tüketildiği, davacı idarenin yaptığı kaçak su tüketim hesabında aboneliğin su aboneliği vasıtasıyla satın aldığı suyu minha ederek, kuyu suyu aboneliği aracılığı ile satın alınan suyun hesaplamaya hiç dahil edilememesi ile de hata yapıldığı, idarece işletmenin ihtiyacı olan su tüketim miktarı 13.101m3 olup, aboneliğin bedel ödeyerek kullandığı kuyu suyu miktarı 31.529 m3 olduğundan, davalının bakiye ödemesi gereken kaçak su miktarının söz konusu olmadığı, dolayısıyla davacı idarece düzenlenen kaçak su kullanım tutanağının hatalı olarak tanzim edildiği, tahakkuk edilen 679.375,94 TL bedelli kaçak su tahakkukunun yerinde olmadığı” bildirildiği görülmüştür.
Raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişi olduğu anlaşılmıştır.
6325 sayılı Kanun’un 18/A 11.maddesinde;”Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” hükmü getirilmiştir.
Bu durumda, mahkemece; davalı aleyhine hükmedilen yargılama ve vekalet ücreti konusunda isabetsizlik görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Taraflardan alınması gereken harçlar peşin alındığından başkaca harç alınması yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuranlar üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK.’nun 361/1.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.