Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2022/1950 E. 2022/1508 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1950 – 2022/1508
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1950
KARAR NO : 2022/1508

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2022
NUMARASI : 2021/318 E., 2022/24 K.

DAVACILAR :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI …
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 15/12/2022

Mahkemece verilen karara karşı davacı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı dava dilekçesinde, sahibi olduğu tuğla fabrikasını dava dışı bir şirkete kiraya verdiğini, davalıdan aboneliği kiracı üzerine almasını talep ettiği halde davalı şirketin bunu yapmayarak fabrikanın kapalı elektriğini açarak kiracıya kullandırmaya başladığını,elektrik faturalarının da imza karşılığı kiracıya tebliği edildiğini, ancak kiracının sonraki faturaları ödemediğini ve kaçak kullanım yaptığını, kaçak kullanım nedeni ile davalı…’ın davacıya ait fabrikanın elektriğini kestiğini, fabrika kapalı kalınca … olan kredi borcunu ödeyemediğinden icra dosyaları nedeni ile fabrika ve oturdukları evin satıldığını ve büyük bir mağduriyet yaşadığını belirterek, uğradığı tüm zarar ve ziyanın bilirkişi marifetiyle tespit edilerek davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı defi ile görev itirazında bulunmuş, arabuluculuk dava şartı yerine getirilmeden davanın açılmış olması nedeni ile öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiş, esas yönünden ise; davacının tüm iddialarının haksız olduğunun daha önce kesinleşmiş yargı kararları ile sabit olduğunu, davacı taraf her ne kadar sahte faturalarla borçlu gösterildiğini iddia etse de daha önce faturaların sahteliğine ilişkin gerek hukuk gerekse ceza mahkemelerine başvurduğunu ve davaların aleyhine kesin olarak sonuçlandığını, davacının iddia ve taleplerinin somut ve anlaşılabilir nitelikte olmadığını, davacının iddia ve talep ettiği zarar ile davalı şirket arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, TTK’nun 5/A. ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davacı … tarafından istinaf kanun yoluna gidilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı … istinaf dilekçesinde, mahkemenin … A.Ş’yi ihya edilmesi için süre verirken arabulucu raporuna gerek duymadığını, davalı…’ın yönlendirmesi ile … A.Ş’ye ait arabuluculuk raporu olmadığı için davanın reddedildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davada, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklanan davacıların uğradığı zararın tahsili talep edilmektedir.
Uyuşmazlık, davanın TTK’nın 5/A. maddesi gereğince arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.
19.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A. maddesi eklenmiştir. İlgili maddeye göre; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır….” denilmiştir.
Görüldüğü üzere, 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A. maddesinde, Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nu 8. maddesinde; “Arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşülebilir ve iletişim kurabilir” hükmü düzenlenmiş, 17’inci maddesinde ise arabuluculuğun hangi hallerde sona ereceği düzenlenmiş olup, hükme göre; “Arabuluculuk faaliyeti şu hallerde sona erer:
a) Tarafların anlaşmaya varması.
b)Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi.
c)Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi.
ç)Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi.
d)(Değişik:12/10/2017-7036/23md.) Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi”.
Maddenin ikinci fıkrasında; “Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığının bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır” denilmektedir.
Ayrıca, 06/12/2018 tarihinde kabul edilen ve 19/12/2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23.maddesinde; “6325 sayılı Kanun’a Dördüncü Bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı Olarak Arabulculuk” başlığıyla Beşinci Bölüm ve aşağıdaki madde eklenmiş, diğer bölümler buna göre teselsül ettirilmiştir.
“Dava Şartı Olarak arabuluculuk ” 18/A.maddesinin 7.bendinde; “Taraflara ait iletişim bilgileri, görevlendirilen arabulucuya büro tarafından verilir. Arabulucu bu iletişim bilgilerini esas alır, ihtiyaç duyduğunda kendiliğinden araştırma da yapabilir. Elindeki bilgiler itibarıyla her türlü iletişim vasıtasını kullanarak görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ve ilk toplantıya davet eder. Bilgilendirme ve davete ilişkin işlemlerini belgeye bağlar.” ve 10.bendinde; “Arabulucu; taraflara ulaşılamaması veya taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması ya da tarafların anlaşması yahut tarafların anlaşamaması hâllerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir ve son tutanağı düzenleyerek durumu derhâl arabuluculuk bürosuna bildirir.” hükümleri düzenlenmiştir.
02.06.2018 RG tarihli, 30439 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin dava şartı arabuluculuk ile ilgili 25 inci maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
“(6) Tarafların uyuşmazlık konusunda anlaşmaları veya kısmen anlaşmaları hâlinde süreç anlaşma son tutanağı ile sonuçlandırılır. Bunların haricindeki her durumda taraflar anlaşmamış sayılır ve anlaşmama son tutanağı düzenlenir.
(7) Tarafların arabuluculuk sürecinde ileri sürülen taleplerden bir kısmı üzerinde anlaşmaya varmaları hâlinde, üzerinde anlaşma sağlanan ve sağlanamayan hususlar son tutanakta açıkça belirtilir ve ücret taraflardan aksi kararlaştırılmadıkça eşitçe alınır.
(8)Arabulucu, taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması, yapılan görüşmeler sonucunda veya kanunda belirtilen süre içerisinde anlaşmaya varılamaması yahut varılması hallerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir ve son tutanağı düzenleyerek durumu derhal adliye arabuluculuk bürosuna bildirir.”denilmektedir.
Bu yasal mevzuat ışığında somut olaya dönecek olursak;
Davanın davacılar … ve … … A.Ş (adına …) tarafından açıldığı, 09/04/2021 tarihli Arabuluculuk Tutanağına göre davacılardan … ile davalı… arasında arabuluculuk tutanağının düzenlendiği, Erzurum 3. Noterliğinin 25/04/2003 tarihli ve … yevmiye nolu İmza Sirküsüne göre davacı …’ın diğer davalı şirketi tek başına temsile yetkili bulunduğu ve davacı …’ın davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olup, şirket adına hareket ettiği tüm dosya kapsamı ile sabittir.
Bu durumda, davacı … tarafından yapılan arabuluculuk başvurusunun diğer davalı şirketi de bağlayacağı ve böylelikle davada arabuluculuk dava şartının yerine getirildiğinin anlaşılması karşısında, mahkemece; davanın esası hakkında yapılacak yargılama neticesinde oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddine ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, davacı …’ın istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nun 353/1-a,-6 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine kesin olarak karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı …’ın istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-)Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin, 20/01/2022 tarih, 2021/318 E., 2022/24 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
4-)Davacı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-)İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a- maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.