Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2022/1922 E. 2022/1488 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1922 – 2022/1488
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1922
KARAR NO : 2022/1488

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2022
NUMARASI : 2022/47 E.- 2022/299 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 08/12/2022

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirket ile davacı arasında Mobil Telefon Kurumsal Abonelik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında MTS (Merkezi Takip Sistemi) üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının yetkiye ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, takibe vaki haksız itirazın iptali ile davacı lehine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, esas yönünden ise davacının talebinin haksız olduğunu belirterek, açılan davanın reddi ile davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, yetkili icra dairesinde takip başlatılmadığından HMK.’nun 114/2., 115/2. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf talebinde, davanın, davalı borçlunun icra takibinde yetkili olduğunu bildirdiği mahkemede açıldığını ileri sürerek, yetkisizlik kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davada, taraflar arasında düzenlenen Mobil Telefon Kurumsal Abonelik Sözleşmesi kapsamında davalı aleyhine düzenlenen ve ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla MTS (Merkezi Takip Sistemi) üzerinden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir.
İİK 50. maddesinde; para ve teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı belirtilmektdir.
6100 sayılı HMK’nın “Genel yetkili mahkeme” başlıklı 6. maddesinde; genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri olduğu, “Sözleşmeden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesinde; sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu ve “Yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesinde ; tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılacağı düzenlemelerine yer verilmiştir.
HMK’nın 17. maddesinin 2. cümlesindeki “Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmüne göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan yetki sözleşmesinin, münhasır yetki olacağı maddenin hükümet gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar.
Somut olayda, dosya arasında bulunan taraflar arasında düzenlenen 26/02/2019 tarihli sözleşmenin “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” başlıklı 7. maddesinde tacir olan taraflar arasında sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlıklar için İstanbul mahkemeleri ve icra daireleri yetkili kılınmış olup sözleşmede aksine bir hüküm de yer almadığı için bu yetki münhasır yetki olduğundan, yetkili icra dairesinde icra takibi başlatılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Ancak, 6100 sayılı HMK’nın 19. maddesi 3. fıkrası gereğince; yetkisizlik kararında yetkili mahkemenin gösterilmesi gerekmekte iken mahkemece, istinaf konusu yetkisizlik kararında yetkili mahkemenin gösterilmemiş olması doğru görülmemiştir.
Ne var ki, belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasına 2 .bent olarak “HMK’nın 17. maddesi uyarınca İstanbul icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğuna” cümlesinin yazılması ve sonraki bent numaralarının da buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile hükmün HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR verilmesi gerekmiştir.
İnfazda duraksamaya yol açmamak için hükmün kesinleşen kısımlarına kararda aynen yer verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-)Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,
1-Yetkili icra dairesinde takip başlatılmadığından HMK 114/2 ve 115/2 gereğince davanın usulden reddine,
2-HMK’nın 17. maddesi uyarınca İstanbul icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğuna”
3-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.038,43 TL harçtan mahsubu ile bakiye 957,73 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’ nin 1. kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
B-)İstinaf harç ve yargılama giderleri yönünden,
1-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 207,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.