Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2022/120 E. 2023/694 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/120
KARAR NO : 2023/694

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2021
NUMARASI : 2015/33 E. 2021/279 K.

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 13/04/2023
Mahkemece verilen karara karşı davalı karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 15/01/2014 tarihli ortaklık sözleşmesi düzenlendiğini, Ankara- Kayseri Hattı Km:228+750-228+150 arasında Şev Tanzimi Yapılması ve Palye Hendeklerinin Temizlenmesi işinin yapımı konusunda anlaşıldığını, sözleşmeye dayanarak davalının davacıya vekaletname verdiğini, bu vekalet ile 20’den fazla ihaleye katıldığını, ihale masraflarını kendisini karşıladığını, davalı adına açılacak krediler için oğlunun taşınmazını ipotek olarak gösterdiğini, sonrasında davalı ile … arasında imzalanan sözleşmeler gereğince davacının işleri kendi imkanları ile yaptırıp davalı adına teslim ettiğini, ancak davalının bu işten davacının alacağını ödemediğini iddia ederek şimdilik 15.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, ayrıca davalı ile … arasında düzenlenen Polatlı-Konya YHT Hattı Drenaj Kanalı ve Palye Hendeklerinin Temizlenmesi işini de davacının yaptığını, ancak ücretini alamadığını iddia ederek şimdilik 15.000,00 TL’nin davalıdan iş bitim tarihinden itibaren uygulanacak en yüksük banka ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, davacının bilgi vermeyerek ve ödeme yapmayarak sözleşmeye aykırı davranması nedeni ile sözleşmenin haklı nedenle 04/07/2014 tarihinde feshedildiğini, sonrasında davacının oğlunun davalı adına çek keşide ettiğini ve hesabın tahsil edildiğini, yine davacının oğlunun davalının kaşesini kullanarak davalıyı borçlandırdığını, bu takibin mahkeme kararı ile iptal edildiğini belirterek, asıl davanın reddine, karşı davası ile sözleşme gereği davacının oğlu …’e verdiği vekaletname ile işleri yürüttüğünü, bu işlemlere ilişkin kendisine herhangi bir hesap sunulmadığı gibi hakediş ödemelerinin de yapılmadığını iddia ederek şimdilik 10.000,00 TL’nin karşı davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:
Mahkemece, tasfiye memuru için süre verildiğini, anlaşma sağlanmadığını, re’sen tasfiye memuru atanması için ücret yatırılması gerektiğini, verilen süreye rağmen ücretin yatırılmadığını, her iki tarafa da sürenin verildiğini, tasfiyenin gerçekleşmesi için tasfiye memurunun zorunlu olduğunu, dosyada bulunan bilirkişi raporlarının tasfiye yapılmasına elverişli olmadığı gerekçesi ile davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde, davada ve karşı davada adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin istemin bulunmadığını, tarafların adi ortaklık gereği yapılan işlerden %50 paylarını istediklerini, tasfiye talebinin bulunmadığını, kâr hesabının sağlıklı yapılabilmesi için yapılan imalat neticesinde elde kalan net gelirin tespit edilmesi gerektiğini, 5 yıl sürecek olan bu süreç için tasfiye memuruna aylık 2.500,00 TL ödenecek tutarın fahiş olduğunu, tasfiye memuruna gerek olmadığını, bekletici mesele yapılması gereken dosyaların neticelenmesi akabinde bilirkişi raporu alınması gerektiğini, kararın hatalı olduğunu, 4 işi kendi adına kurumdan davalının aldığını, 3 işin hak edişlerini davacının ve oğlunun tahsil ettiğini, davalıya ödeme yapılmadığını, davalının alacaklı olduğunu, davacının alacağının bulunmadığını, iş bedelini tahsil edildiğini, bu nedenle adi ortaklık sözleşmesinin fesih edildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Asıl ve birleşen davada, adi ortaklığın feshinden kaynaklanan alacak talep edilmektedir.
Adi ortaklık; iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK md 620/1). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzel kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur.
Buna göre adi ortaklığın unsurları; kişi, müşterek amaç, müşterek amaç uğruna birlikte çaba (affectio societatis), katılım payı (sermaye) ve sözleşme bağı şeklinde belirtilebilir. Bu nedenle, her olayda bu unsurların var olup olmadığının araştırılması gerekir.
Dosya kapsamından, taraflara tasfiye memuru konusunda anlaşma sağlanması için süre verilmiş, tarafların bildirmemesi üzerine mahkeme tarafından re’sen belirlenen tasfiye memurunun ücretinin verilen süreye rağmen yatırılmadığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre alacağın belirlenebilmesi için tasfiye yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, mahkemece; dosyada alınan bilirkişi raporlarına rağmen tarafların alacağının netleşmediği, ortaklığın tasfiyesinin mutlak olduğu, tasfiye sonucunda tarafların alacağı oranların tespit edileceği, tarafların tasfiye memuru ücretinin verilen süreye rağmen ödenmemesi nedeni ile ispatlanamayan asıl ve karşı davanın reddine ilişkin kurulan hükmünde isabetsizlik görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden davalı karşı davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı karşı davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Eksik alınan 120,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK.’nun 361/1.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere 12/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.