Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2022/104 E. 2023/634 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/104
KARAR NO : 2023/634

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2021
NUMARASI : 2018/716 E.- 2021/638 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 05/04/2023

Mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında … plakalı ve … Şase ve … motor numaralı ticari taksi satışı hususunda 05/05/2017 tarihli adi yazılı şekilde taraflar arasında protokol imzalandığını, protokol gereğince araç bedelinin 250.000,00 TL bedel üzerinden anlaşıldığını, davacının 150.000,00 TL’sini kredi çekerek, 100.000,00 TL’sini nakit olarak ödediğini, davacının 12/05/2017 tarihinde … Ulaşım Daire Başkanlığına başvurduğunu ticari taşıt tahsis belgesi aldığını, araç satışından davalının vazgeçtiğini, protokole konu aracın ablasına ait olduğunu beyan ettiğini, … plakalı araç ile ilgili satış yetkisinin olmadığını, aracı trafikten çekmeye, şöförler odasında işlem yapmaya, kasko ve sigortalarını tanzim etmeye yetkilerinin olduğunu öğrendiğini, davalı ile görüştüğünü, protokol gereğince ödenen 100.000,00 TL’nin iadesini ya da başka ticari taşıtın taraflarına satışının yapılmasının talep edildiğini, ancak davalının … sayılı plakalı aracı satamayacağını, … plakalı aracı satabileceğini beyan ettiğini, bunun üzerine davalının … Ulaşım Daire Başkanlığına aracın davacıya satışını yapmak istediğine ilişkin form imzaladığını, araç satışının ve ödenen bedelin iadesinin gerçekleşmediğini belirterek, ödenen bedelin davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde, davalının haberi olmadığı bir protokolden sorumlu olmasının adalet duygusuyla bağdaşmadığını ileri sürerek, davanın usulden ve esastan reddine ve davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:
Mahkemece, davalının okur- yazar olmadığına ilişkin iddiasının kötüniyetli olduğunu, davalının tacir olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, davalının hile iddiasını da ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2295 E.sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile takibin 100.000,00 TL asıl alacak ve 5.523,29 TL işlemiş faiz toplamı olan 105.523,29 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 21.104,65 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükme karşı süresinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf talebinde, ispat yükünün davacıdan olduğunu, davacının alacağını ispat edecek delil sunmadığını, aracın geçersiz satışı için adi sözleşme ile ödeme yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının okuma-yamza bilmediğini, imza atamadığından noterde parmak bastığını, davacının bu zayıflılıktan yararlanıp bir belge imzalattığını, hile yoluna başvurduğunu, davada takipte dayanılmayan belgeler üzerinden imza incelemesi yapıldığını, borçların kabul edildiğini, hatalı takip dayanak belgesinin dışarıdan delillere dayanılmaksızın hüküm kurulduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davada, geçersiz araç satış sözleşmesi gereğince ödendiği iddia edilen bedelin tahsili talep edilmektedir.
Uyuşmazlık, davacı tarafından satın alındığı belirtilen aracın satış bedelinin davalıya ödenip ödenmediği, ödenmiş ise davacıya iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Trafik siciline kayıtlı araçların mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmenin geçerliliği 2918 sayılı Kanunun 20/d maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmalarına bağlıdır. Burada sözü edilen resmi şekil, sözleşmenin noterde re’sen düzenleme şeklinde yapılmasıdır. Bu şekil şartı geçerlilik şartı olup, bu şekle uygun yapılmayan sözleşmeler baştan itibaren geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler ise taraflar için hak ve borç doğurmazlar. Taraflar sadece ve ancak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler (HGK, 2003/4-676E-2003/639K).
Geçersiz satış sözleşmesi gereğince verilenlerin iadesi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenir. Sebepsiz zenginleşme, TBK.nun 78-82 (BK.nun 61-66) maddelerine göre; haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından veya emeğinden yararlanma olarak tanımlanmıştır.
Sebepsiz zenginleşme kurumunun temelinde haksız değer kaymalarının önlenmesi yatmaktadır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun en önemli özelliği, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.
Davada, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi anlamında geçerli bir araç satış sözleşmesi bulunmadığından, taraflar sebepsiz zenginleşme kurallarına göre verdiklerini iade ile yükümlü olacaklardır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK madde 190). Senede karşı ispat kuralı gereği iddia ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı yoksa davanın, ikrar (HMK.md.188) yemin (HMK.md227) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190.maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Bu durumda, davalının okur yazar olduğuna dair beyanlarının bulunduğu, okur yazar olduğunun kabulü gerektiği ve davalının hile yolu ile kandırılarak sözleşme imzalandığına ilişkin iddiasını ispatlayamadığı ve davacının kötüniyetli olduğuna ilişkin delil bulunmadığı görülmüştür.
Dosya kapsamından; taraflar arasında düzenlenen 05/05/2017 tarihli harici satım sözleşmesinde aracın 100.000,00 TL’sinin nakden davalı …’a ödendiği ve davalı tarafından imzalandığı anlaşılmış olduğundan, mahkemece; 100.000,00 TL asıl alacak ve 5.523,29 TL işlemiş faiz toplamı olan 105.523,29 TL üzerinden icra takibinin devamına ve alacak likit olduğundan icra inkâr tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 7.208,30 TL harçtan peşin alınan 1.859,00 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 5.349,30 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere 05/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.