Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/939 E. 2022/495 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/939
KARAR NO : 2022/495

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2016
NUMARASI : 2016/457 E.- 2016/469

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

İHBAR OLUNAN :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 13/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 13/04/2022

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki elektrik enerjisi satım sözleşmesi kapsamında, davacıya ait otel işletmesinin kullandığı elektrik enerjisi karşılığında, davalı tarafından düzenlenen faturalarda tüketim bedeline ek olarak, hizmet bedeli karşılığı olmayan kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli adı altında haksız tutarların da tahsil edildiğini, buna ilişkin Yargıtay 3.Hukuk Dairesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca verilmiş birçok emsal karar olduğunu belirterek, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim 2013 dönem faturalarında tahsil edilen toplam 43.789,74 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 08/01/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporuna istinaden dava değerini 51.671,32 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, yetki itirazında bulunarak, dava konusu bedellerin taraflar arasındaki 06.05.2013 tarihli Elektrik enerjisi satım sözleşmesine dayalı olarak tahsil edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 21/10/2016 tarih, 2016/457 E., 2016/469 K. sayılı kararı ile davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvurusunda, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hukuka ve usul ekonomisine aykırı olduğunu, kanun değişikliği nedeniyle konusuz kalan davayı baştan itibaren avukat aracılığıyla takip eden tarafın lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, 6719 Sayılı Kanun ile her ne kadar dava konusuz kalmış da olsa işbu durumda mahkemece davanın açıldığı tarihte haklı konumda olan davacının yargılama giderlerine katlanmak durumunda bırakılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasına ve dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada, elektrik abonesi olan davacı şirketten tahsil edilen kayıp-kaçak vs. bedelin davalıdan tahsili talep edilmektedir.
Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 10/03/2016 tarih, 2015/65 E., 2016/178 K. sayılı kararı ile yetkili mahkeme Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan kesin yetki dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında Elektrik Abone Sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarih 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişe de etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş olup, eldeki davada dava konusu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile değişik 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesinin altıncı fıkrasının (ç) bendinde; “ç) Dağıtım tarifeleri: Dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur. Dağıtım şirketlerinin tarifelerine esas alınacak teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlar bu kayıpları düşürmeyi teşvik edecek şekilde Kurul tarafından belirlenir. Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından düzenlenir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir.
Dava tarihi olan 14/01/2015 tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bundan başka, davanın devamı sırasında, davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar, hükümler gibi (eda, tespit, inşai) nihai kararlardandır. Mahkeme kararı, aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığını da tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 08.02.2017 tarih, 2016/16610 Esas, 2017/1011 Karar sayılı ilamı)
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E.-2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Somut olayda, dava tarihi itibariyle HGK kararı uyarınca davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK md.326/1). Aynı şekilde, vekalet ücreti yönünden de haksız çıkan taraf aleyhine hüküm kurulur (HMK md.330/1). Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir.
Bu durumda, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni yasa nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, mahkemece; “Karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekirken, “Davanın reddine” ilişkin karar verilmesi ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline yönelik hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, davacının istinaf talebinde haklı olduğu kabul edildiğinden HMK 353/1-b.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin “Davanın reddine” ilişkin kararının kaldırılarak “Davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ilişkin YENİDEN ESAS HAKKINDA karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-A)-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin, 21/10/2016 tarih, 2016/457 E., 2016/469 K. sayılı kararının kaldırılmasına,
Bu itibarla HMK.nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurmak gerektiğinden,
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan (747,82+134,60=) 882,42 TL harçtan mahsubu ile davacı tarafça fazla yatırılan 801,72 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Yargılama aşamasında davacı tarafından yapılan toplam 1.452,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
7-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talebi halinde ilgili taraflarına iadesine,
B)-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan harç ve masraflar yönünden;
1)-İstinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvuran davacıya iadesine,
2)-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından yapılan 45,50 TL posta masrafı ve 27,50 TL (5×5,50 TL) tebligat masrafı olmak üzere toplam 73,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3)-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/(1)-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere, 13/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.