Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/77 E. 2022/536 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2018
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : ADİ ORTAKLIK TEMSİL YETKİSİNİN KALDIRILMASI
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH :06/05/2022

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında ihale yolu ile alınan “… … Okul ve Tesisleri İnşaatı” işinin yapımı hususunda adi ortaklık kurulduğunu, davacı şirketin pilot ortak olup ortaklıkta %51 hissesinin bulunduğunu, adi ortaklık sözleşmesinin 4.maddesine göre bütün işin davalı şirket tarafından yapılacağını, aynı sözleşmesinin 6.maddesine göre ise ortaklığın yönetim, temsil ve ilzamının tek imza ile davalı …’a ait olduğunu, ancak davalıların bu yetkilerini kötüye kullandıklarını, adi ortaklığın gerektirdiği güven ilkesinin zedelendiğini belirterek, adi ortaklıktan alınacak katkı/kâr payı alacaklarına ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla Ankara 21. Noterliğinin 02.03.2009 tarihli ve …. yevmiye numarası ile tasdikli adi ortaklık sözleşmesinin 6.maddesi ile davalılara verilen tek başına yönetim, temsil ve ilzam yetkisinin ortadan kaldırılmasına, adi ortaklığı tek başına yönetim, temsil ve ilzam yetkisinin davacı şirkete ve davacı şirket yetkilisi …’ye verilmesine, bu taleplerinin kabul görmemesi durumunda ise, ortaklığın yönetim, temsil ve ilzam yetkisinin çift imza şartı ile davacı ve davalıya müştereken verilmesine ve adi ortaklık merkezinin değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı ortağın iddialarının asılsız olduğunu, ihaleye fesat karıştırıldığı iddiası ile açılan ceza davasında davalı şirket yetkilisinin beraat ettiğini, davalı tarafından yönetim yetkisinin kötüye kullanılmadığını belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna gidilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf talebinde, davacı şirketin davalıların adi ortaklığı yönetirken yapmış olduğu fillerden dolayı kamu ihalelerine girmekten yasaklandığını, davacı şirket yetkililerinin edimin ifasına fesat karıştırma suçlamasıyla savcı ve mahkeme huzuruna çıkıp yargılandıklarını, hem davacı firmanın hem de ortaklarının ciddi maddi zararlara uğradığı gibi itibarının da sarsıldığını, bir daha böyle tatsız olaylarla karşılaşmamak için eldeki davanın ikame edilmiş olmasına rağmen; bu davadan sonra bile davalıların davacı şirkete ve yetkililerine danışmadan, fikir alışverişi yapılmadan gerekli onay ve kararlar alınmadan ortaklığın olağanüstü kararlarını tek başına alarak mevzuata ve sözleşmeye aykırılıklarını sürdürdüklerini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, adi ortaklıkta, temsil yetkisine sahip ortağın, bu yetkisinin kaldırılması ile yeni temsilci atanması istemine ilişkindir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 02.03.2009 tarihli sözleşme ile adi ortaklığın kurulduğu, sözleşmenin 4 ve 6. maddeleri ile davalı şirket ve yetkilisine ortaklığı temsil ve tek başına imza yetkisinin verildiği taraflar arasında ihtilafsızdır.
Uyuşmazlık, davalı adi ortağın bu temsil ve imza yetkisini kötüye kullanıp kullanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 629.maddesine göre; ”Ortaklık sözleşmesiyle ortaklardan birine verilen yönetim yetkisi, haklı bir sebep olmaksızın, diğer ortaklarca kaldırılamaz ve sınırlanamaz. Ortaklık sözleşmesinde yetkinin kaldırılamayacağına ilişkin bir hüküm bulunsa bile, haklı bir sebep varsa, diğer ortaklardan her biri yönetim yetkisini kaldırabilir. Haklı sebepler, özellikle yönetici ortağın görevini aşırı ölçüde ihmal etmesi veya iyi yönetim için gerekli olan yeteneği kaybetmesi durumlarında vardır.”
Buna göre; ortaklık sözleşmesiyle ortaklardan birine verilen temsil ve yönetim yetkisinin haklı bir sebep olmaksızın diğer ortaklarca kaldırılamayacağı ve sınırlandırılamayacağı kabul edilmekte ise de, aynı maddenin ikinci fıkrasında, haklı bir neden olması halinde diğer ortaklardan her birinin yönetim yetkisini kaldırabileceği öngörülmüştür.
TMK’nun 6. maddesi gereğince, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir.
Davalı ortağın 02.03.2009 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesi ile kendisine verilen temsil ve imza yetkisini kötüye kullandığı hususunun davacı tarafından ispat edilemediğinin anlaşılması karşısında mahkemece davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; davanın kabulüne dair verilen kararda usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Eksik alınan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK.’nun 361/1.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere 27/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.