Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/694 E. 2021/869 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2021
NUMARASI : …..

DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 06/07/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 09/07/2021

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının davacı şirketin abonesi olduğunu, kullanılan enerji bedelini ödemediğini, ödenmeyen bedelin tahsili için icra takibi başlatıldığını belirterek icra takibine yapılan vaki itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir..
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının tüzel kişiliği olmadığı için davanın usulden reddinin gerektiğini, davada Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu belirtmiş, zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, davada Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olması nedeniyle HMK m.114/1-c, 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında ticarethane abonelik sözleşmesi imzalandığını, faturaların ticarethane aboneliğine ilişkin olduğunu bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Davada, ödenmeyen fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talep edilmektedir.
6100 sayılı HMK.’nun 2.maddesi gereğince “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye hukuk Mahkemesidir” hükmü getirilmiştir.
Hukuki uyuşmazlıklarda Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi asıl, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi ise istisna olup, özel bir kanun hükmü ile açıkça Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen ve diğer mahkemelerin görev kapsamına girmeyen bütün dava ve işler Asliye Hukuk Mahkemesinde görülür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede altı bent halinde sayılan davalar, ticari dava sayılır. Taraflardan biri, tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK.’nun 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, re’sen incelenir.
Bu durumda, davada davalının tacir olmadığı uyuşmazlığın ticari işletmelerinden kaynaklanmadığı gibi abone grubunun da “Ticarethane” niteliğinde olmadığı anlaşıldığından mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b, maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-.Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b, maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
……

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.