Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/614 E. 2021/891 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2021
NUMARASI : ….
DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 09/07/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 12/07/2021

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında Ankara 52. Noterliğinin 01.06.2018 tarih, … yevmiye numaralı ortaklık sözleşmesi bulunduğunu, ortaklaşa konut + ticarethane inşaatı yapılması konusunda anlaşıldığını, ardından arsa malikleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmeleri yapılarak inşaata başlanıldığını belirterek, şimdilik 22.600,00 TL’nın davalı şirketten tahsiline, ortaklık sözleşmesinin ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin tapuya şerh edilmesine,…numaralı taşınmazın üçüncü şahıslara satış ve devri ile kat irtifakı kurulmasının önlenmesine, bunun mümkün olmaması halinde kat irtifakı sonucunda oluşacak olan bağımsız bölümlerin üçüncü şahıslara satış ve devrinin önlenmesi bakımından HMK.nun 389, 390/2 ve 392. maddeleri gereğince tapu kayıtları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin harcamalara katılmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, her iki tarafça birlikte düzenlenen 31.05.2019 tarihli (20) numaralı hak ediş raporunda, yapılan harcamaların 3.912.826,44 TL tutarındaki kısmının davacı şirketçe, 1.184.640,05 TL tutarındaki kısmının ise davalı şirketçe yapıldığı kabul edilerek imzalandığını ve tarafların bu belge ile bu tarihe kadar olan işler bakımından birbirlerini ibra ettiklerini, inşaat mühendisleri tarafından düzenlenen 02.03.2020 tarihli raporla inşaatın seviyesinin % 37,31 olarak tespit edildiğini, bu aşamadan sonra, davacının inşaata hiçbir katkısı olmadığını, davalı şirketin, davacının anlaşmaya yanaşmaması üzerine, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin kendisine de yüklemiş olduğu sorumlulukları dikkate alarak inşaatın devamını sağladığını, inşaatın hâlihazırda % 90 seviyesine ulaştığını, bu süreçte, ortaklık adına yapılan işlemlerin tek başına davalı şirketçe üstlenilmiş olması karşısında, davacının davalı şirketten bir alacağı olmadığı gibi yüklü bir borcunun bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin,….K. sayılı kararı ile davacının (zarara) giderlere ve adi ortaklık sözleşmesinin tapu siciline tesciline yönelik taleplerinin ayrı ayrı reddine, ret edilen gider talebi yönünden 4.080,00 TL, ret edilen tapu kaydına tescil talebi yönünden 4.080,00 TL olmak üzere 8.160,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, inşaata başlanmasının ardından davalı şirketin sözleşme ile yüklendiği edimlerini yerine getirmediğini, masraflara katılım sağlamadığını, davalı şirketin, kendi başına tek taraflı olarak taşeron sözleşmeleri yapıp, davacı şirketin muvafakati ve onayı olmaksızın ortaklığın hakedişi olan 6 adet daireyi yapılan iş bedeli karşılığı olarak taşeron Himmet Keleş’e devretmeyi vadettiğini ve yine tek başına kat irtifakını kurarak ortaklığa düşen daireleri satma girişiminde bulunduğunu, inşaata “satılık daireler” afişi asarak satış ilanı verdiğini, muhtelif tarihlerde davacıdan habersiz tek başına daire satışları yaptığını, ortaklığın hakedişi olan daireleri ortaklık yerine kendi adına tasarruf ederek ortaklık sözleşmesine aykırı ve ortaklık zararına eylemlere giriştiğini, ortaklık sözleşmesinde “arsa sahipleri ile yapılan inşaat sözleşmeleri tapuya şerh ettirilecektir.” hükmü yer almasına rağmen davalı şirketin bu edimden de kaçındığını ve sözleşmelerin tapuya şerh ettirilmesine yanaşmadığını, mahkeme kararının gerekçesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, sözleşmede kar ve zarar paylaşımının tasfiyeden önce yapılmasının kararlaştırıldığını, ayrıca yine taraflar arasındaki sözleşmede yer alan “arsa sahipleri ile yapılan inşaat sözleşmelerinin tapuya şerh ettirileceğine ilişkin hükme rağmen, tapu maliklerine karşı yöneltilen bir dava bulunması gerektiği yönündeki gerekçenin de yerinde olmadığını, tapu maliklerinin ortaklık sözleşmesinin tarafı olmadıklarını, ortaklık sözleşmesinin davalı şirket ile imzalandığını, talep edilen şerh işleminin tesisi için tapu maliklerine karşı dava açılmasına gerek bulunmadığını, davadaki talepleri yönünden ayrı ayrı 4.080,00’er TL red vekalet ücretine hükmedilmesinin ve iki ayrı dava varmış gibi ayrı ayrı karşı yan vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasına ve taşınmaz üzerinde kurulan kat irtifakı neticesinde ortaklığın hakedişi olan dairelerin üçüncü şahıslara satış ve devrinin önlenmesi bakımından tapu kayıtları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, iş ortaklığı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili ve ortaklık sözleşmesinin ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin tapuya şerh edilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava tarihine kadar kat irtifakına geçilmediği ve resmi olarak taşınmaz satışı yapılmadığı, adi ortaklık sözleşmesinin niteliği gereği tasfiye gerçekleşmeksizin yapılan masrafların karşılığının, kar ve zararın istenilemeyeceği, bunun aksini düzenleyen adi ortaklık sözleşmesinin tarafların payları ve kar zararın bölüşülmesi, hakedişler başlıklı düzenlemenin 1. maddesi ile gelirlerin paylaşma zamanının ve paylaşma biçiminin düzenlendiği, dava tarihine kadar satış yapılmadığından bu kapsamda sözleşme uyarınca giderler karşılığı taksimi yapılacak gelir bulunmadığı, tasfiyesiz zararda istenemeyeceği, adi ortaklık sözleşmesinin tapu siciline kaydı için tapu maliklerine karşı yöneltilen bir dava bulunması gerektiği, bu davanın tarafının davalı olmadığı gerekçesiyle davacının davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili 11/11/2020 tarihli ön incelemede; “Dava dilekçemizi tekrar ediyoruz, davamızın kabulüne karar verilmesini talep ediyoruz, biz ortaklığın tasfiyesini istemiyoruz, ancak zararlarımızın karşılanmasını istiyoruz, davalı sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmemiştir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkemece, davadaki zararın tahsili ile ortaklık sözleşmesi ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin tapuya şerh talepleri yönünden ayrı ayrı 4.080,00’er TL red vekalet ücretine karar verilmesi ve iki ayrı dava varmış gibi ayrı ayrı karşı yan vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ancak belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile hüküm fıkrasında yer alan ” Red edilen gider talebi yönünden 4.080,00 TL,red edilen tapu kaydına tescil talebi yönünden 4.080,00 TL olmak üzere 8.160,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,,” sözlerinin çıkartılarak, yerine “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” sözlerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince karar verilmiştir.
İnfazda duraksamaya yol açmamak için hükmün kesinleşen kısımlarına kararda aynen yer verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenler ile;
I)-A)- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne;
1)-Davacının (zarara) giderlere ve adi ortaklık sözleşmesinin tapu siciline tesciline yönelik taleplerinin ayrı ayrı reddine,
2)-Peşin alınan harctan red harçlarının mahsubu ile bakiye 267,36 TL harcın davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3)-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4)-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talebi halinde ilgili taraflara iadesine,
B)-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan harç ve masraflar yönünden;
1)-İstinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvuran davacıya iadesine,
2)-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından yapılan toplam 96,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3)-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere, 09/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.