Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/603 E. 2021/803 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2021
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 23/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 06/07/2021

Mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı adına kayıtlı….plakalı 2003 …. %50 payının davacıya ait olduğunu, ortak kullanımı ve kullanımdan kazanılacak gelir ve zararın yarı yarıya ortak olmak için taraflar arasında 23/10/2019 tarihli “Tutanak” başlıklı belge düzenlendiğini, davacının sözleşmeye uyarak yükümlülüklerini yerine getirdiği halde, davalının edimlerini yerine getirmediğini, kazanılan gelirden davacıya pay verilmediğini ve davacının araçtan faydalanmasının engellendiğini, ortaklığın sürdürülemez hale gelmesi nedeniyle kazanılan gelirin tahsili için 1/2 hisse bedeli olarak davalıya karşı 45.413,70 TL alacak için icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğunu belirterek, söz konusu haksız itirazın iptali ile %20’den az olmak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; görev itirazında bulunmuştur.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle dava şartı noksanlığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde, zorunlu arabuluculuk tutanağının sunulmaması sebebiyle arabuluculuk şartı sağlanmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Davada, taraflar arasında kurulan adi ortaklıktan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir.
Uyuşmazlık, davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 07/10/2020 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli… sayılı görevsizlik kararının yargı yoluna başvurulmadan yargılamaya Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinde devam edildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi gereğince, mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve istinaf incelemesi aşamasında istinaf mahkemeleri tarafından da res’en incelenir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gerekir.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile ticari sayılması için en azından bir ticari işletmeyi ilgilendirmesi gereken davalar ve her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar nispi ticari davalardır. Mutlak ticari dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır. Örneğin; acentelikle ilgili davalar, deniz ticaretine ilişkin davalar, sigorta hukuku ile ilgili davalar, taşınır rehni karşılığında ödünç verme işlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, rekabet yasağından kaynaklanan davalar, yayım sözleşmesine ilişkin davalar, kredi mektubu ve kredi emrinden doğan davalar, alım satım komisyonuyla ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar, fikri mülkiyet hukukundan kaynaklanan davalar, borsa, sergi, pazarlar ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ve nihayet bankalara ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalar mutlak ticari davalardır. Bundan başka; özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar da bulunmaktadır. Örneğin; Kooperatifler Kanunu’nun 99.maddesi gereğince bu kanundan kaynaklanan davalar İcra İflas Kanunu’ndan kaynaklanan iflasa ilişkin tüm davalar da mutlak ticari dava sayılmaktadır. Nispi ticari dava ise; tarafları tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari dava olarak adlandırılmaktadır. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticarî nitelikte olması veya sayılması davayı ticarî dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2.maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun … sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir.
Dosya kapsamından, Sincan Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 03/03/2021 tarihli ve … sayılı yazısında davalı …’in karayolu ile şehirlerarası yük taşımacılığı faaliyetinden dolayı mükellefiyet kaydının olup, ticari faaliyetine halen devam ettiği, bilanço hesabına göre defter tuttuğu ve bu nedenle tacir olarak değerlendirildiği belirtilmiş, ancak vergi dairesinin 08/03/2021 tarihli ve 80942 sayılı yazısında davacı … …. mükellefiyet kaydı ve ortaklık bilgisine rastlanmamış olup potansiyel mükellef olduğunun bildirildiği görülmüş ve davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca davalı taraf için ticari iş sayılan işin davacı yönünden de ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyeceğinden, mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kurulan hükümde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığında,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.