Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/495 E. 2022/1290 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/495 – 2022/1290
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/495
KARAR NO : 2022/1290

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2021
NUMARASI : 2020/304 E. – 2021/181 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : TARAF VEKİLLERİ
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 03/11/2022

Mahkemece verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin davacı şirket hakkında … abone numarasına bağlı olmak üzere 17/07/2018 tarih 8.325,40 TL bedelli, 17/07/2018 tarih 303,04 TL gecikme bedelli, 17/07/2018 tarih 54,55 gecikme bedeli açıklamalı faturalar ile Eskişehir 1. İcra Müdürlüğünün 2018/6877 esas sayılı icra dosyası ile ilamsız takip yolu ile icra takibi başlattığını, ancak davacı şirketin söz konusu aboneliğe bağlı elektrik sayacını 27/12/2013 tarihinde tüm borçlarını ödeyerek kapattığını ve davalıya borcunun bulunmadığını belirterek, davacı şirketin davalıya Eskişehir 1. İcra Dairesinin 2018/6877 esas sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalı şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı tayinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; menfi tespit davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiğini, zorunlu arabuluculuğa başvurulmadığını, davacı tarafından ibraz edilen dekontun güvence bedeline ilişkin olduğunu, takip konusu borcun kaynağının güvence bedeli değil, mühürleme tutanağı ve ekli fatura olduğunu, bahsi geçen tutanağa istinaden davacının aktif enerji bedeli, reaktif enerji bedeli, trafo boşta kaybı ve dağıtım bedeli EPK ve ilgili mevzuata uygun olarak faturalandırıldığını, 26.04.2018 tarihli, … seri ve sıra numaralı faturaya göre davacının borcu 8.325,40 TL’nin, icra takibine konu faturalandırılmış enerji bedeline ilişkin olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin, 11/02/2021 tarih, 2020/304 E., 2021/181 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne, Eskişehir 1. İcra Müdürlüğünün 2018/6877 esas sayılı dosyası yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı takibinde kötü niyetli bulunmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunan davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin davanın kabulüne karar verilmesine rağmen davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmetmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, mahkemenin kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair kararının kaldırılarak, hükmün davalı şirket aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı tayinine şeklinde düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davalı şirketin sayaç okuma ve tutanakla fatura çıkarmaya yetkili olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde elektrik sayacının 27/12/2013 tarihinde tüm borçlarının ödenerek kapatıldığını iddia ederek dekont ibraz etmiş ise de bu dekontun yapılan ödeme değil güvence bedeline yönelik bir ödeme olduğunu, davacı şirket görevlileri tarafından davacıya ait aboneliğe konu trafonun sökülmüş olması nedeniyle sayaç mühürleme tutanağı düzenlendiğini, bu tutanağa istinaden davacının aktif enerji bedeli reaktif enerji bedeli trafo boşta kaybı ve dağıtım bedeli EPK ile ilgili mevzuata uygun olarak faturalandırıldığını, bu faturaya göre davacının borcunun 8.325,40 TL olduğunu, ödenmeyen faturanın icra takibine konulduğunu, icra takibine konu borcun faturalandırılmış enerji bedeline ilişkin olduğunu, davacının kapatılmış olan aboneliğe rağmen elektrik kullanımına devam ettiğini, tahliye edilmiş abonelikte elektrik kullanımı her ne kadar sözleşme dışıda olsa bir borç doğurduğunu, bilirkişinin yeterli inceleme yapmadığını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, elektrik tüketim borcu nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin, 31/05/2019 tarih, 2019/290 E., 2019/523 K. sayılı “ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olduğundan, Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A-1 ve HMK nun 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine” ilişkin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 18/02/2020 tarih, 2019/928 E., 2020/237 K. sayılı ilamı ile “… Tüm bu hususlar çerçevesinde ancak ve ancak bir paranın ödenmesine dair talebin ileri sürüldüğü; farklı bir anlatımla dava dilekçesinin sonucunda bir paranın tahsilinin istendiği davalar öncesinde arabuluculuğa başvuru şartı bulunduğu, müspet veya menfi tespit davalarının TTK m.5/A kapsamında olmadığı kanısına varılmıştır. Diğer taraftan, kanun gerekçesinde veya TBMM tutanaklarında da aksi yönde bir görüşe veya beyana rastlanmamaktadır. (M.Ertan Yardım, Ticari Uyuşmazlıkta Zorunlu Arabuluculuğa Başvuru, Ticari Uyuşmazlıklarda Zorunlu Arabulucuk, Seçkin Yayınları, Sayfa 99-100, Ankara 2019). O halde mahkemece; müspet veya menfi tespit davalarının TTK m.5/A kapsamında olmadığı kabul edilerek uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi ve sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden,” mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.4. maddesi gereğince kaldırılmasına” karar verilmiştir.
Eskişehir 1. İcra Müdürlüğünün 2018/6877 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı vekili tarafından, davacı borçlu aleyhine 8.325,40 TL asıl alacak ve 303,04 TL gecikme ve 54,55 KDV olmak üzere toplam 8.682,99 TL bedelin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığı anlaşılmıştır
Mahkemece görüşüne başvurulan elektrik mühendisi bilirkişi 05/11/2020 havale tarihli asıl rapor ve 22/12/2020 tarihli ek raporunda; tarafların 22/09/2017 tarihinde … abone numarasıyla perakende satış sözleşmesi yaptığını, davacının bu sözleşmeyi 27/09/2017 tarihinde borçsuz olarak sonlandırdığını ve aboneliği boyunca hiç elektrik tüketimi yapmadığını, davalının abonelik iptalinden yaklaşık 6 ay sonra 11/04/2018 tarihinde tahakkuk ettirdiği ve dava konusu olan 8.325,40 TL’lik faturanın sebebi ve dayanağının anlaşılamadığını, eğer davacının aboneliğini sonlandırmasından sonra yeniden abone olmadan bir elektrik tüketimi olduysa da bu durumun Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayınlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve davacının takibe konu faturadan dolayı borçlu olmadığı kanaatine varıldığını belirtmiştir.
İcra İflas Kanunun 72 nci maddesinin beşinci fıkrasında, “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, menfi tespit davasında kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için alacağın likit olması koşulu yanında takibin kötüniyetli olması da gerekmektedir. Dava konusu olayda davalının kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. Açıklanan nedenle davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemez.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nun 355.md hükmüne göre istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle istinaf olunan ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile
1- Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK.’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 59,30 TL’ nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 593,13 TL harçtan davalı tarafça yatırılan (89,00+59,30=) 148,30 TL nin mahsubu ile bakiye 444,83 TL nisbi karar ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuranlar üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/(1)-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere, 02/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.