Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/446 E. 2022/932 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/446 – 2022/932
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/446
KARAR NO : 2022/932

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2021
NUMARASI : 2020/59 E. – 2021/26 K.

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : ALACAK(ADİ ORTAKLIK)
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : TARAF VEKİLLERİ
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 22/09/2022

Mahkemece verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların yetkilisi oldukları …’nin ekonomik kriz nedeniyle …’ya olan borcunu ödeyemediğini, bunun üzerine alacağına karşılık olmak üzere davacıların belirtilen şirketinin fabrika arsası, binası, demirbaş ve donanımlarının bankanın borca mahsuben 30/12/2010 tarihinde icradan satın aldığını, daha sonra davacılar ile … arasında arsa, fabrika ve ekipmanlarının davacılar tarafından geri satın alınması veya kendilerinin belirleyecekleri 3. bir şahsa satılması konusunda 29/01/2011 tarihinde vefa sözleşmesi yapıldığını, davacılar ile davalılar arasında oluşturulan adi şirket yoluyla fabrika, arsası ve ekipmanlarının aralarındaki mutabakat uyarınca davalılarca bankadan 6 milyon TL ye satın alındığını, bedelinin çeklerle ödendiğini, fabrika ve diğer unsurların davalılarca kurulan ….’nin üzerine kayıtlı olduğunu ve mal varlığında yer aldığını, davalılar … ile davacılar arasındaki adi ortaklığın konu ve faaliyetinin ise … olduğunu, fabrikanın işletilmesinin ve kazancın bu şirket üzerinden elde edildiğini, adi ortaklık sözleşmesi gereğince …’nin %49 nun davacılara, %51 nin ise davalılara ait olduğunu, ortaya çıkan anlaşmazlıklar ve güven ilişkisinin bozulmasından dolayı adi ortaklığın tasfiyesini istemek durumunda kaldıklarını belirterek, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin tespitine ve kabulüne, adi ortaklık konusu şirkete tedbiren kayyum atanmasına, davacıların hissesine düşen hisse bedelinin ödenmemesi halinde adi ortaklık temeli ve sebebi olan ….’nin feshine ve tasfiyesine, şirketin kuruluşundan itibaren davanın karara çıkan tarihe kadar kârdan şimdilik 100.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde, adi şirketin ortağı olmayan … şirketinin davalı sıfatının bulunmadığını, … şirketi yönünden davacıların aktif husumet ehliyetlerinin, davalılar…’nın pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, davalı …nın dava konusu … şirketinde ortaklığının bulunmadığını, şirket hisselerini devrederek şirketle ilişiğini kestiğini, bu nedenle davalı …’ya husumet yöneltilemeyeceğini, …’nın ise … şirketinin sahibi ve tek resmi ortağı olduğunu, davacılarla bir adi ortaklığının bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların adi ortaklığın konusu hakkında detaylı beyanda bulunmalarına rağmen, hiç bir delil sunmadıklarını, davacıların adi ortaklık belgesi olarak dosyaya ibraz ettikleri 01/06/2011 tarihli dilekçe suretinin aslına uygun olmayıp sahte olduğunu, davacılar ve … arasında imzalandığı iddia edilen vefa sözleşmesinin adi ortaklık ilişkisini ortaya koymadığını, davacılardan İsmail …’in …’ya verdikleri muvafakat yazısından taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğu sonucunun ortaya çıkmayacağını, vefa sözleşmesi ve muvafakat yazısı ile davacıların neyi amaçladıkları sorusunun cevabının Konya 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/489 E.sayılı dosyası olduğunu, bu dava ile …’ya dava açan davacıların davanın red edilmesi ve kararın kesinleşmesi üzerine bu kez davalılar aleyhine adi ortaklık iddiası ile dava açtıklarını, fabrika binası arsası ve ekipmanlarının davalı … şirketi tarafından …’dan satın alındığını, bedelinin ödendiğini, şirketin resmi ortakları dışında hiçbir ortağının olmadığını, davacıların sahibi olduğu … şirketi ile davalı şirket arasında mal tedarikinden kaynaklı cari hesap ilişkisi olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin bundan ibaret olduğunun mahkeme kararı ile sabit olduğunu, … şirketi tarafından davacılara ait … şirketi aleyhine Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/400 E. ve 2016/448 K. sayılı dosyası üzerinden açılan davanın sonuçlandığını, ancak icra dosyasının halen derdest olduğunu, dava dosyasına yalnızca fotokopisi sunulan gerçek olsa dahi davanın esasına ispatı açısından yetersiz olan sahte bir belgenin adi şirket ilişkisini yazılı olarak kanıtlamasının mümkün olmadığını, Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/38 E. sayılı dosyasındaki kabule rağmen aynı konunun bu mahkemede tartışılmasının mümkün olmadığını, bu dosyada… nın beraatine karar verildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 19/01/2021 tarih, 2020/59 E., 2021/26 K. sayılı kararı ile davanın reddine ve davalılar vekilinin tedbirin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, vefa sözleşmesinin adi ortaklığın temelini teşkil eden yazılı delillerden biri olduğunu, …’nın adi ortaklığın üzerinde oluşacağı işletmenin alımının nasıl yapılacağı konusunda ifadesinin bulunduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin 01/06/2011 tarihinde adi ortaklık temelini teşkil eden sözleşme ile ortaya konulduğunu, davanın ispatı konusunda yazılı delil zincirine dayandıklarını, …’dan celp edilen belge asıllarının mahkeme kasasında saklandığını, adi ortaklık ilişkisinin geçerliliğinin herhangi bir şekle bağlı olmadığını, adi ortaklık konusunda tanık beyanlarının bulunduğunu, Konya 2.Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasında gerekçeli kararda “fabrikanın Mehmet tarafından …’dan satın alınmasından sonra katılanlar …’in fabrikanın işleriyle ilgilendikleri anlaşılmaktadır” şeklinde tespit yapıldığını, taraflar arasındaki adi ortaklığın ispatlandığını, mahkemeden adi ortaklığın tasfiyesi ve kârdan elde edilen gelirin tespiti ve paylaşılması konusunda talepte bulunulduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin tespitine ve kabulüne, adi ortaklık konusu şirkete tedbiren kayyum atanmasına, adi ortaklık temeli ve sebebi olan ….’nin % 49 luk hisseleri karşılığında tespit edilecek rakamın “hisse bedelinin” diğer davalılar tarafından davacılara müştereken ve müteselsilen ödenmesi konusunda süre verilmesine, hisse bedeli ödenmemesi halinde ise adi ortaklık temeli ve sebebi olan ….’nin feshine ve tasfiyesine ve kâr payı şimdilik 100.000 TL nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde, kararın esasa yönelik hüküm kısmına katıldıklarını, bu yönde bir istinaf taleplerinin de bulunmadığını, ancak ihtiyati tedbir talebinin kaldırılmasına yönelik ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada, taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen adi ortaklığın tasfiyesi ile alacak ve adi ortaklığa dâhil taşınmaz ve araçların 3. kişiye devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir talep edilmektedir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi ile Dairemiz arasında oluşan yetki uyuşmazlığı üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 24/06/2019 gün, 2019/2492 E., 2019/4357 K. karar sayılı ilamı ile 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
Konya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 06/11/2018 tarih, 2017/139 E., 2018/986 K. sayılı “Adi ortaklığın varlığı ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine” ilişkin kararına karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 26/11/2019 tarih, 2019/827 E. ve 2019/1326 K. sayılı kararı ile “… somut olay değerlendirildiğinde; dava dilekçesi ile taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu ve ortaklığın ticari işletme işlettiği ileri sürülmüştür. Davacılar … ile davalı gerçek kişilerin tacir oldukları taraflarında kabulündedir. Davacılar vekili davacılar İsmail …’in tacir olmadıklarını ileri sürmüş ise de, bu davacıların da “…” şirketindeki hisselerini diğer davacılara devrettikleri dosya kapsamından anlaşılmaktadır. İddia edilen bu adi ortaklık, … … adına kayıtlı ticari işletmeyi(fabrikayı) işletmesi nedeniyle hem davacılar hemde davalı gerçek kişiler tacir sıfatına haizdir. Bu durumda, uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olduğundan ihtilafın, Asliye Ticaret Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir…. davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmediğinden” HMK.’nun 353/1-a.3. maddesi gereğince, mahkeme hükmünün kaldırılmasına karar verilmiştir.
Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince, davacıların adi ortaklığın varlığını HMK’nın 200. maddesi gereğince kesin ve inandırıcı delillerle ispat edemedikleri anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine ve davalılar vekilinin tedbirin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Adi ortaklık sözleşmesi geçerlilik yönünden herhangi bir şekle tabi olmayıp, sözlü yapılan adi ortaklık sözleşmesi geçerli ise de; inkârı halinde, adi ortaklığın var olduğunu ileri süren kişinin, ortaklığı, HMK’nın 200.maddesi gereğince kesin delillerle ispat etmesi gerekir.
Dosya kapsamından, davacıların iddiasını ispatlayacak delil ibraz edemedikleri gibi davalı tarafa yemin teklif etmedikleri anlaşılmıştır.
Davalı şirketin, Ticaret Sicil kayıtlarına göre 01/06/2011 tarihinde kurulduğu, şirket ortaklarının davalılar… olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece; dosyadaki delillere göre ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle istinaf olunan ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1- Davacılar ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK.’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Eksik alınan 21,40 TL istinaf karar harcının istinaf yoluna başvuranlardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuranlar üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere 22/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.