Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/329 E. 2022/799 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 29/06/2022

Mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı şirket ile dava dışı … (…A.Ş.) arasında 13/04/2016 tarihli abonelik sözleşmesinin bulunduğunu, davacı şirkete Haziran 2016 tarihinden itibaren … tarafından elektrik faturaları gönderildiğini ve davacı şirketçe de gönderilen fatura bedellerinin …’a ödendiğini, tamamen resmi ve legal çalışma söz konusu iken davalı tarafından 28/09/2016 ve 20/01/2017 tarihinde usulsüz şekilde kaçak elektrik kullanım tutanakları düzenlenmek suretiyle usulsüz işlem yapıldığını ve ceza kesildiğini, söz konusu cezaların sebebi sorulduğunda davalı tarafından, 8 aydır ödeme yapılmadığı için enerjinin tedarikçi firma …’ın talebi üzerine kesildiği şeklinde açıklama yapıldığını, bunun üzerine tedarikçi firma … ile iletişime geçildiğini ancak tedarikçi firma …’ın bu açıklamayı doğrulamadığını, davacı firmanın kaçak elektrik kullanımı söz konusu olmadığı halde, elektrik enerjisinin kesilmesi nedeniyle davacı işyerindeki çalışmanın durduğunu ve davacı şirketin büyük mağduriyet yaşadığını belirterek, dava sonuçlanıncaya kadar elektrik kesme işleminin tedbiren durdurulmasını, esas yönünden ise davacının kaçak elektrik kullanmadığının tespiti ile muarazanın bu şekilde giderilmesini ve davalı tarafından düzenlenmiş olan faturaların iptalini talep etmiştir. Fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere 10.000,00 TL üzerinden açılan davada, mahkemece dava konusu ceza tutanaklarının toplam bedeli üzerinden harç eksikliği giderildikten sonra yargılamaya devam edilmiştir.
CEVAP: Usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, davanın kabulü ile davacı hakkında davalı tarafından düzenlenen 28/09/2016 tarih ve … seri nolu kaçak elektrik tespit tutanağı ile 20/01/2017 tarih ve …. seri nolu kaçak elektrik tespit tutanağından dolayı davacının kaçak elektrik kullanmadığının tespitine, davalı tarafından 20/01/2017 tarih ve … seri nolu tutanaktan dolayı düzenlenen 185.027,45-TL’lik kaçak tüketim faturası ile 28/09/2016 tarih ve …. seri nolu tutanaktan dolayı düzenlenen 25.246,42-TL’lik kaçak tüketim faturalarının iptaline karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanmış bir protokol bulunduğunu ve bu protokol gereği taksitlerden herhangi birinin zamanında ödenmememi durumunda bakiye taksitlerin muaccel hale geleceğinin ve bildirim yapılmaksızın enerji arzının durdurulabileceğinin kararlaştırılmış olduğunu, taksitlerini zamanında ödemeyen davacı şirketin elektriğinin kesilerek bu durumun 19/08/2016 tarihli borç nedeniyle kesme ve mühürleme tutanağıyla davacı şirkete bildirildiğini, ayrıca söz konusu tutanakta kesilen elektriğin dağıtım şirketinin rızası dışında açılması ve açtırılmasının kaçak elektrik tüketimi olarak değerlendirileceğinin de belirtildiğini, buna rağmen kesilen elektriğin defalarca davalı şirketin izni dışında açılarak kaçak elektrik tüketimi yapıldığını, mahkeme tarafından davalı şirkete yazılacak bir müzekkere ile söz konusu protokol temin edilebilecekken davalı şirketin protokolü temin etme yükümlülüğü altında bırakılmasının ve 2 haftalık kesin süre verilmesinin usulüne uygun olmadığını, verilen kesin süre içerisinde protokolün temin edilemediğinin mahkemeye bildirilmiş olmasına rağmen mahkemece, hükme esas alınamayacak bilirkişi raporu esas almak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davada, davalı şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik tüketimi tutanakları ile usulsüz işlem yapıldığı ve afaki cezalar kesildiği iddiasıyla söz konusu tutanakların iptali ile davacı şirketin söz konusu tutanaklar nedeniyle davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti talep edilmektedir.
Uyuşmazlık, davalı tarafından düzenlenmiş olan 28/09/2016 ve 20/01/2017 tarihli kaçak elektrik tüketimi tespit tutanaklarının usulüne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan 27/03/2018 tarihli bilirkişi kök ve 11/02/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “Davacı abonenin elektriğinin davalı tarafından ilgili mevzuata uygun olarak kesilmediği, buna göre, kesilen elektriğin açılması eylemi ile ilgili olarak abonelikte kaçak elektrik kullanımından bahsedilmesinin mümkün/dayanağının olmadığı, davacı tarafından düzenlenen 28/09/2016 tarihli ve … seri no.lu ve 20/01/2017 tarihli … seri no.lu kaçak elektrik tüketimi tespit tutanaklarında, sayacın mühürlerinin sağlam ve sayacın yapılan tüketimi kaydettiği tespitleri de dikkate alındığında, davaya konu edilen 28/09/2016 tarihli ve … seri no.lu ve 20/01/2017 tarihli … seri no.lu kaçak elektrik tutanaklarının dayanağının olmadığı ve iptal edilmesi gerektiği, bu çerçevede, kaçak elektrik tutanaklarının iptal edilmesi ve bu tutanaklar doğrultusunda davalının fatura düzenlemeye hakkı ve yetkisi olmadığı dikkate alındığında davacının taleplerinde haklı olduğu sonucuna varılabileceği, buna karşılık, konu ile ilgili olarak 28/09/2016 tarihli ve … seri no.lu ve 20/01/2017 tarihli … seri no.lu kaçak elektrik tüketimi tespit tutanaklarına istinaden yapılan tahakkukların detayları ile faturaların, 19/08/2016-20/01/2017 tarihleri arasındaki tüketimlerin ve davaya konu aboneliğin 2016-2017 yılları arasındaki tüketimlerini gösterir tüketim ekstrelerinin dosyaya sunulması halinde gerekli hesaplamaların yapılabileceği” açıklamalarına yer verildiği görülmüştür.
Raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Diğer yandan, tarafların bazı usuli işlemleri belli bir süre içinde yapmaları için hakimin bir tarafa kesin mehil verebileceği HMK’nun 94 vd. maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Kesin mehil, davanın en az masrafla ve sürüncemede bırakılmadan bir an evvel sonuçlanmasını temin için hakime tanınan yasal takdir yetkisidir. Ancak, kesin mehil verilen işlemin yapılmaması, bir hakkın ortadan kalkması sonucunu doğurduğundan bu konudaki kararın yasaya uygun olması zorunludur. Bu nedenle HMK’da taraflara verilecek kesin süreye ilişkin ara kararlarda, yapılması gereken işlerin neler olduğunun açıklıkla belirtilmesi, tanınan sürenin yeterli ve elverişli olması, süreye uyulmamasının doğuracağı sonuçların açıklanması ve bu konuda tarafın uyarılması gereklidir. Aksi takdirde kesin mehle uymama, hukuki sonuç doğurmaz.
Somut olayda, her ne kadar davalı şirketin ön inceleme duruşmasından sonra yargılamanın devamı sırasında savunma olarak ileri sürdüğü taraflar arasında imzalandığı iddia edilen protokol bilirkişi raporunda değerlendirilememiş ise de, mahkemece 26/03/2019 tarihli celsede davalı vekiline söz konusu protokolü sunması için iki haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde sunulmaması halinde söz konusu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususunda ihtaratın yapıldığı, davalı vekili tarafından protokolün kesin süre içerisinde dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda yargılamanın dosya kapsamındaki mevcut deliller kapsamında yapılarak karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 14.363,80 TL harçtan davalı tarafça yatırılan 3.590,95 TL’nin mahsubu ile bakiye 10.772,85 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere, 22/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.