Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/328 E. 2022/499 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 13/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 13/04/2022

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak amacıyla … ile abonelik sözleşmesi imzaladığını, ….. 21/11/2012 tarihinde davalı ile birleştiğini, bu birleşme nedeni ile davalıya husumet yöneltildiğini, sayaç okuma bedeli, sayaç başına sabit bir ücret olması gerekirken, davalı şirketçe, tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi ücret olarak tahsil edildiğini; 2006 Eylül-2010 Aralık aylarında elektrik faturalarından fazladan tahsilât yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik … olarak fazladan ödenen 2007 şubat dönemine ait 1.357,70 TL’nin ödeme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 21/04/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile Ekim 2006-Aralık 2009 arası için dava değerini 65.736,08 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 28/03/2018 tarih, …. K. sayılı kararı ile davadan sonra yürürlüğe giren 6719 S.Y. uyarınca davanın konusu kalmadığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4.365,38 TL yargılama gideri ile 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davanın konusunun Danıştay 13. Dairesinin iptal kararına bağlı olarak fazladan alınan PSH bedelinin iadesi olduğunu, davada 6719 sayılı Kanun’un 21. Maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17. Maddesine getirilen değişikliğin esasa hiçbir şekilde etkisinin olmadığını, Danıştay Kararı ile İptal edilen 875 sayılı Kurul Kararı sonrasında nispi olarak alınan PSH bedelinin hukuki dayanaktan yoksun kaldığını, davacı şirketin serbest tüketici olduğu da dikkate alındığında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada, elektrik abonesi olan davacı şirketten Ekim 2006-Aralık 2009 dönemleri arasında fazla tahsil edilen Perakende Satış Hizmet bedelinin davalıdan tahsili talep edilmektedir.
Her ne kadar mahkemece; dava konusu PSH sayaç okuma bedeline ilişkin olarak açılmış davaya da 6719 S.Y. nın 17. maddesinin uygulanması gerektiği, 6719 sayılı yasa uyarınca davanın konusu kalmadığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunmadığı sonucuna varıldığından, uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davacının dava konusu dönemde serbest tüketici olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık, nispi olarak alınan PSH bedelinin istirdatı talebine ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle serbest tüketici kavramının açıklığa kavuşturulması, sonrasında davacının dava konusu dönemde serbest tüketici olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
6446 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (cc) bendinde, serbest tüketici tanımlanmış olup, buna göre Kurul tarafından belirlenen elektrik enerjisi miktarından daha fazla tüketimi bulunduğu veya iletim sistemine doğrudan bağlı olduğu veya organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğini haiz olduğu için tedarikçisini seçme hakkına sahip gerçek veya tüzel kişiler olarak belirtilmiştir.
Yine, Elektirik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliğinin “serbest tüketici kapsamı” başlıklı 5 nci maddesinde de “Aşağıdaki koşulları sağlayan tüketiciler serbest tüketici olarak kabul edilir;
a) İletim sistemine doğrudan bağlı olan tüketiciler,
b) Bir önceki takvim yılına ait toplam elektrik enerjisi tüketimleri serbest tüketici limitini geçen tüketiciler,
c) İçinde bulunulan yılda gerçekleşen toplam elektrik enerjisi tüketimleri serbest tüketici limitini geçen tüketicilerin” serbest tüketici niteliğini kazandığı kabul edilmiş ve bu bağlamda kanunla paralel düzenleme yoluna gidilmiştir.
Diğer taraftan, Danıştay 13. Dairesinin 06704/2011 tarihli ve 2008/2695 Esas-2011/1365 sayılı kararıyla, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’nun 875 sayılı Kurul kararının ekinde yer alan 20 dağıtım şirketi için Gelir Gereksinimi Hesaplanması ve Tarife Metodolojisinin Perakende Satış Tarifesinin geçiş döneminde uygulanmasına ilişkin II. Bölümünün B bendini; “Sayaç okuma ve faturalandırma hizmetlerine ilişkin maliyetlerin abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit bir ücret uygulanması gerektiğinin ortada olduğu, kaldı ki buna ilişkin maliyetlerin metodolojinin 1. Bölümünde abone başına sabit bir ücret olarak belirlendiğinin açık şekilde ifade edildiği” belirtilmek suretiyle iptal etmiştir.
Anılan Danıştay 13. Dairesinin kararı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 24/05/2012 tarihli ve 2011/1901 Esas-2012/798 sayılı kararı ile “davacı şirketin ürettiği elektriği serbest tüketicilere sattığı ve perakende satış hizmet tarifesinin Kwh üzerinden alınmasına ilişkin kuralın “Serbest tüketiciler” yönünden hukuka aykırı olduğu iddiasında bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda davacının dava konusu işlemlerin iptali isteminin “serbest tüketiciler”e yönelik olduğu dikkate alındığından, Daire kararının da “serbest tüketiciler”le sınırlı olarak uygulanacağı belirtilerek onanmıştır.
İptal kararları, iptali istenen tasarrufu ve ona bağlı işlemleri yapıldıkları tarihten itibaren ortadan kaldırır, geçmişe etkilidir, işlem hiç yapılmamış gibi hüküm ve sonuç doğurur, işlemden önceki hukuki duruma dönülür ve genel etkilidir.
Dosya kapsamından, davacının serbest tüketici olup olmadığı hususunun net bir şekilde belirlenemediği anlaşılmıştır.
O halde mahkemece; Danıştay 13. Dairesinin iptal kararının onanmasına ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24/05/2012 tarihli kararı uyarınca, sayaç okuma ve faturalandırma hizmetlerine ilişkin maliyetlerin abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit bir ücret uygulanması gerektiği, perakende satış hizmet tarifesinin Kwh üzerinden alınmasına ilişkin kuralın “serbest tüketiciler” yönünden hukuka aykırı olduğu gözönünde bulundurulmak suretiyle, 6446 sayılı Kanun ve Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliği dikkate alınarak, davacının dava konusu dönemlerde, EPDK tarafından belirlenen yıllık tüketim miktarı itibariyle “serbest tüketici” olup olmadığı konusunda bilirkişiden rapor alınıp sonucu dairesinde (EPDK tarafından yıllık belirlenen tüketimden daha fazla tüketime sahip olması halinde serbest tüketici konumunda olduğu kabul edilerek) bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (Benzer olayda, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25/01/2022 tarih, 2021/3800 E., 2022/421 K. sayılı ilamı).
Bu durumda, mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nun 353/1-a,6 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-) Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 28/03/2018 tarih, 2014/563 E., 2018/216 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Davacı tarafça yatırılan istinaf peşin harcının istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-)Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-)Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a, maddesi gereğince KESİN olmak üzere, 13/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.