Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/1370 E. 2022/427 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1370
KARAR NO : 2022/427

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2021
NUMARASI : 2018/902 E. 2021/453 K.

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 07/04/2022

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı şirketin yüksek miktarda akaryakıt tüketimi olan dava dışı lojistik firması … Hiz. A.Ş. ile 13/11/2009 tarihinde Lojistik Kart Üye İşyeri Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre Petrol Ofisi sisteme dahil olan bayileri aracılığıyla …’a veya onun taşeronlarına akaryakıt ikmali sırasında bir ödeme yapılmadan, karta tanımlı limitler dahilinde akaryakıt temin ettiğini, sözleşmeye göre bu akaryakıtın bedeli, kesilecek faturalar karşılığı … tarafından ödeceğini, davalı borçlunun adına çıkarılan kartlarla muhtelif tarihlerde … plakalı aracına 9.826,00 TL tutarında fazladan akaryakıt alındığını, davalının almış olduğu bu akaryakıtın tamamen sözleşme ve limit dışı olduğunu, haksız alım bedelinin ödenmediğini, ödenmeyen bedelin tahsili için İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2017/5862 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, haksız itirazın iptali ile takibin devamına %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, yetki ve görev yönünden itirazda bulunduklarını, taraflar arasında hiçbir zaman akit kurulmadığını, davacı tarafın dava dilekçesi ile belirtilen birbirinden farklı 5 ayrı kartın davalıya teslim edildiğine dair hiçbir belge ve delil sunmadığını, davalının davacı ile dava dışı … firması arasında yapılan anlaşma kapsamında faturalandırılmamış ve ödenmemiş herhangi bir yakıt bedeli borcunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, aracın davalı adına kayıtlı olmadığı, sözleşmenin davacı ile … A.Ş arasında düzenlendiği, davalının kusurunun davacı tarafından ortaya konulmadığı, davalının sözleşmede taraf olmadığı ve araç sahibi olmaması nedeniyle HMK 114/d ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalının araçla ilgisinin olmadığı, sürücü olarak çalışmadığı ve üye kartı kullanmadığı ile ilgili savunma ve itirazının olmadığını, talebin sözleşmeye dayalı olmadığını, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, davalının sebepsiz zenginleşme çerçevesinde … Anonim Şirketinin ise sözleşmeye göre sorumlu olduğunu ve husumetten davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Davada, davalı tarafından dava dışı şirket ile yapılan sözleşmeye aykırı olarak haksız eylemler ile alınan akaryakıt bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir.
Uyuşmazlığın, mahkemenin görevli olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı vekili, davacı ve dava dışı … A.Ş. arasında imzalanan lojistik kart üye işyeri sözleşmesine göre davalıya verilen kart ile davalı tarafından belirlenen limit üzerinde haksız olarak alınan akaryakıt bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir.
6100 sayılı HMK.’nun 2.maddesi gereğince “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye hukuk Mahkemesidir” hükmü getirilmiştir.
Hukuki uyuşmazlıklarda Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi asıl, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi ise istisna olup, özel bir kanun hükmü ile açıkça Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen ve diğer mahkemelerin görev kapsamına girmeyen bütün dava ve işler Asliye Hukuk Mahkemesinde görülür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede altı bent halinde sayılan davalar, ticari dava sayılır. Taraflardan biri, tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK.’nun 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, re’sen incelenir.
Dosya kapsamından, davacının tacir olduğu, davalının ise tacir olmadığı gibi uyuşmazlığın ticari işletmesinden de kaynaklanmadığı, davacının davalıdan sözleşmeye dayalı bir talebinin olmadığı, davacının davalı aleyhine sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacağının tahsili için icra takibi başlattığı anlaşılmıştır.
Görev kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
Bu durumda, uyuşmazlığın; çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin değil Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece; görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesi, doğru görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, mahkemece; davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, HMK.’nun 114/1-d ve 115.maddeleri gereğince davanın usulden reddine ilişkin hüküm kurulması doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun (esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin) kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA karar verilmesi gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-)ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 16/06/2021 tarih, 2018/902 E., 2021/453 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
4-)Davacı tarafından yatırılan peşin harcın talep halinde iadesine,
5-)İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.