Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/1344 E. 2022/1611 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1344
KARAR NO : 2022/1611

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2021
NUMARASI : 2017/837 E., 2021/541 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : TARAF VEKİLLERİ
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 28/12/2022

Mahkemece verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, dava dışı…’nün “… İçme Suyu Projesi” ihalesine katılmak üzere davacı …. Şti., dava dışı …. Şti ve davalı … …. Şti’nin bir araya gelerek anlaştıklarını ve aralarında konsorsuyum oluşturduklarını, ihale teklif dosyasına sunmak üzere konsorsiyum sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince yapılacak işlerin 3 uzmanlık grubuna ayrıldığını, idare ile konsorsiyum arasında ayrıca “İş Yeri Teslim Tutanağı” imzalandığını, davalı şirketin yükümlülüğünde olan 3. uzmanlık grubuna ait işlerin zamanında yapılmaması sebebiyle idare tarafından konsorsiyumun 4 nolu hak edişinden 222.600,00-TL’lik gecikme cezası kesildiğini, davalı şirketin kusuru nedeniyle davacı şirketten haksız yere kesilen cezanın ve işlemiş faizinin tahsili amacıyla Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün 2017/14080 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durdurulduğunu belirterek, davalının itirazlarının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı definde bulunmuş, sözleşmede öncelikle hakem yoluna başvuru şartı olduğunu, davacının bu şartı yerine getirmeden dava açtığını, davalının sınırlı sorumlu olduğunu, davacının konsorsiyum imzaladığı danışmanlık hizmet alımına dair sözleşmesine kötüniyetli olarak mevcut olmayan ekler yapmakta olduğunu belirterek, haksız açılan davanın reddine, takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna gidilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde, hatalı bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, mahkemece eksik inceleme ile gerekli belgeleri celbedilmeden ve gerekli yazışmaların yapılmadan karar verildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, İİK’nun 72/4.gereğince kötüniyet tazminat talebine ilişkin herhangi bir hüküm kurulmadığını belirterek, aleyhe hususların kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan ve Ankara 13. Noterliğinde düzenlenen 19/01/2010 tarihli “Ortak Girişim Konsorsiyum Sözleşmesi”nden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacı, davalı ve davadışı ….ŞTi. arasında 19/01/2010 tarihinde Noterde düzenlenen “Ortak Girişim Konsorsiyum Sözleşmesi”nin düzenlendiği, kurulan adi ortaklık nedeniyle davadışı iş sahibi (idare) … ile 28/01/2010 tarihinde “… İçme Suyu Projesi” ile ilgili olarak yüklenici sıfatıyla “… Şti., …. Şti., …. Şti” (…) yazılı olduğu ve dava konusu alacağın su projesi işinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
TBK.’nun 620.vd. maddelerinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesinin tanımı, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiklerini sözleşme olarak yapılmıştır.
Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından, taraf ehliyeti yoktur. Tüzel kişiliği olmayan adi ortaklık adına veya aleyhine dava açıldığında şekli taraf kavramının kabulünün sonucu olarak dava dilekçesinde davacı veya davalı gösterilen adi ortaklık, davada taraf konumu elde eder. Ancak, adi ortaklığın taraf ehliyeti bulunmadığından, davaya bu şekilde devam edilemez ve adi ortaklığın taraf gösterildiği davada taraf değişikliği yapılmak suretiyle ortaklar adi ortaklığın yerine geçirilmezse dava usülden reddedilir.
Buna karşılık, adi ortaklığa giren malvarlığı unsurlarıyla ilgili dava, ortaklar adına veya aleyhine açılmakla birlikte ortaklarda eksiklik mevcutsa bu eksiklik kanuni taraf değişikliği kapsamında giderilebilir. Zira, bu durumda adi ortaklığın ortaklarının dava takip yetkisi eksik olur. Adi ortaklığa giren malvarlığı üzerinde ortaklar elbirliği ile (iştirak halinde) maliktirler.
Ortaklar, adi ortaklığa giren mallara elbirliği ile malik olduklarından, ortaklığa giren mallarla ilgili davalar tüm ortaklar tarafından veya ortakların tümüne karşı açılmalıdır. Bu durumda ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
Adi ortaklar, ortaklığa ait malvarlığı üzerinde birlikte tasarruf yetkisine (TMK md.702/2), dolayısıyla birlikte dava takip yetkisine sahiptirler.
Dava takip yetkisi HMK.’nun 114/1-e. maddesi gereğince dava şartıdır. Davada, adi ortaklığın ortakları adına veya onlara karşı açılmakla birlikte, ortaklarda eksiklik bulunması durumunda, bu eksiklik re’sen dikkate alınarak dava arkadaşlığındaki eksikliğin giderilmesi için hakim tarafından süre verilmelidir. Hakim tarafından verilen süre içinde eksik olan dava arkadaşları davaya dahil edilmezse davanın “dava takip yetkisi eksikliğinden” reddine karar verilmesi gerekir.
Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından, bu tür davalarda dava açılırken husumet tüm ortaklara karşı yöneltilir.
Bu durumda, davacının talebinin 19/01/2010 tarihli konsorsiyum sözleşmesi gereğince davadışı idare ile yapılan içme suyu projesi kapsamında alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali olduğuna göre, mahkemece; konsorsiyum sözleşmesi gereğince dava dışı ortak … ‘nin davaya taraf olarak katılımının sağlanarak yapılacak yargılama sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, mahkemece; davada taraf teşkili sağlanmadan ve buna ilişkin usul eksikliği giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, (şimdilik diğer hususlar ve davanın esası hakkında inceleme yapılmadan) usul yönünden HMK.’nun 353/1-a,4 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine kesin olarak karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-)Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 17/06/2021 tarih, 2017/837 E., 2021/541 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
4-)Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-)İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a- maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.