Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/1276 E. 2023/537 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1276
KARAR NO : 2023/537

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI : 2017/701 E. 2021/110 K.

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI : … – -…
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACILAR VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 27/03/2023

Mahkemece verilen karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacılar vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 02/01/2014 tarihinde dava dışı… ile yaptıkları Çerçeve anlaşmayla Türkiye’de … adına ofis açılması ve akabinde dava dışı…’e devredilmesi hususunda anlaştıklarını, anlaşmaya uygun şekilde 08/01/2014 tarihinde davacılardan …. Şti.’nin kurulduğunu, şirketin 15/08/2014 tarihinde TTSG’nde ilam ile dava dışı… tarafından satın alındığını, 05/11/2014 tarihinde ortaklar arasında “işbirliği ve Çalışma Protokolü” imzalandığını, tarafların ortak sıfatıyla …” vb. etkinliklerin davacı … … Ltd. Şti. olarak ortaya konulduğunu, davalının sağlık nedenleri ile ayrıldığını, projelerin 28/09/2016 tarihli TTSG’nde ilan edilerek davalı tarafından kurulan…. Şti. tarafından 3. kişilerle sözleşmeler imzalanarak tek başına gerçekleştirildiğini, davacılar tarafından projelerin gerçekleştirilmediği yönünde bilgi verildiğini, davacıların muvafakati olmadan davalının tekelinde kâr dağıtımına gidilmeyerek tek taraflı kazanç sağlanmaya çalışıldığının anlaşıldığını, şirket tarafından … Mühendisler Derneği ve davalı tarafından gerçekleştirildiğinin öğrenildiğini, elde edilen kârın %50’sinin proje sahibi davacılar hesabına yatırılması hususunda her iki konu ile ilgili ihtarname çekildiğini, davalının 16/08/2017 ve 12/09/2017 tarihlerinde kurduğu şirket üzerinden, uzun süreden beri birlikte yürütülen projeler üzerinden marka başvurusunda bulunduğunun öğrenildiğini, marka başvurusu için TPE’ye itiraz edildiğini, davalının maddi zarara uğradığı gerekçesi ile ihtarname çektiğini, taraflar arasında imzalanan “İşbirliği ve Ortak Çalışma Protokolü” hükümlerinin davalı tarafın ağır kusurlu hareketleriyle ihlal ettiğini, davalının haksız kazanç elde ettiğini, markanın ve davacıların itibarını zedelediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00-TL maddi zarar ile kâr mahrumiyetinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, görev itirazlarının olduğunu, davacılar …, … ve davalının dava dışı….A.Ş’nin işçisi olarak çalıştıklarını, şirketin ….’e satışının gerçekleşmemesi nedeniyle dava dışı … ile davacı gerçek kişiler ve davalı arasında 02/01/2014 tarihli Çerçeve sözleşmesi imzalandığını, anlaşma sonucunda davacı şirket kurulmuş olsa da şirketin kurucusunun ve ortağının dava dışı … isimli şahıs olduğunu, tarafların kurucu veya ortak sıfatının bulunmadığını, işçi statüsünde bulunduklarını, dava dışı…nın davacı ….Ltd.Şti’nin tek ortağı olan dava dışı …’dan tüm hisselerini satın aldığını, davacı gerçek kişilerin ve davalının çalışmasının devam ettiğini, 05/11/2014 tarihinde “İşbirliği ve Ortak Çalışma Protokolü”nü imzaladıklarını ve davalının 25/08/2016 tarihine kadar sigortalı olarak çalıştığını, davalının sağlık sorunları nedeniyle ayrıldığını, cnak ….Şti ile e-posta üzerinden yazıştığını, davacıların durumu bildiğini, … yetkilisi arasında düzenlenen fesih protokolü ile çerçeve sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedildiğini, fesih sürecinin davacı … tarafından yönetildiğini, diğer davacının bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, 02/01/2014 tarihinde sözleşmenin rekabet yasakları dahil tamamının fesih protokolü ile feshedildiğini ve taraflar arasındaki ilişkinin sona erdiğini 25/08/2016 tarihli belge ile kabul ettiklerini, sözleşmenin protokolde belirtildiği üzere 02/01/2014 sözleşme süresinde geçerli olacağının belirtildiğini, 05/11/2014 tarihli protokolü tarafların imzaladığı 02/01/2014 tarihli çerçeve sözleşmeye bağlı olduğu ve sözleşmenin süresi ile sınırlı olarak çalışan pozisyonunda olan kişiler tarafından birbirlerine olan yükümlülüklerinin belirlenmesi amacıyla düzenlendiğini, davalının gelir elde etme yükümlülüğü nedeniyle kongre işlerine devam edeceğinin taraflarca bilindiği, çerçeve anlaşmasının 25/08/2016 tarihinde hükümsüz hale geldiği, davacıların 12/12/2016 tarihinde diğer davacı tüzel kişilerin hisselerini satın aldıklarını ve 25/11/2016 tarihinde ….Şti.’ni kurduklarını, kısaca protokolün geçerliliğinin kalmadığının açık olduğunu, davacıların hak iddia ettikleri faaliyetlerin davalının kişisel çabası sonucunda ortaya konulan etkinlik olduğunu, fikri mülkiyet haklarının davalıya ait olduğunu, iki proje dışındaki etkinliklerin davalı tarafından gerçekleştirilmediğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, mevcut çerçeve sözleşme, ortak çalışma protokolü, fesih protokolü ve dayanılan diğer deliller ile bilirkişi rapor ve ek raporu ile dosya kapsamının dikkate alınarak, davalı …’in 24/08/2016 tarihli fesih protokolü içeriği, dava dilekçesinde belirtilen projeleri gerçekleştirmesinden ötürü davacı tarafça hak talep edilemeyeceğini, yine davalının fesih sonrası yapmış olduğu işler nedeni ile davacıları maddi zarara uğratacak şekilde hareket ettiğinin de davacılar tarafından ispat edilemediği nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında 05/11/2014 tarihinde imzalanan İşbirliği ve Ortaklık Protokolü olduğunu, davalının ağır kusurlu hareketleri ile ihlal edildiğini, davacıların zarara uğratıldığını, kâr mahrumiyetine yol açtığını, davalının birlikte üretilen projeleri şirketten ayrılarak tek başına yaptığını, sözleşmeye aykırı davrandığını, davalının kötüniyetli olarak sağlık sorunları nedeniyle ayrıldığını, fakat kurduğu … Ltd.Şti.ile ortak projeleri tek başına gerçekleştirdiğini, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazların değerlendirilmediğini, sözleşmelerin, ihtarnamelerin ve Eser Mahkemeleri kararlarının değerlendirilmediğini, Çerçeve sözleşmesinin … ile davalı arasında feshedilmiş olmasının davacılar ile imzalanan İşbirliği ve Ortaklık Protokolünün feshi olarak yorumlanmasının hatalı olduğunu, borçlunun ediminin ifasını kusuruyla imkansız hale getirmesi halinde borca aykırılık oluşturacağını, Çerçeve Sözleşmesinin … ile imzalandığını, İşbirliği ve Ortaklık Protokolünün ise davacılar ve davalı arasında imzalandığını, rekabet yasağına aykırı davranın davalı için Ankara 2. Fikri Sınai Haklar Mahkemesinin 2019/12 E., Ankara 4. Fikri Sınai Haklar Mahkemesinin 2019/185 E., sayılı dava açıldığını, haklılığın ortaya konduğunu, davalı tarafından gerçeğe aykırı beyanlar ile sözleşmenin feshedilmiş olmasının … açısından feshin kabulünde iradeyi sakata uğratan nitelikte olduğunu, protokolün 6.maddesinde feshin nasıl yapılacağının düzenlendiğini, davalının sözleşmeye aykırı olarak noter ihtarı olmadan fesih yaptığını, protokolün 7.ve3.maddelerinin hatalı değerlendirildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davada, taraflar arasında düzenlenen adi ortaklık nedeniyle maddi zarar ve kâr mahrumiyeti talep edilmektedir.
Hükme esas alınan bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu raporda; “Davanın 05/11/2014 tarihli İşbirliği ve ortak Çalışma Protokolüne istinaden açıldığı, mezkur protokolün taraflarının tacir sıfatını haiz olmadığı anlaşılan (1) davacı …, (2) davacı … (3) davalı …’den ibaret olduğu, diğer davacı …’nin iş bu protokolün tarafı olmadığı, davacı tarafın talebinin 10.000,00 TL maddi zarar ile kâr mahrumiyetinin tahsili açıklamasıyla sınırlı olduğu anlaşılmakla birlikte, hangi davacı açısından ne kadar bir maddi zarar ve ne kadar kâr mahrumiyeti talebinde bulunulduğu hususunda herhangi bir ayrıma dosya kapsamında rastlanmadığı, davalı … ile dava dışı …’nin 02/01/2014 tarihli Çerçeve Sözleşmeyi karşılıklı olarak 24/08/2016 tarihinde feshetmeleriyle birlikte birleşik sözleşme niteliğini haiz uyuşmazlık konusu 05/11/2014 tarihli İşbirliği ve Ortak Çalışma Protokolünün 6.maddesi gereğince protokolün ve dolası ile protokolde yer alan yükümlülüklerin ayrıca bir irade açıklamasına gerek olmaksızın o andan itibaren Çerçeve Sözleşmesinin tarafı olmaktan çıkarılan davalı … açısından sona erdiğinin ve tüm bu hususlardan dolayı da davacı tarafça TC.Ankara 36. Noterliğinden 05/11/2014 tarihli İşbirliği ve Ortak Çalışma Protokolü feshetmek gayesiyle davalı …’e keşide edilen 19/09/2017 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamenin hüküm ifade etmeyeceğinin kabulünün gerektiği, mahkemenin takdirinin aksi yönde olması halinde ise bu kez davalı …’in ortağı olduğu dava dışı….Şti tarafından 2017 yılında gerçekleştirilen … nedeniyle 05/11/2014 tarihli İşbirliği ve Ortak Çalışma Protokolünün Rekabet Yasağını düzenleyen 7.1.maddesinin ihlal edildiğinin ve hükümde yer alan 10.000,00 SD tazminatın (ceza-i şart niteliğindeki) davacı … ve …’e ödenme ihtimalinden bahsedilebileceği düşünülmekle birlikte, davacı tarafın talebinin “10.000,00 TL maddi zarar ile kâr mahrumiyetinin ..tahsili” açıklamasıyla sınırlı olduğunun unutulmaması gerektiği, ayıca etkinlik organizasyonlarının öncesinde doğrudan davacı ….çatısı altında gerçekleştirilmiş olmasından ötürü davalı …’ın ortağı olduğu dava dışı….Şti.tarfından 2017 yılında gerçekleştirilen… (kâr) elde ettiği, kârı davacı … ve …’in mahrum kalınan kâr payı adı altında talepte bulunma haklarının söz konusu olamayacağının kabulünün gerektiği, mahkemece bu görüşe itibar edilmez ise bu kez yukarıda detaylıca belirtildiği üzere 05/11/2014 tarihli İşbirliği ve Ortak Çalışma Protokolünün 6.maddesi gereğince, protokolde yer alan tüm yükümlülüklerin ayrıca bir irade açıklamasına gerek olmaksızın çerçeve Sözleşmesinin tarafı olmaktan çıkarılan davalı … açısından sona erdiği dikkate alındığında, gerçek kişi davacıların kâr mahrumiyeti talebinde de bulunabilme ihtimalinin bulunmayacağı kanaatine varıldığı, nihayetinde davacı ….Ltd.Şti’nin gerek 02/01/2014tarihli Çerçeve Sözleşmesinin gerekse 05/11/2014 tarihli İşbirliği ve ortak Çalışma Protokolünün tarafı olmadığı ve etkinlik tarihinde davalı ile arasında devam eden bir sözleşme ilişkisi dahi söz konusu olmadığı dikkate alındığında, davacı ….Ltd.Şti’nin iddia konusu hususlar üzerinden herhangi bir talepte bulunma hakkının söz konusu olmayacağının kabulünün gerektiği, mahkemece bu görüşe itibar edilmez ise bu kez yukarıda detaylıca belirtildiği üzere davalı … ile dava dışı …’nın 02/01/2014 tarihli Çerçeve Sözleşmeyi karşılıklı olarak 24/08/2016 tarihinde feshetmeleriyle birlikte bileşik sözleşme niteliğindeki uyuşmazlık konusu 05/11/2014 tarihli İşbirliği ve ortak Çalışma Protokolünün 6.maddesi gereğince protokolün ve dolasıyla protokolde yer alan tüm yükümlülüklerin ayrıca bir irade açıklamasına gerek olmaksızın o andan itibaren Çerçeve Sözleşmesinin tarafı olmaktan çıkarılan davalı … açısından sona erdiği dikkate alındığı da tüzel kişi davacının herhangi bir talepde bulunabilme ihtimalinin kalmayacağının kabulünün gerektiği, mahkemece bu görüşe de itibar edilmez ise mali yönden yapılan inceleme neticesinde 2017 yılında gerçekleştirilen… ise 14.422,68 TL kâr ile kapatıldığının tespit edildiği “görülmüştür. İtirazlar üzerine hazırlanan ek raporda, kök rapor aynen tekrar edilmiştir.
Raporun, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Eksik alınan 120,60 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK.’nun 361/1.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere 22/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.