Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/1266 E. 2023/336 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1266 – 2023/336
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1266
KARAR NO : 2023/336
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2021
NUMARASI : 2020/602 E.- 2021/443 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 24/02/2023
Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının “…” adlı özel konaklama tesisi sınıfında faaliyet gösterdiğini, buna ilişkin olarak TC Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilmiş olan turizm işletme belgesinin bulunduğunu, davalı kurum tarafından yapılan abone sözleşmesine ve fatura incelemelerinde yüksek tarife üzerinden hesaplama yapıldığının tespit edildiğini, davacı şirketin turizm işletme belgesinin mevcut olduğu için 2634 sayılı kanunun 16. maddesi kapsamında su faturalarına sanayi ve meskenlere uygulanan tarifenin en düşüğü üzerinden ücretlendirme yapılması gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere, alacağın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı şirketin abone olduğunda Turizm Teşvik Belgesini davalı şirkete ibraz etmediğini, sonradan ibraz edilen belge ile geriye dönük olarak indirim uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, indirimli tarife uygulamasına yasal değişiklikle son verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı süresinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacı şirketin Turizm Teşvik Belgesinin bulunması nedeni ile indirimli tarifeden faydalanması gerektiğini, 2634 sayılı T.T Kanunu’nun özel norm niteliğinde olduğunu, 4736 sayılı Kanun’un genel norm niteliğinde olduğunu, Danıştay 8. Dairesi’nin 13.12.2018 tarih 2018/12815 E.- 2018/8326 K. sayılı kararının, Yargıtay 3. H. Dairesi’nin 2016/16934 E. 2018/4660 K.sayılı kararlarının emsal nitelikte olduğunu, mahkeme kararının hatalı olduğunu, tarifenin yanlış belirlendiğini ve bu nedenle fazla bedel tahsil edildiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklanan davacı abone tarafından fazla ödendiği iddia edilen su bedellerinin davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık, turizm teşvik belgeli işletmeye ait su tüketim bedellerinin o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden tahsil edilip edilemeyeceği, buradan varılacak sonuca göre de dava konusu dönemlerde su bedelinin, en düşük tarife yerine işyeri tarifesi üzerinden tahakkuk ve tahsil edilmiş olması nedeniyle, her iki tarife arasındaki fark bedellerin davalı taraftan talepte bulunulup bulunulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 21/04/2022 tarih, 2021/9170 E-2022/3934 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16 ncı maddesi; “Turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler.” hükmünü içermektedir.
Ne var ki, 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde; “Genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idareler, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar, kefalet sandıkları, sosyal güvenlik kuruluşları, genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlar, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları ile müesseseleri, il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, özel bütçeli kuruluşlar, özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanuna tabi kuruluşlar ve özel hukuk hükümlerine tabi, kamunun çoğunluk hissesine sahip olduğu kuruluşlar, kamu banka ve kuruluşları ile bunlara bağlı iş yerleri ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik gereği yapılması gereken ticari indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli tarife uygulanmaz. Belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, toplu taşım hizmetlerinde malul, yaşlı, öğrenci ve basın kimlik kartı sahiplerine indirim uygulamaya yetkilidirler.
24/02/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun, 03/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ve 12/04/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ücretsiz veya indirimli tarife uygulanması ile ilgili hükümleri saklıdır.
Bakanlar Kurulu birinci fıkra hükmünden muaf tutulacak kişi veya kurumları tespit etmeye yetkilidir.
Bu Kanunun yayımı tarihinden önce üçüncü fıkrada belirtilen kanunlar dışında; kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge ve benzeri düzenleyici işlemler ile diğer idari işlemlerle tesis edilmiş bulunan ücretsiz veya indirimli tarife uygulamalarına 31/12/2001 tarihinden itibaren son verilir.” yönünde düzenleme yapılarak 31/12/2001 tarihinden itibaren Kanunda sayılan istisnalar hariç indirimli tarife uygulamalarına son verilmiş ve muafiyetler konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir.
Bunun üzerine, 23/05/2002 tarihli ve 24763 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 12/04/2002 tarihli ve 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurul Kararı ile “Elektrik abonesi bazı kişi ve kuruluşların 08/01/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası hükmünden muaf tutulması ve uygulama esaslarının düzenlenmesine ilişkin ekli Karar’ın yürürlüğe konulması” kararlaştırılmış, adı geçen Karar’ın 2 nci maddesinde, 4736 sayılı Kanun’un 1 inci maddesinden muaf tutulacak kurum ve kuruluşlar belirtilmiş, (b) bendinde ise 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16 ncı maddesi uyarınca turizm belgeli yatırım ve işletmelerin elektrik aboneliğinde indirimli tarifeden yararlanacağı kararlaştırılmıştır.
Bu kapsamda daha evvel, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16′ ncı maddesi uyarınca, turizm belgeli yatırım ve işletmelerin indirimli tarifeden yararlanacakları kararlaştırılmış iken, 4736 sayılı Kanun’un 1′ inci maddesi ile turizm işletmeleri hakkındaki indirimli tarife uygulaması yürürlükten kaldırılmıştır.
Somut olayda; istirdat talebi su aboneliği ile ilgili olup, davacı tarafça Turizm Teşvik Belgesine sahip işletmenin kullandığı su bedelinin 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16. maddesine aykırı şekilde ücretlendirilerek davacı aboneden fazla para tahsil edildiği iddia edilmektedir.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16’ncı maddesi uyarınca, turizm belgeli yatırım ve işletmelerin indirimli tarifeye yönelik muafiyeti, 4736 sayılı Kanun’un 1’inci maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı ve Bakanlar Kurulu Kararı ile de Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16’ncı maddesi uyarınca, turizm belgeli yatırım ve işletmelerin sadece elektrik aboneliğinde indirimli tarifeden yararlanacağı hususunun kararlaştırılmış olduğu gözetildiğinde, mahkemece; davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Eksik alınan 120,60 TL istinaf harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere, 22/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.