Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/123 E. 2022/597 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2020
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT-İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : TARAF VEKİLLERİ
KARAR TARİHİ : 18/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 24/05/2022
Mahkemece verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflarca imzalanan abonelik sözleşmesi gereğince davalıdan elektrik aldığını, davalı şirketin tanzim ettiği 2016 yılı Ocak ayı için düzenlenen 98.769,82 TL ve 2016 yılı Ağustos ayı için düzenlenen151.866,73 TL fatura tutarlarının fahiş olduğunu, tüketiminin çok üstünde bedel talep edildiğini ve alacak talebinin haksız olduğunu belirterek, aleyhine düzenlenen iki adet fatura için toplam 250.636,55 TL’den borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili olarak cevap dilekçesinde, aleyhine yapılan takibin haksız olduğunu, faturaların fahiş olduğunu, enerji tüketim bedelinin bu kadar olmadığını ve borçlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, aylık endeks ve tüketim okumalarının dava dışı MEDAŞ tarafından yapıldığını, bildirim üzerine davalının müşterilerine fatura tahakkuk ettiğini, dava konusu faturalardaki çarpanın 160 yerine yanlışlıkla 40 olarak sisteme girilmesi nedeniyle eksik ödemeden kaynaklanan dava konusu faturaların düzenlendiğini, elektrik mevzuatı gereğince davacı abonenin faturalardan sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirketin elektrik borcunu ödememesi nedeniyle tahakkuk ettirilen fatura bedellerinin ödenmesi için Konya 7. İcra Müdürlüğünün 2017/12683 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:
Mahkemece, asıl davada davacı şirket adına tahakkuk ettirilen iki faturanın 69.198,83 TL’lık kısmından davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, birleşen dosyada ise davanın kısmen kabulü ile 181.437,62 TL asıl alacak, 16.934,17 TL gecikme zammı, 3.048,15 TL KDV olmak üzere toplam 201.419,94 TL üzerinden takibin devamına ve kabul edilen miktar üzerinden alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalı şirketin 2016 Ocak ve Ağustos aylarına ilişkin “Tüketim bedeli değişikliği” adı altında 250.636,55 TL fatura düzenleyerek gönderdiğini, faturaların fahiş olduğunu, kullanımın ortalama oranlara göre çok yüksek olduğunu, aylık 8.000-9.000 TL ödendiğini, farkın yüksek olduğunu, davalının öncelikle tüketim bedeli, sonra çarpan hatası dediğini, fahiş fatura düzenlendiğini, mahkemenin geçmiş yıllar tüketim bedellerine dikkat etmediğini, keşif yaparak tüketim miktarını hesaplayabileceğini, davalıya borçlarının olmadığını, çarpan hatasından davalının müterafik kusurlu olduğunu, %50 indirim yapılması gerektiğini, mahkemenin %20 hakkaniyet indiriminin Yargıtay kararına göre az olduğunu, haksız talep edilen miktar için %20 kötüniyet tazminatı verilmesi gerektiğini ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı adına tahakkuk ettirilen fatura bedelinin tüketim değişikliği nedeniyle değiştiğini, çarpan farkının sisteme hatalı girilmesi nedeniyle faturanın eksik düzenlendiğini, yapılan düzeltme ile ek faturada enerji bedelinin doğru tahakkuk ettirildiğini, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13. maddesine uygun olduğunu, somut olayda hakkaniyet indiriminin şartlarının oluşmadığını, söz konusu bedelin lehe takdir edilmiş bir tazminat değil, davalının kullandığı enerji bedeli olduğunu, davacının faturayı EPTHY’nin 13/3. maddesine göre 15 günlük sürede itiraz etmediği için kesinleştiğini, yargılama giderlerinin kabul ret oranı gözetilmeden sorumlu tutulduklarını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Asıl davada, davacı adına tahakkuk ettirilen fatura bedellerinden borçlu olmadığının tespiti, birleşen davada ise, ödenmeyen fatura bedelleri için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkâr tazminatının tahsili talep edilmektedir.
Konya 7. İcra Müdürlüğünün 2017/12683 E.sayılı dosyası, dava ve takip konusu edilen 25/05/2017 son ödeme tarihli, 10/05/2017 tanzim tarihli …. nolu 2016 yılı Ağustos ayına ilişkin 151.866,73 TL tutarlı fatura ile 25/05/2017 son ödeme tarihli, 10/05/2017 tanzim tarihli … nolu 2016 yılı Ocak ayına ilişkin 98.769,82 TL tutarlı faturaların örnekleri, elektrik abonelik dosyası ve tüketim ekstrelerinin örnekleri ile tüm kayıt ve belgeler dosyaya kazandırılmıştır.
08.05.2014 tarihli ….. Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinde;
(1) Bu madde kapsamındaki hatalar; sayacın hatalı okunması, yanlış tarife veya reaktif ve aktif enerjiye ilişkin yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması gibi hususlardır. Mükerrer ödeme bildirimi de bu fıkra kapsamında değerlendirilir.
(2) Bu madde kapsamındaki hatalara karşı, tüketici tarafından ödeme bildiriminin yapıldığı tarihten itibaren bir yıl içerisinde görevli tedarik şirketine itiraz edilebilir. İtirazın yapılmış olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İtiraza konu tüketim bedeli ile tüketicinin bir önceki tüketim döneminde ödemiş olduğu tüketim bedeli arasındaki farkın yüzde otuzdan fazla olması durumunda tüketici, bir önceki dönem tüketim bedeli kadarını son ödeme tarihine kadar ödeyebilir. Bu durumda tüketiciye 15 inci madde hükümleri uygulanmaz.
…… (5) İnceleme sonucuna göre;
a) İtirazın haklı bulunması durumunda, itiraza konu tüketim bedelinin ödenmiş olması halinde, fatura tutarındaki farklar, kullanım dönemi birim fiyatlarıyla ve gecikme zammı ile birlikte, tüketicinin talebi halinde nakden ve defaten ve en geç üç iş günü içinde, diğer hallerde mahsuplaşmak suretiyle ilgili tüketiciye iade edilir. İadenin mahsuplaşmak suretiyle yapılması halinde, mahsuplaşmayı içeren ödeme bildiriminin düzenlenme tarihine kadar gecikme zammı uygulanır.
b) İtirazın kısmen haklı bulunması durumunda, itiraza konu tüketim bedelinin ödenmemiş olması halinde, tahsil edilmesi gereken kısım, takip eden ilk faturaya yansıtılmak suretiyle, tüketiciden tahsil edilir.
c) İtirazın haklı bulunmaması halinde, itiraza konu tüketim bedelinin tahsil edilmeyen kısmı, fatura son ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte, tüketiciden tahsil edilir.
(6) Bu madde çerçevesinde dağıtım şirketi veya ilgili tedarikçi tarafından hatalı tespitte bulunulduğu sonucuna varılması halinde,
a) Yapılan tespitin dağıtım şirketinin ve/veya tedarikçinin lehine olması durumunda,
1) Tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 12 ayı, bulunmaması halinde ise doksan günü aşamaz.
2) Tüketici tarafından ödenecek tutar, tüketicinin talep etmesi halinde, tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre içerisindeki ay sayısı kadar eşit taksitler halinde ödenir. Bu bent kapsamında yapılacak hesaplamalarda ve taksitlendirmede gecikme zammı uygulanmaz.
b) Yapılan tespitin tüketicinin lehine olması durumunda, tüketimdeki farklar, gecikme zammı ile birlikte, tüketicinin talebi halinde nakden ve defaten ve en geç üç iş günü içinde, diğer hallerde mahsuplaşmak suretiyle ilgili tüketiciye iade edilir.
c) Tüketimdeki farklar, kullanım dönemindeki tarifeler üzerinden hesaplanır.
B) Sayacın müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle doğru tüketim kaydetmediği durumda,
B-1) 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 20. maddesinde; (1) Sayacın, müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle doğru tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde,
a) Sayacın eksik veya fazla tüketim kaydettiği miktarın elektrik sayaçları tamir ve ayar istasyonlarında teknik olarak tespit edilmesi durumunda söz konusu tespit dikkate alınarak,
b) (a) bendinde düzenlenen tespitin bulunmadığı durumlarda; varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa sayaç doğru çalışır duruma getirildikten sonra müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması dikkate alınarak, hesaplama yapılır ve fark tahakkuk ettirilir.
(2) Tahakkuka esas süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 12 ayı, bulunmaması halinde ise 90 günü aşamaz. (08/09/2010 öncesi yapılan değişiklikten önce söz konusu süre sınırlamasının bulunmadığı, ilgili tarihteki değişiklikle süre sınırlaması getirildiği)
(3) Tüketimdeki farklar, ilgili dönem birim fiyatlarıyla ve gecikme zam olmaksızın, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından müşteriye tahakkuk ettirilir. Müşterinin talep etmesi durumunda söz konusu miktar tahakkuk süresi kadar eşit taksitler halinde ödenir.
B-2) Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğini yürürlükten kaldıran 08.05.2014 tarihli … Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 14. maddesinde ise;
(1) Sayacın, tüketicinin kusuru dışında herhangi bir nedenle;
…. b) Doğru tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde,
1) Sayacın eksik veya fazla tüketim kaydettiği miktarın sayaç dışı bir unsurdan kaynaklanması ve bunun dağıtım şirketince yerinde yapılan incelemede, teknik olarak tespit edilmesi durumunda bu tespit dikkate alınarak,
2) Sayacın eksik veya fazla tüketim kaydettiği miktarın elektrik sayaçları tamir ve ayar istasyonlarında teknik olarak tespit edilmesi durumunda söz konusu tespit dikkate alınarak,
3) (1) ve/veya (2) numaralı alt bentlerde düzenlenen tespitin bulunmadığı durumlarda; varsa tüketicinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, tespit tarihinden sonraki tüketicinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması dikkate alınarak, hesaplama yapılır ve fark tüketiciye iade veya fatura edilir.
c) (a) ve (b) bendinde belirtilen hallerde, geçmiş dönemlerde sağlıklı olarak ölçülmüş tüketimleri bulunmayan ve mevsimsel olarak belirli dönemlerde yoğun tüketim yapılan tarımsal sulama, yazlık mesken, turizm sektörü gibi kullanım yerlerinde, benzer özelliklere sahip kullanım yerlerinin tüketimleri dikkate alınarak geçmiş dönem tüketimleri bu madde kapsamında hesaplanır ve (a) bendi kapsamında tüketiciye fatura edilir, (b) bendi kapsamında ise fark tüketiciye iade veya fatura edilir. Bu çerçevede, kullanım yerindeki elektrik enerjisi tüketim miktarını etkileyebilecek değişiklikler de dikkate alınmak suretiyle, bir sonraki yılda aynı döneme ilişkin olarak tüketicinin tüketimi ile bu fıkra kapsamında hesaplanan tüketim miktarı arasında ortaya çıkan farkın tüketici lehine olması halinde fark, nihai yıl tarifeleri dikkate alınarak tüketiciye iade edilir. Aksi durumda ise fark aynı şekilde hesaplanarak tüketiciye fatura edilir.
(2) Faturaya esas süre, doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde on iki ayı geçemez. Söz konusu bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde ise, faturaya esas sürenin başlangıcı olarak, son endeks okuma ile tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme işlemleri gibi, sayaç mahallinde dağıtım şirketince gerçekleştirilmiş olan en son işlem tarihi esas alınır. Ancak bu süre hiçbir şekilde doksan günü geçemez.
(3) Bu madde kapsamında faturalamaya esas sürenin başlangıcı, ikili anlaşma veya perakende satış sözleşmesinin imzalandığı tarihten önceki bir tarih olamaz.
(4) Bu madde kapsamında yapılan faturalama işleminde sayacın hiç tüketim kaydetmediği veya eksik tüketim kaydettiği dönem birim fiyatları kullanılır ve gecikme zammı uygulanmaz. Tüketicinin talep etmesi durumunda söz konusu miktar, faturaya esas alınan tüketim döneminin içerisindeki ay sayısı kadar eşit taksitler halinde ödenir. Taksitlendirme yapılması halinde uygulanacak gecikme zammı oranı, bu Yönetmelikte belirlenen gecikme zammı oranını hiçbir şekilde aşamaz. Eksik tüketim kaydedilen durumlarda, önceden ödenmiş olan bedeller, faturaya yansıtılmaz.” hükmü getirilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hakim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Dosya kapsamından, davacı şirket ile davalı şirket arasında 06/07/2015 tarihli elektrik abone sözleşmesinin düzenlendiği, davalı tarafından davacı aleyhine “çarpan hatasından kaynaklanan” Ocak 2016 dönemi için 98.769,82 TL, Ağustos 2016 dönemi için 151.866,73 TL bedelli faturalar düzenlendiği, faturalar nedeniyle davacının 250.636,55 TL borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, aynı faturalar yönünden davalı şirket tarafından 11/12/2017 tarihinde 263.443,29 TL’nın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Hükme esas alınan Elektrik Elektronik Yüksek Mühendisi Hakan Şahin tarafından düzenlenen 21/03/2018 tarihli raporunda; “Çarpan hatası nedeniyle Ocak 2016 dönemi için 74.930,30 TL, Ağustos 2016 dönemi için 162.377,49 TL olduğu, toplam olarak davacının davalıya 237.307,79 TL borçlu olduğu” açıklanmış, taraf vekillerinin itirazları ile düzenlenen 30/11/2018 tarihli ek raporda; “21/03/2018 tarihli raporun doğru olduğu” belirtilmiş, aynı bilirkişinin birleşen dava ile ilgili düzenlenen 23/09/2019 tarihli 2.ek raporunda ise; ” Birleşen davada davacının Ocak 2016 dönemi için 74.530,30 TL, Ağustos 2016 dönemi için 162.377,49 TL, toplam 237.307,79 TL asıl alacağı, 22.148,73 TL gecikme zammı, 3.986,77 TL gecikme zammı KDV’si olmak üzere toplam 263.443,29 TL alacaklı olduğu”na ilişkin yapılan açıklamaya taraf vekillerince itiraz edilmesine rağmen, mahkemece; 13/07/2020 tarihli celsede ara kararı ile “mevcut rapor ve ek raporlarının yeterli olduğu” gerekçesi ile taraf vekillerinin itirazlarının reddine karar verilerek, bilirkişi raporunda belirlenen rakamdan %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak hüküm kurulmuştur.
Hükme esas alınan ve itiraza uğrayan bilirkişi raporunun, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
Çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren konularda, bilirkişi raporlarına karşı itirazları değerlendirmek de uzman bilirkişilerin görevidir.
Ayrıca, doğru tarifenin uygulanması için gerekli dikkat ve özeni göstermeyen davalının kusurlu olduğu, TBK.’nın 114.maddesi delaleti ile TBK.’nun 52.maddesine göre ve emsal Yargıtay İçtihatlarına göre %50 oranında davalının müterafik kusurlu olduğu kabul edilmektedir.
Bu durumda, mahkemece; yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında konusunda uzman üçlü bilirkişi heyetinden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği çarpan hatasından kaynaklanan bedelin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre hesaplanması, davalı elektrik dağıtım şirketinin (Yargıtay İçtihatlarına göre) %50 müterafik kusurlu olduğu dikkate alınarak TBK.’nun 114.maddesi delaleti ile TBK.’nun 52.maddesi gereğince indirim yapılarak, hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, itiraza uğrayan, yeterli olmayan bilirkişi raporuna göre ve ayrıca hatalı olarak %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (Yargıtay 3.H.D. 2019/3007 E., 5922 K., 2017/15754 E., 2019/2336 K., 2018/52, 2018/6500 K.sayılı ilamları).
Ayrıca, dava konusu alacağın belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden (likit olmadığından), icra inkâr tazminatına karar verilmesi de isabetli değildir.
Belirtilen nedenlerle, mahkemece; dava konusu ihtilafı çözücü nitelikte bilirkişi incelemesi yapılmadan, tarafların eşit kusurlu olduğu ve davalı elektrik dağıtım şirketinin de kusuru oranında (%50) sorumlu tutulması gözetilerek hesaplama yapılmadan, gerekli deliller toplanmadan, yeterli inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
İnceleme 6100 sayılı HMK’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-) KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 13/07/2020 tarih, 2017/380 E., 2020/435 K.
sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
4-) Taraflarca yatırılan peşin harcın talep halinde iadesine,
5-)İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a- maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.