Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/1175 E. 2023/312 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1175 – 2023/312
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1175
KARAR NO : 2023/312

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2021
NUMARASI : 2020/585 E.- 2021/334 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 22/02/2023

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP:Davacı vekili dava dilekçesinde davacı şirkete ait iki ayrı işletmede otelcilik faaliyeti yürütüldüğünü, bu işletmelere ilişkin Turizm Teşvik Belgesi olmasına rağmen davalı … tarafından yüksek tarife üzerinden fatura tahakkuk ettirildiğini, ücretlendirmenin de yüksek tarife üzerinden yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile fazladan tahsil edilen bedellerin şimdilik 1.000,00 TL’sinin ileride tespit edilecek alacak miktarının tamamının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: : Davalı vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı definde bulunmuş, esas yönünden ise, davacı tarafın hiçbir itirazı kayıt ileri sürmeden fatura bedellerini ödediğini belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna gidilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf talebinde, davacı tarafından dosyaya kazandırılmış bulunan ve abonelik süresinde de geçerliliğini koruyan Turizm İşletme Belgeleri bulunduğunu, 2634 Sayılı Turizm Teşvik Kanunun 16. maddesinde turizm belgeli yatırım ve işletmelerin su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden ödeneceği hususunun kararlaştırıldığını, bu yasal düzenlemeye rağmen davalının davacı şirket hakkında yüksek tarife üzerinden faturalandırma yapılmasının yasal mevzuata aykırı olduğunu, bu bedellerin iade edilmesi gerektiğini, özel norm niteliği bulunan 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ve 16. maddesi yürürlükte iken, genel norm niteliğine haiz 4736 sayılı Kanunun 1. maddesinin uygulanma imkanının bulunmadığını, bu konuya ilişkin emsal yargı kararlarının bulunduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklanan davacı abone tarafından fazla ödendiği iddia edilen su bedellerinin davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık, turizm teşvik belgeli işletmeye ait su tüketim bedellerinin o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden tahsil edilip edilemeyeceği, buradan varılacak sonuca göre de dava konusu dönemlerde su bedelinin, en düşük tarife yerine işyeri tarifesi üzerinden tahakkuk ve tahsil edilmiş olması nedeniyle, her iki tarife arasındaki fark bedellerin davalı taraftan talepte bulunulup bulunulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 21/04/2022 tarih, 2021/9170 E-2022/3934 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16 ncı maddesi; “Turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler.” hükmünü içermektedir.
Ne var ki, 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde; “Genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idareler, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar, kefalet sandıkları, sosyal güvenlik kuruluşları, genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlar, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları ile müesseseleri, il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, özel bütçeli kuruluşlar, özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanuna tabi kuruluşlar ve özel hukuk hükümlerine tabi, kamunun çoğunluk hissesine sahip olduğu kuruluşlar, kamu banka ve kuruluşları ile bunlara bağlı iş yerleri ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik gereği yapılması gereken ticari indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli tarife uygulanmaz. Belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, toplu taşım hizmetlerinde malul, yaşlı, öğrenci ve basın kimlik kartı sahiplerine indirim uygulamaya yetkilidirler.
24/02/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun, 03/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ve 12/04/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ücretsiz veya indirimli tarife uygulanması ile ilgili hükümleri saklıdır.
Bakanlar Kurulu birinci fıkra hükmünden muaf tutulacak kişi veya kurumları tespit etmeye yetkilidir.
Bu Kanunun yayımı tarihinden önce üçüncü fıkrada belirtilen kanunlar dışında; kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge ve benzeri düzenleyici işlemler ile diğer idari işlemlerle tesis edilmiş bulunan ücretsiz veya indirimli tarife uygulamalarına 31/12/2001 tarihinden itibaren son verilir.” yönünde düzenleme yapılarak 31/12/2001 tarihinden itibaren Kanunda sayılan istisnalar hariç indirimli tarife uygulamalarına son verilmiş ve muafiyetler konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir.
Bunun üzerine, 23/05/2002 tarihli ve 24763 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 12/04/2002 tarihli ve 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurul Kararı ile “Elektrik abonesi bazı kişi ve kuruluşların 08/01/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası hükmünden muaf tutulması ve uygulama esaslarının düzenlenmesine ilişkin ekli Karar’ın yürürlüğe konulması” kararlaştırılmış, adı geçen Karar’ın 2 nci maddesinde, 4736 sayılı Kanun’un 1 inci maddesinden muaf tutulacak kurum ve kuruluşlar belirtilmiş, (b) bendinde ise 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16 ncı maddesi uyarınca turizm belgeli yatırım ve işletmelerin elektrik aboneliğinde indirimli tarifeden yararlanacağı kararlaştırılmıştır.
Bu kapsamda daha evvel, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16 ncı maddesi uyarınca, turizm belgeli yatırım ve işletmelerin indirimli tarifeden yararlanacakları kararlaştırılmış iken, 4736 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi ile turizm işletmeleri hakkındaki indirimli tarife uygulaması yürürlükten kaldırılmıştır.
Somut olayda; davacı ile davalı arasında 18/09/2019 tarihli su abonelik sözleşmesi bulunduğunu, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu 16 ncı maddesi uyarınca turizm belgeli yatırım ve işletmelerin su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden ödemesi gerektiğini ileri sürerek, 31/01/2016-31/01/2019 dönemine ilişkin olarak fazla ödediği miktarın istirdatı için eldeki davayı açmıştır.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16 ncı maddesi uyarınca, turizm belgeli yatırım ve işletmelerin indirimli tarifeye yönelik muafiyeti, 4736 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı ve Bakanlar Kurulu Kararı ile de Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16 ncı maddesi uyarınca, turizm belgeli yatırım ve işletmelerin sadece elektrik aboneliğinde indirimli tarifeden yararlanacağı hususunun kararlaştırılmış olduğu gözetildiğinde mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Eksik alınan 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kayıdna,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere, 22/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.