Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2021/1124 E. 2022/137 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 10/02/2022
Mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının davacıya ait araç servis hizmetinden faydalandığını, hizmet bedelinin ödenmemesi üzerine Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2019/14268 E. sayılı icra dosyası üzerinden davalı aleyhine icra takibi yapıldığını belirterek, takibe vâki itirazın iptali ile takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalı şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu durumun davalının ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte taraflar arasındaki ticari ilişkinin halen devam ettiğini belirterek, haksız açılan davanın reddi ile davacının icra takibinde kötü niyetli olması sebebiyle alacağın %20′ sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, davanın kabulü ile davalının Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2019/14268 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptaline, takibin 10.998,61 TL asıl alacak, 615,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.614,41 TL üzerinden devamına, itiraza konu alacağın %20’si oranında olan 2.322,88 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna gidilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf talebinde, davacı şirkete herhangi bir borcun bulunmadığını, bu durumun ticari defter kayıtları ile sabit olduğunu, hatalı tespit içeren bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, icra inkâr tazminatı miktarının yüksek olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanı reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davada, araç tamirinden kaynaklanan fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkâr tazminatı talep edilmektedir.
Uyuşmazlık, araç tamirinden kaynaklanan fatura bedeli ile sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hükme esas alınan uzman bilirkişinin 24/02/2021 tarihli raporunda; “Dosya kapsamından ve tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde, davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutup, tasdik ettirildiği, taraflar arasında otomotiv sektöründeki ticari ilişkilerden kaynaklanan iş ilişkisi
olduğu ve dava konusu alacağa ilişkin faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı
olduğu, takip tarihi itibariyle davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirketten 20.801,73
TL alacaklı olduğu, davacı şirketin bu alacağın l 0.998.6l TL lik kısmını takip konusu
yaptığı, davalı şirketin ticari defterlerinde ise takip ve dava tarihi itibariyle davacı şirkete
10.998,56 TL borçlu olduğu, sonuç olarak tarafların defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, bu nedenle takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalıdan 10.998,60 TL alacağı oldugu ve bu alacağa 3095 S.K. na göre (%1.9.5 faiz)
takip tarihine kadar 6l5.80 TL faiz hesaplandığı, uygulanacak faiz oranı hakkında
takdirin mahkemeye ait olduğu” belirtilmiştir.
Raporun;hüküm kurmaya ve istinaf denetimine elverişli bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
İİK. 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Alacaklı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için, mahkemenin borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın haksız olduğuna karar vermesi gerekir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ile takip tarihine göre itiraz olunan alacağın likid (muayyen)-belirli olup olmadığına bakmak gerekir. Likit alacaklarda alacak miktarı belirlidir. Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinebilecek durumdadır. İİK’nun 67/2.madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Bu durumda, mahkemece; dava konusu alacağın tespiti yargılama ve bilirkişi incelemesi gerektirdiği, alacağın likit ve muayyen olmadığı anlaşıldığından, icra inkâr tazminatına karar verilmesi doğru görülmemiştir
Ancak, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 2. maddesinde yer alan “İtiraza konu alacağın %20’si oranında olan 2.322,88 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,” cümlesinin silinerek yerine “Koşulları oluşmadığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine,” cümlesinin yazılması suretiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA karar verilmesi gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İnfazda duraksamaya yol açmamak için hükmün kesinleşen kısımlarına kararda aynen yer verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-A)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE,
1-Davanın kabulü ile davalının Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2019/14268 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin 10.998,61 TL asıl alacak, 615,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.614,41 TL üzerinden devamına
2-Koşulları oluşmadığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine,
3-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’nin 13.maddesi gereğince hesaplanan takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan 622,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-.Alınması gerekli 793,38 TL harçtan peşin alınan 140,28 TL harcın düşümü ile arta kalan 653,10 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-Peşin alınan 140,28 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2. Maddesi gereğince Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
II)-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan harç ve masraflar yönünden;
1)-İstinaf başvurusu sırasında davalıdan alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalıya iadesine,
2)-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3)-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/(1)-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere, 09/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.