Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/980 E. 2021/995 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2020
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 22/09/2021

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında … abonelik sözleşmesi bulunduğunu, fatura borçlarının ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine …. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının yetki ve borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, … Yönetmeliğinde hem yetki hem de borca itiraz halinde izlenecek yolun düzenlenmediğini, itirazda yetkili icra dairesi … olarak gösterildiğinden davanın …’de açıldığını belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
… Asliye Ticaret Mahkemesinin, 02/07/2020 tarih,…… sayılı kararı ile yetkili … İcra Müdürlüğü’nde itirazın iptaline konu takip bulunmadığından bahisle HMK’nun 114., 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, ….. S.Y. ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmelik dikkate alınmadan hatalı karar verildiğini, yönetmelikte borca itiraz durumunda … S.Y. hükümlerinin uygulanacağının, yetkiye itiraz durumunda ise sistem üzerinden yetki itirazının kabul seçeneğinin seçileceğinin belirtildiğini, hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü … olarak gösterildiğinden davanın …’de açıldığını, sözleşmeden kaynaklanan yetkiye itiraz edilmediği takdirde takibin açıldığı icra müdürlüğünün yetkili hale geleceğini, davada kesin yetkinin söz konusu olmadığını, davalı şirketin cevap dilekçesi vermediğini ve yetki itirazında bulunmadığından davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geldiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada, … aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir.
…. nolu ….. dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından, 12/10/2019 tarihli …. takip talebi ile davalı aleyhine 25.169,30 TL tutarında alacak için takip yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 21/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin 25/10/2019 tarihli dilekçe ile yetkili icra dairelerinin … İcra Daireleri olduğu belirtilerek takibe, yetkiye, borca, faize ve fer’ilerine itiraz edildiği anlaşılmıştır.
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un “Kapsam” başlıklı 2. maddesi; “1) Bu Kanun, 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda ve diğer mevzuatta düzenlenen abonelik sözleşmeleri ile bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan ve avukatla takip edilen para alacaklarına ilişkin icra takiplerini kapsar. (2) Birinci fıkra kapsamındaki icra takipleri ancak bu Kanunda belirlenen yöntemle başlatılabilir. Aksi hâlde icra dairesi takip talebini reddeder.” şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı Kanun’un 4/2-c maddesinde; “Takip talebinde aşağıdaki hususlar yer alır: …(c) Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı ve soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası: tüzel kişi ise unvanı, vergi kimlik numarası, biliniyorsa ticaret sicil numarası ve Merkezi Sicil kayıt Sistemi numarası: adresi, biliniyorsa telefonu ve elektronik iletişim bilgileri”nin yazılacağı hususunun belirlendiği, böylece … ile bütün abone sözleşmeleri kapsamında tüketici-tacir ayrımı yapılmadan bütün aboneler hakkında …’nin uygulanacağı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Yine aynı Kanun’un “Ödeme emrine itiraz” başlıklı 7.maddesinin 1.bendinde “Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde, herhangi bir icra dairesine başvurarak ödeme emrine itiraz edebilir, 3.bendinde; “Süresi içinde borca yapılan itiraz üzerine icra takibi durur. Duran takip hakkında, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır” denilmektedir.
Nitekim, 29.05.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan , 01/06/2019 tarihinde yürürlüğe giren Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Yönetmeliğin “Ödeme emrine itiraz” başlıklı 11/6.maddesinde “Duran takip hakkında 2004 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen 20/01/2011 tarihli “… … Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi”nin 7.maddesinde “Kurumsal aboneler için İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı” hususunun kararlaştırıldığı, davacı tarafından 12/10/2019 tarihinde … ile Ankara İcra Dairesinde başlatılan icra takibine karşı davalı vekili tarafından borca, faize, yetkiye süresinde itiraz edildiği anlaşılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50.maddesinde; “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun selahiyete dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe selahiyetlidir” hükmü gereğince, davada HMK.’nun yetki ile ilgili maddeleri dikkate alındığında, mahkemece; yetkili icra dairesinde takip yapılamadığından bahisle HMK.’nun 114. ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır.
HMK.’nun “Yetki sözleşmesi” başlıklı 17.maddesinde, düzenlenen; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü gereğince, tarafların İstanbul Mahkemeleri ve icra dairelerini yetkili kıldıkları anlaşıldığına göre, hüküm fıkrasında “… İcra Müdürlüğü” yazılması doğru görülmemiştir.
Ancak, belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasında yazılı bulunan “Yetkili … İcra Müdürlüğünde itirazın iptaline konu takip bulunmadığından HMK’nun 114., 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin reddine” cümlesinin silinerek, yerine “HMK’nun 114., 115. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,” cümlesinin yazılması suretiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile hükmün HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR verilmesi gerekmiştir.
İnfazda duraksamaya yol açmamak için hükmün kesinleşen kısımlarına kararda aynen yer verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
I-A)-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince kısmen kabulü ile … Asliye Ticaret Mahkemesinin, 02/07/2020 tarih, ….. sayılı kararının aşağıdaki şekilde düzeltilmesine,
HMK’nun 114., 115. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
Alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 429,83 TL harçtan mahsubu ile bakiye 375,43 -TL’nin harcın istek halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Gider avansından bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
B)-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan harç ve masraflar yönünden;
1)-İstinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvuran davacıya iadesine,
2)-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
3)-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/(1)-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere, 21/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.