Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/931 E. 2022/282 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 09/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 14/03/2022
Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında davacı şirketin işlettiği…. adresinde bulunan özel yurt için 2013 yılında 2093166nolu abone sözleşmesi imzaladığını, ön ödemeli elektronik su sayacı kullanıldığını, takılı bulunan 50194860 seri numaralı sayacın davalı tarafından sayaç değişiminden önce 29/09/2017 tarihinde incelendiğini, inceleme sonucunda dijital hata veya üst mekanizmada hata görülmediğini, sayacın kredisi bittiği halde vana arızalı olup kapanmadığını, alınan ve harcanan hanelerine göre işlem yapılması gerekeceğini bildirir şekilde rapor düzenlendiğini, 2017 Nisan ayından itibaren eksi bakiyeye düştüğü ileri sürülerek 13.848,31 TL borç tahakkuk edildiğini, su tüketiminin ortalama yıllık 10.000,00 TL olduğunu, davacının bir yıldan fazla süre boyunca bedelini ödemeden su kullanmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tahakkukun hangi dönem için yapıldığının da belirtilmeden yıllık tüketim bedeli ortalamasının 10.000,00 TL olmasına ve davacı tarafından sürekli olarak kartla su alınmasına rağmen çıkarılan borç tutarının hatalı ve haksız olduğunu ileri sürerek tahakkuk edilen 13.848,31 TL tutarında borcunun olmadığının tespitini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davada Tüketici Mahkemesinin görevli olduğunu, hak düşürücü süre, yetki, derdestlik ve husumet yönünden itirazlarının olduğunu, incelemeler yapılarak çıkarılan tahakkuk ve tahsilatların Yönetmelik ve mevzuata uygun olduğunu, sayacın arıza için Bakanlığa gittiğinde su tüketim miktarının belirlendiğini, tahakkuk edilen miktarın Tarifeler ve Abone… raporuna uygun olduğunu belirterek, zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, …. seri nolu kartlı su sayacının arızalı olduğunu, kredisi bitmesine rağmen su geçişini kesmeyerek su vermeye devam ettiğini ve sayacın arızalı olduğu dönemde 2.074,84 m³ suyun, sayacın vanasının arızalı olması sebebiyle satın alınmadan kullanıldığını, tahakkuk edilen bedelin uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, ibraz edilen su satış raporları incelenmeden hazırlandığını, bilirkişinin 14/10/2016 tarihinde 250,00 TL su alındığını ve 29/09/2017 tarihine kadar su alınmadığını kabul ettiğini, oysa davacının ilgili dönemde her ay su aldığını, su satın aldığına dair belgelerin bulunduğunu, 14/10/2016-22/09/2017 tarihleri arasında 7.444,00 TL su satın alındığını, bu hususun bilirkişi tarafından gözetilmediğini, sayacın su alınmadan tüketime izin vermeyeceğini, bilirkişinin sayacın arızasına ilişkin inceleme yapmadığını, borcun hesaplanmasına yönelik itirazların gözetilmediğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, sayacın teknik kontrolünün davalıya ait olduğunu, sayacın kontrol edilmediğini, hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceğini, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini beyan ederek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davada, davacı aboneye su borcu nedeniyle tahakkuk edilen 13.848,13 TL tutarındaki bedelden borçlu olunmadığının tespiti talep edilmektedir.
Taraflar arasında 2013 yılında …. nolu abone sözleşmesinin imzalandığı belirlenmiştir.
Dosya kapsamından, …. ait 03/11/2017 tarihli yazıda davacıya ait mekanizmanın incelenmesi neticesinde “Dijital hata veya üst mekanizmada hatanın görülmediği, sayacın kredisi bittiği halde vananın arızalı olduğu” hususunun açıklandığı, daha sonra davacıya 2017 Nisan dönemi için 2.074.84 m³ su karşılığı 13.848,31 TL borç tahakkuk edildiği anlaşılmıştır.
… Abone İşleri Dairesi Başkanlığı’nın 13/12/2017 tarihli yazısında; “Aboneliğe tahakkuk edilen borcun kıyaslama, ortalama tüketim vs.olmadığı, kullanılmış su bedeli olduğu, yıllara ait tüketimlerde bariz düşüş olduğu, hesaplamanın sayaçtan geçen su miktarına göre yapıldığı” açıklanmış, 13/02/2018 tarihli yazısında ise; ” 16/12/2011 ile 29/09/2017 tarihleri arasında takılı kalan kartlı sayaca 16.827,481 m³ su alındığı, sayaçtan geçen ve kullanılan su miktarının 18.902.32 m³ olduğu, eksi 2.074.839 m³ karşılığı 13.848,00 TL borç tahakkuk edildiği” belirtilmiştir.
Hükme esas alınan 21/01/2019 tarihli Makine Mühendisi bilirkişi raporunda; …’ye ait 13/02/2018 tarihli yazısının esas alınması suretiyle “satın alınmadan kullanılan 2.074.84 m³ suyun bedeli olarak davalı tarafından tahakkuk edilen 13.848,31 TL borç miktarının uygun olduğu” açıklanmış, davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
Bilirkişi raporunda, davacı tarafından satın alınan su tüketim miktarlarını gösteren belgelerin incelenmediği gibi, taraflar arasında düzenlenen abone sözleşme tarihinden öncesine ait dönem için (16/12/2011 ile 29/09/2017 tarihleri için) neye göre hesaplama yapıldığı konusunda bilimsel verilere uygun açıklama bulunmadığından hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı anlaşılmış olup, … ….13/12/2017 tarihli ve 13/02/2018 tarihli yazılarında borcun kaynağı ile ilgili farklı açıklamalara ilişkin çelişki de giderilmeden hüküm kurulmuştur.
Bu durumda, mahkemece; davacının abonelik ilişkisinin başladığı tarihten (2013 yılından) itibaren kullandığı su belgelerinin dikkate alınarak ve … Abone İşleri Dairesi Başkanlığı’na ait 13/12/2017 ve 13/02/2018 tarihli yazıları ile…… 29/09/2017 tarihli raporu da değerlendirilerek ihtilafı gideren, hüküm kurmaya ve denetime elverişli uzman bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, mahkemece; yukarıda belirtildiği üzere dava konusu uyuşmazlık hakkında uzman bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a,6 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
İnceleme 6100 sayılı HMK’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-) ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 05/11/2019 tarih, 2019/202 E., 2019/862 K..
sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Davacı vekilince yatırılan istinaf peşin harcının istek halinde iadesine,
4-)Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-)İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/03/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.