Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/916 E. 2022/348 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2020
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : TARAF VEKİLLERİ
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 22/03/2022

Mahkemece verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili asıl dosya dava dilekçesinde, davalı şirket hakkında davacı görevlileri tarafından 18/09/2014 tarihinde kaçak atık su tutanağı tanzim edildiğini, davacı tarafından tahakkuk ettirilen kaçak atık su bedelinin tahsili için davalı aleyhine Ankara 1.İcra Müdürlüğü’nün 2014/21226 E.sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını belirterek, takibe vâki itirazın iptali ile %20 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davacı vekili birleşen dosya dava dilekçesinde ise, davalı şirket hakkında tanzim edilen 18/09/2014 tarihli kaçak su tutanağı nedeni ile tahakkuk ettirilen kaçak su bedelinin tahsili için davalı aleyhine Ankara 1.İcra Müdürlüğü’nün 2014/21204 E. sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını belirterek, takibe vâki itirazın iptali ile % 20 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Asıl ve birleşen dosya davalı vekili cevap dilekçesinde, tahakkuk ettirilen kaçak su ve kaçak atık su bedellerine ilişkin tahakkukların haksız olduğunu, kaçak kullanımın söz konusu olmadığını belirterek, haksız açılan asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna gidilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Asıl ve birleşen dosya davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalı şirketin kaçak su ve kaçak atık su kullandığı hususunun tüm dosya kapsamı ile sabit olduğunu, yapılan tahakkukların mevzuata uygun bulunduğunu belirterek, kararın kaldırılarak asıl ve birleşen davaların tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dosya davalı vekili ise istinaf dilekçesinde, davalının kaçak su ve kaçak atık su kullanmadığını, bu durumun tüm dosya kapsamı ile sabit olduğunu, mahkemece verilen kararın aynı sitede oturan diğer malikler hakkında açılan davalarda verilen kararlar ile çelişki oluşturduğu gibi, Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına da aykırı bulunduğunu belirterek, kararın kaldırılarak, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, usulsüz atık su ve kaçak su bedelinin tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takiplerine vâki itirazın iptali ile icra inkâr tazminatı talebine ilişkindir.
Davalı vekilinin istinaf talebinin incelenmesi neticesinde;
HMK’nın 341/2 maddesinde, miktar veya değeri 1.500,00 TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 02.12.2016 tarih, … yayımlanan 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmek suretiyle, söz konusu kesinlik sınırı üçbin Türk Lirasına çıkarılmış ve her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir.
Bu durumda, asıl ve birleşen davalar yönünden asıl istemlerin kabul edilen bölümleri (asıl davada 2.070,30 TL, birleşen davada ise 4.134,20 TL) HMK’nın 341/2. maddesinde açıklanan 5.390,00 TL istinaf başvuru sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, HMK’nın 352.maddesi gereğince asıl ve birleşen davalar yönünden davalı vekilinin istinaf dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl ve birleşen dosya davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi neticesinde ise:
Yargılama sırasında görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 25/05/2017 tarihli raporda; ” Davacı kurum yetkili personeli tarafından 18/09/2014 tarihinde …. adresindeki işyerinde yapılan kontrolde atık su abonesi olmadan usulsüz atık su deşarj ettiği dikkate alınarak 2014/3791 no’lu usulsüz atık su deşarj tutanağı düzenlendiği, düzenlenen tutanakta deşarj edilen atık su miktarının 10 m3/ay üzerinden 6 yıl 6 ay 27 gün için toplam 789 m3 olarak tespit edildiği, davalı şirketin 01/01/2013 tarihli kira sözleşmesi ile aynı işyerinde faaliyette bulunmaya başladığı dikkate alındığında, kaçak su kullanım süresinin tutanak tanzim tarihi ile kira süresinin başlangıç dönemi arasındaki süre olarak tespit edilen 1 yıl 8 ay 17 günlük süre olduğu, tutanak tarihinde geçerli tarife hükümleri esas alınarak yapılan hesaplamaya göre toplam atık su tutarının KDV dahil 717,45 TL, cezalı atık su tutarının ise, 1.328,63 TL olup asıl davada toplam atık su ve atık su ceza miktarının ise, 2.046,08 TL olduğu, haksız eyleme ilişkin tutanak tarihinden itibaren takip tarihine kadar işlemiş 48 günlük faiz tutarı olan 24,22 TL ile birlikte toplam 2.070,30 TL alacağın asıl davada davacı tarafından davalıdan talep edilebileceği; birleşen davada ise, davaya konu işyerinde abone şube hattından galeri içerisindeki sayaçtan önce bağlantı yapılarak kaçak su kullanımı nedeni ile davalının cezalı olarak ödemesi gereken kaçaksu bedelinin yapılan hesaplamaya göre; 4.085,84 TL asıl alacak ve 48,36 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.134,20 TL olduğu ” belirtilmiştir.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, hükme esas alınan 25/05/2017 tarihli bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime ve somut olayın özelliklerine uygun olması, Ankara BAM 24.Hukuk Dairesi tarafından davalının taşınmazının bulunduğu siteye ilişkin olarak verilen emsal kararları, birleşen dosyaya ilişkin olarak istinaf yoluna başvuran tarafın sıfatı dikkate alındığında taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK.’nun 353/1/b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)-1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Eksik alınan 26,30 TL istinaf harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 26,30 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
B)-HMK’nun 341/2-4. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf dilekçesinin MİKTAR İTİBARİYLE REDDİNE,
2-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.