Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/894 E. 2021/939 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2020
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 07/10/2021

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, elektrik tedarik şirketi olan davacı şirket ile serbest tüketici olan davalı şirket arasında elektrik tedarik sözleşmesi düzenlendiğini, hizmet karşılığında tahakkuk ettirilen bir kısım fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediğini, ödenmeyen 72.015,70 TL fatura bedelinin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalı şirketin adresinin Karabük olduğunu, davalı aleyhine açılacak davalarda Karabük Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, aksi takdirde davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden de reddinin gerekmekte olup, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, itirazın iptali davasında öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekip, yetkili icra dairesinde takip yapılmasının itirazın iptali davasının şartlarından biri olduğu, 6100 sayılı HMK’nın yetkiye ilişkin hükümleri çerçevesinde yapılan inceleme neticesinde Ankara Batı icra dairesinin yetkili olmaması nedeniyle davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazı yerinde görülerek yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, takibin para alacağına ilişkin olduğunu, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla itirazın iptali davası açıldığını, TBK’nun 89. maddesi ve HMK’nun 10. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, para borçlarının alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğini, alacaklının sözleşmeden doğan bir para alacağını kendi ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesinde takip konusu yapabileceğini, bu nedenle itirazın iptali davası açısından dava şartının sağlandığını ileri sürerek mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Davada, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeden kaynaklı alacak nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir.
Uyuşmazlık, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
İİK 50. maddesinde; para ve teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı belirtilmektdir.
6100 sayılı HMK’nın “Genel yetkili mahkeme” başlıklı 6. maddesinde; genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri olduğu, “Sözleşmeden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesinde; sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu ve “Yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesinde ;tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılacağı düzenlemelerine yer verilmiştir.
HMK’nın 17. maddesinin 2. cümlesindeki “Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmüne göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan yetki sözleşmesinin, münhasır yetki olacağı maddenin hükümet gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar.
Somut olayda, dosya arasında bulunan taraflar arasında düzenlenen 02/12/2011 tarihli sözleşmenin “Anlaşmazlıklarda yetkili organ” başlıklı 24. maddesinde yer alan “Bu sözleşmenin ve yürürlükteki mevzuatın uygulanmasından doğacak anlaşmazlıkların giderilmesinde yetkili organ Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleridir.” ifadesi ile tacir olan taraflar arasında sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlıklar için Ankara mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili kılındığı ve sözleşmede aksine bir hüküm yer almadığı için bu yetkinin münhasır yetki olduğu, bu durumda dava konusu takibin münhasır yetkili icra dairesinde yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Eksik alınan 4,9 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.