Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/794 E. 2022/61 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2020
NUMARASI :……

DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : TARAF VEKİLLERİ
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 07/02/2022
Mahkemece verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 25/08/2016 tarihinde 185.000,00 TL’ya daire satışı konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince davalı tarafından 90.000,00 TL ve 20.000,00 TL olmak üzere toplam 110.000,00 TL’nın ödendiğini, davacıya peşin ödenen 90.000,00 TL ‘nın teminatı olarak alacaklı davalıya senet verildiğini, daha sonra satışın gerçekleşmediğini, davalının davacıya ödediği satış bedelinin davalı tarafa ödenmesine rağmen davalının senedi iade etmediğini, daire için davalıya 150.000,00 TL’nın iade edildiğini ve verilen senedinde bedelsiz kalmasına rağmen davalının davacı aleyhine Eskişehir 3. İcra Müdürlüğünün 2018/2722 E.sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yaptığını, takibin haksız olduğunu belirterek, senet nedeniyle davalıya 35.000,00 TL borçlu olmadığının tespiti ile %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında kâr payı ortaklık ilişkisi bulunduğunu, davacının müteahhit olduğunu, daire için 25/08/2016 tarihinde 90.000,00 TL peşin ödendiğini, karşılığında davacının 90.000,00 TL’lık senet verdiğini, daha sonra satışın gerçekleşmediğini, davacının aldığı paranın bir kısmını ödediğini, 90.000,00 TL’lık senedin 55.000,00 TL’lık kısmını da ödediğini, bakiye 35.000,00 TL’nın kaldığını, senedin ödenmeyen kısmının icraya konulduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, 25/08/2016 tarihinde daire satış sözleşmesinin (adi yazılı) imzalandığını, davacının satış iptali açıklaması ile davalıya 150.000,00 TL geri ödediğini, davalının davacıya toplam 117.000,00 TL ödeme yaptığından bahisle davanın kabulü ile davacının davalıya dava konusu bonodan dolayı 35.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, alacağın olmamasına rağmen davacı aleyhine takip yapan davalıdan %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminat bedelinin tahsiline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, Anayasanın 48.maddesinde, TBK.’nun 26.ve 27.maddesinde sözleşme özgürlüğüne ilişkin hüküm bulunduğunu, mahkeme kararının hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, doğru değerlendirme yapılmadığını, sözleşmenin özgün nitelikte bir kâr paylaşımı niteliği taşıdığının anlaşılacağını, davalının dairenin yapımına katkı sağlamak bağlamında belirli bir ünsiyeti olan davacıya destek sağladığını, bu finansman ile üretilen gayrimenkulü uygun bir bedelle paraya tahvil eden davacının yol arkadaşlığına uymayan bir yol izlediğini, davalının hakkı olan 35.000,00 TL için takip yapıldığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu ve dosya ile maddi ve hukuksal durumla örtüşmeyen rapor ile karar verildiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davada, harici satış sözleşmesi gereğince teminat olarak verildiği iddia edilen bonodan dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti talep edilmektedir.
Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen 25/08/2016 tarihli “Daire Satış Sözleşmesi” gereğince, satıcı(davacı) tarafından, alıcı(davalı)ya 185.000,00 TL’ya daire satışının yapıldığı, sözleşmenin 10.maddesinde davalının, davacıya peşinat olarak verdiği 90.000,00 TL yönünden, davacının alıcı davalıya 90.000,00 TL’lık teminat senedi verildiği, daha sonra satışın gerçekleşmediği, davacının banka havale dekontuyla davalıya 27/12/2017 tarihinde 80.000,00 TL, 15/02/2018 tarihinde 70.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL geri ödeme yaptığı anlaşılmıştır.
Dava konusu Eskişehir 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2722 E.sayılı icra takip dosyasında, davalı( alacaklı) tarafından, davacı(borçlu) aleyhine 11/12/2017 keşide tarihli, 01/03/2018 vade tarihli, 90.000,00 TL bedelli bonodon dolayı bakiye 35.000,00 TL’nın tahsili talep edilmiştir.
Hükme esas alınan Mali Müşavir bilirkişi raporunda; “TTK 39.madde 1.Bendine göre ” Her tacir, ticari işletmesine ilişkin işlemleri ticaret unvanıyla yapmak ve işletmesiyle ilgili senetlerle diğer belgeleri bu unvan altında imzalanmak zorundadır ” şeklinde olduğunu, davalının ödediğini iddia ettiği 10.000,00 TL tahsilat makbuzunda imza, kaşe, unvan bulunmadığını, davaya konu bonoyla ilgili davalının 7000+90.000+10.000+10.000 olmak üzere toplam 117.000,00 TL ödeme yaptığını, davacının ise davaya konu bonoyla ilgili 80.000,00+70.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL satış iptali açıklamasıyla davalıya geri ödeme gerçekleştirdiğin…… sayılı müzekkerede söz konusu dairenin davalı alıcı … adına tescil edilmediğini, 3.kişilere satıldığını, bu tür daire alım satımlarında Noter kanalıyla ön alım hakkının kullanılması veya tapu dairesinde, tapu sicil harcını ödeyerek tescil ettirilmesi gerektiğini, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler göz önüne alındığında Eskişehir 3.İcra Müdürlüğünün 2018/2722 E sayılı dosyasında takibe konu 11.12.2017 düzenleme tarihli 01.03.2018 vadeli 90.000,00 TL bedelli bonodan dolayı, ön alım hakkının ilgili kanun maddelerine uygun gerçekleştirilmediğini, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler göz önüne alındığında, Eskişehir 3. İcra Müdürlüğünün 2018/2722 E sayılı dosyasında takibe konu 11.12.2017 düzenleme tarihli 01.03.2018 vadeli 90.000,00 TL bedelli bonodan dolayı, davacı satıc….. 35.000,00 TL borçlu olamayacağını, davalıda bulunan 90.000,00 TL bedelli bononun iade edilmesi gerektiği” açıklanmıştır.
Raporun, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca, İİK’nun 67/2maddesinde; “Bu dosyada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı…uygun tazminata mahkum edilir” denilmektedir. Maddeye göre, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında, takip alacaklısının kötüniyetli olması gerekir. Alacaklı, icra takibi başlatmakta kötüniyetli değilse aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmez.
Davacı aleyhine takip yapan davalının, icra takibinde kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden, mahkemece; davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bu durumda, taraflar arasında düzenlenen 25/08/2016 tarihli harici satış sözleşmesi, banka dekontları, icra takip dosyası ve bilirkişi raporu dikkate alındığında, mahkemece; yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b, maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b, maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.390,85 TL harçtan peşin alınan 597,71 TL’nın mahsubu ile geriye kalan 1.793,14 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 517,05 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
….

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.