Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/544 E. 2021/1392 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVALI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 01/12/2021

Mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı şirket tarafından davalı hakkında kaçak elektrik kullandığı iddiası ile tutanak düzenlendiğini, tahakkuk edilen kaçak elektrik bedelini ödemediğini belirterek, kaçak elektrik bedelinin tahsili amacı ile davalı aleyhine Ankara 6.İcra Müdürlüğü’nün …..sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibine takibe vaki itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili beyanında, taraflar arasında abonelik sözleşmesi olmadığını, borcu bulunmadığını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu belirtmiştir.
MAHKEME KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile Ankara 6.İcra Dairesi’nin …. sayılı dosyasına yapılan itirazın 16.261,99 TL alacak yönünden iptaline, takibin bu bedel üzerinden kaldığı yerden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %11,50 ve 6183 sayılı Yasa gereği değişen oranlarda gecikme faizi işletilmesine, icra inkâr tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacıya borcunun olmadığını, abonelik kaydının bulunmadığını, davacıya süre verilmesine rağmen abonelik sözleşmesini sunmadığını, sözleşme bağınında ispat edilemediğini ve hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmediğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada, kaçak elektrik bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkâr tazminatı talep edilmektedir.
Uyuşmazlık, davalının dava konusu edilen kaçak elektrik bedelinden sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı şirket tarafından davalı hakkında 01/09/2016 tarihinde kaçak elektrik tutanağı düzenlendiği, bu tutanağa göre davalının kesilen elektriği açmak suretiyle kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği, tutanağın sorumlu müdür … tarafından imzalandığı ve tutanağı imzalayan…. ticaret sicili kayıtlarına göre davalı şirketin yetkili temsilcisi olduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, mahkemece hükme esas alınan 13/05/2019 ve 17/10/2019 tarihli uzman bilirkişi raporlarına göre davalının …. Yönetmeliğinin 42/1-a maddesi gereğince dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik kullandığı anlaşıldığından, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yerleşmiş uygulamasına göre; abonelik sözleşmesinde ödemelerde gecikme olması hâlinde, 6183 sayılı kanun da belirtilen gecikme zammının istenebilmesi için, gecikme zammına ilişkin şartın açık, anlaşılabilir ve oranları da belirtilmek suretiyle yazılması gerekir. Soyut olarak, salt kanun ve yönetmelik hükümlerine atıf yapılmış olması hâlinde gecikme zammı istenemez, abonenin sıfatına göre yasal faiz istenebilir. Abonelik sözleşmesinde alacağın geç ödenmesi hâlinde 6183 sayılı kanunda belirtilen gecikme zammı uygulanacağına dair bir hüküm yoksa alacağa gecikme zammı değil yasal faiz ilave olunur. Abonelik (elektrik, su, atık su ve doğalgaz) sözleşmesinde; 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı oranının uygulanacağına yönelik bir hüküm yoksa, borç ödenmediği takdirde, normal tüketim bedeline 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı değil, abonenin sıfatına (mesken ise yasal faiz, ticarî ise TTK’nuna tabi aboneler için ticarî faiz, diğer aboneler için yasal faiz) faiz uygulanacaktır. (HGK’nun 22/09/2010 tarih, 2010/13-466 Esas, 2010/410 Karar, 28/11/2012 tarih, 2012/13-624 Esas, 2012/915 Karar, 3. HD’nin 27/02/2014 tarih, 2013/18346 Esas, 2014/3079 Karar sayılı ilâmlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.)
Dosya kapsamından, taraflar arasında abonelik sözleşmesinin ve dolayısı ile taraflarca kararlaştırılmış faiz oranı bulunmadığı anlaşıldığından, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken, %11,50 ve 6183 sayılı Yasa gereğince değişen oranlarda gecikme faizi işletilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ancak, belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 1. fıkrasında yer alan “….asıl alacağa takip tarihinden itibaren %11,50 ve 6183 sayılı Yasa gereği değişen oranlarda gecikme faizi işletilmesine,” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak, yerine “…. asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi işletilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA karar verilmesi gerekmiştir.
İnfazda duraksamaya yol açmamak için hükmün kesinleşen kısımlarına kararda aynen yer verilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK.’nun 355. md. hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenler ile;
A)-I Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE;
1-Davanın kabulü ile Ankara 6. İcra Dairesi’nin ….. sayılı dosyasına yapılan itirazın 16.261,99 TL alacak yönünden iptaline, takibin bu bedel üzerinden kaldığı yerden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi işletilmesine,
2-İcra inkâr tazminat talebinin reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 1.110,86 TL nispi karar ve ilam harcın, peşin alınan 277,72 TL’nin mahsubu ile noksan olan 833,14 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-AAÜT gereğince davacı yararına hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 277,72 TL peşin harç olmak üzere toplamı 309,12 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 189,90 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı, 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 839,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
II)-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan harç ve masraflar yönünden;
1-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,
2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 40,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/(1)-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere, 30/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.