Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/423 E. 2021/320 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : ..
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2017
NUMARASI : …


DAVANIN KONUSU : ALACAK
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : TARAF VEKİLLERİ
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 12/03/2021

Mahkemece verilen karara karşı taraf vekileri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalı arasında elektrik satışına ilişkin abonelik sözleşmesinin bulunduğunu, davacı tarafından kullanılan elektrik bedeli hesaplanırken parekende satış hizmet bedeli altında davacıdan fazla bedel alındığını, Danıştay 13.Dairesinin 06/04/2011 gün ve….sayılı dosyasında verilen karar uyarınca parekende satış hizmet bedeli sabit olması gerekirken nispi olarak taahhuk ettirildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik Mayıs 2007 dönemine ilişkin olarak fazla tahsil edilen 878,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 28/05/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile bu talebini 20.962,00 TL’na çıkarmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, yetki, husumet itirazı ve zaman aşımı def’inde bulunmuş, esas yönünde ise yapılan tahsilatların EPDK kara rlarına göre yapıldığını belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 20.875,90 TL’nin, 878,00 TL’sinin dava tarihinden, geri kalan bölümünün ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna gidilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf talebinde, asıl alacağa ödeme tarihinden itibaren gecikme zammı uygulanmasını, ayrıca asıl alacağa uygulanan gecikme zammına KDV tatbik edilmesi gerektiğini belirterek, kararın bu yönler itibariyle düzeltilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise istinaf talebinde, usule ilişkin itirazlarını tekrar ederek, açılan davanın haksız olduğunu, yapılan tahsilatların mevzuata uygun bulunduğunu, PSH bedelinin 6719 sayılı Kanun kapsamında kalması nedeni ile bu talep hakkında davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının basiretli bir tacir olarak kendisinin serbest tüketici olup olmadığını takip edebileceği, bu hususa özen göstermeyerek zararın artmasına sebep olduğunu, bu nedenle TBK’nun 52. maddesi gereği indirim sebeplerinin uygulanması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız yere tahsil edildiği iddia edilen PSH bedellerinin davalı … şirketinden gecikme zammı ve KDV’si ile birlikte istirdatı talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık, fatura ödemeleri kapsamında davalı şirket tarafından tarafından tahsil edilen PSH bedellerinin maktu oranda mı yoksa nisbi oranda mı tahsil edileceği, asıl alacağa gecikme zammı ve KDV uygulanıp uygulanmayacağı ve faizin başlangıcı noktalarında toplanmaktadır.
Danıştay 13. Dairesinin 06.04.2011 tarih ve… Karar sayılı kararıyla, (EPDK)’nın 875 sayılı Kurul kararının ekinde yer alan 20 dağıtım şirketi için …. geçiş döneminde uygulanmasına ilişkin II. Bölümünün B bendi ; “Sayaç okuma ve faturalandırma hizmetlerine ilişkin maliyetlerin abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit bir ücret uygulanması gerektiğinin ortada olduğu, kaldı ki buna ilişkin maliyetlerin metodolojinin 1. Bölümünde abone başına sabit bir ücret olarak belirlendiğinin açık şekilde ifade edildiği” belirtilmek suretiyle iptal edilmiştir.
Danıştay 13. Dairesinin anılan kararı ise; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 24.05.2012 tarih ve …sayılı kararı ile “davacı şirketin ürettiği elektriği serbest tüketicilere sattığı ve perakende satış hizmet tarifesinin Kwh üzerinden alınmasına ilişkin kuralın “Serbest tüketiciler” yönünden hukuka aykırı olduğu iddiasında bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda davacının dava konusu işlemlerin iptali isteminin “serbest tüketiciler”e yönelik olduğu dikkate alındığından, Daire kararının da “serbest tüketiciler”le sınırlı olarak uygulanacağı belirtilerek onanmıştır.
İptal kararları, iptali istenen tasarrufu ve ona bağlı işlemleri yapıldıkları tarihten itibaren ortadan kaldırır, geçmişe etkilidir, işlem hiç yapılmamış gibi hüküm ve sonuç doğurur, işlemden önceki hukuki duruma dönülür ve genel etkilidir.
Yargılama sırasında görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti 16/11/2017 tarihli raporlarında; “Davacının serbest tüketici kapsamında olduğu, serbest tüketici olma koşullarını sağlayan davacının Danıştay’ın iptal kararı kapsamında kalması gerektiği, davacının davaya konu ettiği abonelik için talep edebileceği alacağının KDV dahil 20.875,90 TL olduğu, davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığından dava tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanunun 51.maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte talep edilebileceği” bildirilmiştir.
Bilirkişi heyet raporunun; kısmen hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı vekili istinaf talebinde, asıl alacağa ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini iddia etmiş ise de, dava istirdat davası olup, davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinin anlaşılması karşısında asıl alacağa dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesine ilişkin mahkeme kararında bir usulsüzlük görülmemiştir.
21/07/1953 tarihinde yürürlüğe giren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Kanununun 1 ve 3 üncü maddelerinde , bu kanunun uygulanacağı kuruluşlar arasında davacının içinde bulunduğu özel hukuk tüzelkişilerine yer verilmemiştir. Kaldı ki, taraflar arasında imzalanan …. de faize ilişkin herhangi bir kayıt yer almamaktadır.
Bu durumda, mahkemece; tarafların tacir olduğu gözetilerek, alacağın avans faizi ile birlikte tahsiline ilişkin kararı usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri ve bilirkişi heyet raporu dikkate alındığında; mahkemece kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK.’nun 353/1-b, maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme 6100 sayılı HMK’nun 355.md hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM; yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2017 tarih, ….. sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, taraf vekillerinin istinaf başvurularının ESASTAN REDDİNE,
2-Eksik alınan 4,90 TL istinaf harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.426,03 TL harçtan davalı tarafından yatırılan 357,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.069,03 TL nisbi karar ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.