Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi 2020/398 E. 2021/1434 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 24. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : DAVACI VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 29/12/2021

Mahkemece verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının filosunda bulunan araçların bakım ve onarımı hususunda tarafların anlaştıklarını, farklı tarihlerde davalıya ait ticari araçların bakım ve onarımlarının yapıldığını, söz konusu hizmet karşılığı davalı tarafından sadece 5.000,00 TL ödeme yapılmış olup, toplam fatura bedelinin 72.296,60 TL olması itibariyle verilen hizmetin karşılığının alınamadığını, bu nedenle Ankara 32.İcra Müdürlüğü’nün….. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, toplam alacak miktarına temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine ve %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının daha evvel bakım ve onarımını yaptığı araçların bedelinin ödediğini, davalıya ait ….. aracın fren bakımı için davalının bilgisi ve onayı olmadan davacının iş yerine götürüldüğünü ve araçlara yapılacak bakım için belirlenen ücret ve masrafın fazla olması nedeniyle söz konusu araçların bakımının yaptırılmasından vazgeçildiği ve araçlar üzerinde bakım ve onarım yapılmadığı halde araçların davalıya teslim edilmeyerek gönderilen ihtarname ile araçlar üzerinde hapis hakkı kullanıldığının bildirildiğini, yapılan bir işlem var ise belgelendirilmesi halinde davalının ödeme yapmaya hazır olduğunu, taraflar arasında bir anlaşma yahutta sözleşme bulunmadığını, davacı şirket yetkililerinin davalıyı şahsen tanımayıp, tanımadıkları bir kişiye böylesi yüksek meblağlarda vadeli olarak iş yapmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenle davacının herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığı halde haksız ve kötüniyetli olarak icra takibi yapıldığını belirterek, davanın reddine ve davalı lehine takip alacağının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:Mahkemece, davalının icra dairesinin yetkisine itirazının reddine karar verildikten sonra esas yönünden yapılan yargılama neticesinde, davalının fatura karşılığı olan hizmeti aldığı ve buna göre fatura bedellerinin ödendiğine dair üzerine düşen ispat yükünü karşılayamadığı, bu minvalde takibe konu fatura bedelinin ödenmediği, davalının takibe itirazının haksız olduğu, ancak itibar edilmesi gereken servis formlarının davalının …. işçileri tarafından imzalanan formlardan ibaret olması gerektiği, diğer formların davacının tek taraflı düzenlediği ve her zaman temini mümkün belgelerden sayılması gerektiği, bu durumda alacağın miktarının 21.771,00 TL olarak belirlendiği, her ne kadar bilirkişi raporunda davacıya ödenen 5.000,00 TL’nin mahsup edilmediği belirtilmiş ise de, zaten talebin bu miktar düşülerek yapılmış olması nedeniyle raporun bu kısmına itibar edilmediği, öte yandan İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın likit olduğu bu nedenle davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin de yerinde olduğu gerekçesiyle
davanın kısmen kabulü ile Ankara 32. İcra Müdürlüğünün…….sayılı icra dosyasında icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 21.771,00 TL asıl alacak yönünden takip talebindeki koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunun alacağın %20’si oranında hesaplanan 4.354,02 TL tutarında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece davalı yanında … olarak çalışan işçilerin imzaladıkları servis formlarının esas alınmış olmasının doğru olmadığını zira, taraflar arasındaki ticari teamül gereği teklif ve servis formlarının aynı amaçla kullandığının bariz olup, servis ve teklif formlarında yer alan araçlar ile formaları imzalayan çalışanların da birbirini teyit ettiğini, bu nedenle hükme esas alınan raporun kabul edilemez nitelikte olduğunu, ayrıca davalının çalışanı olmayan kişilere araçlarını teslim edip tamir ettirmelerine izin vermesinin de mümkün olmadığını, aksinin kabulü halinde dahi vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirterek, hukuka aykırı olarak verilen Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davada, araç tamirinden (eser sözleşmesi) kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi talep edilmektedir.
Dosya kapsamından, Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün ….E. sayılı dosyası ile davacı tarafından davalı aleyhine faturadan kaynaklı alacağa istinaden 72.298,60 TL asıl alacak ve 405,57 TL işlemiş faizin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı vekilinin 13/10/2017 tarihli borca yetkiye itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır.
TBK.’nun 470.maddesinde;”Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” hükmü yer almaktadır.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine düşmektedir.
Bu durumda, davacının (yüklenicinin), genel kurallar gereğince davalıya ait aracı tamir ettiğini kanıtlaması gerekmektedir.

Uyuşmazlık, icra takibi ile eldeki davanın dayanağı olan davalı adına düzenlenmiş 19/10/2017 tarihli muhtelif konularda ve miktarlarda malzeme ve işçilik içeren 72.298,60 TL tutarındaki fatura bedelinden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
HMK’nun 266. vd maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerekir.
Mahkemece hükme kısmen esas alınan bilirkişi raporunda özetle; “Davacının ticari defterlerine göre, davacının icra takip tarihinde icraya konu fatura ile davalıdan 72.298,60 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafça dosyaya sunulan teklif ve servis formalarının incelenmesi neticesinde davacının verdiğini iddia ettiği hizmet bedelinin KDV dahil 72.284,10 TL olarak hesaplandığını, ancak teklif formları ile servis formlarının birbirini teyit eden ya da birbirinin devamı niteliğinde olmayıp her iki tür formların da bağımsız olarak düzenlendiğini, her iki tür formda aynı isimlerin yer aldığı ve isimlerin büyük çoğunluğunun SGK kayıtlarında davalının personeli olarak tespit edildiğini, bazı formlarda yer alan isimlerin tespit edilemediğini, bir kısım formda ise yalnızca imza ile yine bir kısım formda yalnızca isim yer aldığını, 39 adet servis formunda yer alan isim ve imzanın SGK listelerinde davalının çalışanı olan şahıslara ait olup, bunların tutarının KDV dahil 21.771,00 TL olduğunu, davacının 5.000,00 TL tahsil ettiğini ikrar etmiş olması karşısında davacının söz konusu fatura nedeniyle davalıdan 16.771,00 TL alacaklı olduğu” belirtilmektedir.
Konusunda uzman bilirkişilerce düzenlenen raporunun, ihtilafı giderici, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, bilirkişi raporu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nun 355.md hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Eksik alınan 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İş Bu Karar İlamı E-İmza ile İmzalanmıştır.